Şimdi ayrılığa susuyoruz...
Gözlerin kadar yabancı bana bu kent ve ellerin kadar soğuk...
Bir sokak ortasında yalnızlığa bırakıyorsun ellerimi,
Tüm kelimelerim ölüme vuslat düşüyor ardından...
Ezberimde kalmış gözlerin,
Göremediğim düşlerde bile,
Hayalime düşüyorsun...
Derin bir nefesle çekiyorum,
Ayrılığın soluğunu,
Kent gri dumanlara karışıyor...
En siyahını giyiyorum yasların,
Ayrılığın dik merdivenlerinden iniyorum,
Sessizce...
Bir bayram arifesi sanki,
Halaylar tutuluyor karşı köyde,
Bir düğün alayı geçiyor önümden,
Beyazlara bulanmış bir gelin düşüyor gözlerime...
Az sonra,
Bir çocuk dileniyor benden,
Oysa ceplerimde acılarımdan başka bir şey kalmamış...
Umut kokan düşler biriktiriyorum sana,
Sen tüm sevmelerimi intihara sürüklüyorsun...
Seni sevmenin böylesi akla zarar/mış,
Zararlara uğratıyorsun tüm senli yanlarımı...
Uçurumun kenarından bakıyorum sana,
Kent hala gri dumanları soluyor
Ve soluksuz kalıyorum sana,
Tüm geçmişimle...
Ardından yazdığım şiirler,
Suskun
Ve
Ağlamaklı bir gün geçiriyor...
Düşüyorum...
Acı bir kahkahaya boğuluyorum dudaklarında,
Acısı bana,
Yarası bana...
Temmuzun sıcağında,
Teninde kavuruyorsun beni,
Oysa ben şubat soğuklarında üşüyorum...
Ellerin kadar soğuk bir uykudan uyanıyorum,
Gördüğüm bir düş/tü..
Geceye siyah bir matem düşüyor,
Çığlıklarım da boğuluyorsun,
Adın yine dudaklarıma düşüyor...
Yarım kalıyorum bir şiirin dibinde,
Aynaların ardında sır oluyorum,
Nefretim kendime,
Beni gördüğüm her yerde...
Kayıt Tarihi : 6.2.2010 20:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)