-Ruhları şadolsun-
-1-
Mersinin Arslanköyü
Nüfusuna kayıtlı
Karahasanoğlu Ahmet Efendi
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
******** Nafi Hocam,Türk , Kürt diye ayırmamak gerekir çünkü onlar bu ülkenin Asli ve Bölünmez ayrılmaz unsurlardıdr, Bu Cumhuriyeti beraber kurduk beraber yaşayacağız, biz iki kardeşin ekle tırnağız birbirimizden ayrılmamız mümkün değildir, Her Kürt Vatandaşımızı Potansiyel PKK li veya terörist görmememiz lazım, birbirimizi etnik tabanda patansiyonel düşmanlar görmemeliyiz, bu temelden yanlış, Bu Ulus Emperyaizme Karşı beraber direndik, genede beraber direneceğiz,
Onun için bu şiir çok anlamyı ve kardeşliğimizin yazılı bir belgesi niteliğindedir, Kalemin ve yüreğin daim olsun Sayğılarımla *****Aşık Korhani/Kanber ORHAN
Üstadım şiirime göstermiş oIduğunuz iIgiye teşekür ederim.Sizin yazmış oIduğunuz SiIvanIı Haso dayı iIe
MersinIi Ahmet efendi şiirinizi okuyup etkiIenmemek mümkün değiI.Tabi kiş şanIı tarihimizi sizin gibi usta kaIemIerin ağızından duymak bizIer için ayrı bir onur ve iftihar kaynağıdır.Yüreğinize gönIünüze sağIık.
Üstadım,
Siz şiir deği tarih yazmışsınız,
Şiir tadında.
Adınıda çanakkale geçilmez kosak,
Tarik okumak gerekmez.
Tarihi okuruz Şiir adına.
Kutlamak, tebrik etmek adet olmuş.
Aslında daha fazlası gerek.
Saygılarımla.
yüreğinize sağlık çok güzel çok şahane ve akıcı bir şiir şiirin hikayesi zaten bugünümüze ışık tutmalı
Misak-i Milli sınırlarında
her karış toprak
Türkiye Cumhuriyeti’dir.
ben de Güneydoğuda yaşıyorum;
Büyük Atatürk’ün izinden koşuyor,
ve…
şanlı bayrağımı göklerde,
şerefle, gururla taşıyorum…
Memetlerim sizler rahat uyuyun,
yemin ederim ki!
kanınız yerde kalmayacak!
hem bu dünya da,
hem de öbür dünyada
canilerden hesap sorulacak!
ruhlarınız şaad olsun…
naçizane şiirimi hatırlattınız ve katılmak istedim Üstad.
tebrikler ve teşekkürler.
İçim acıyor çanakkale şehitleri denince
neden verdiler canlarını ?
Ükemizin halini görürüyorlarsa boşa ölmüşüz diyorlardır.
Kalemine sağlık.
Ruhları şadolsun Çok duygulandım inanın ki.. iki damla gözyaşım.... Yüreğinize sağlık şair dostum.. Arslanköylü Ahmet Efendi; Bu güzel topraklarda bu gerçeği bize destanının şiir le anlatacağınıza bildiği evlat ve torunu yetiştirmek için vede onun için şehit oldu..Bu topraklarda kardeşce yaşasın diye şehit oldular.. Sevgiler Hiç Eksilmesin'
Rumuz: nayilkabak
DEĞERLİ DOSTUM ..
ÇANAKKALE de HEMEN HEMEN HER EVDEN BİR ŞEHİDİMİZ VARDIR.. ANLATILIR ÖYKÜLERİ DİLDEN DİLE.. HARİKA BİR ESER OLMUŞ BU ELLERİN NURDAN OLSUN ÇOK TEŞEKKÜRLER PAYLAŞIMINIA.. SELAM VE SAYGILARIMLA ESEN KAL..10***********P
Bu güzel eserin altına imzasını atan şairi tebrik ederim.
Ne Mutlu Türküm Diyene.
Kalbi sevgi ve saygılarımı iletirim.
Ruhları şadolsun. Şiirinizi kutlarım.
Bu şiir ile ilgili 71 tane yorum bulunmakta