Silivri Günlüğü Şiiri - Murat Nail Güney

Özgürlük umutlarıma pranga vurur hayalin,
Vefasızlığın gölgesi düşer yüzümde kalan gülüşüne,
Buna sevda mı diyorsun, hadi be, git işine,
Avuçlarımda fahişe sevdaların derin izi,
Kaç şuursuz hevese kurban ettin sevgimizi?
Uzak vuslat ihtimallerine öykünür yüreğim,
Açmamış masum tomurcuklar dökülür toprağa,
Bulutların gözyaşları yıkarken mor dağları,
Olgunlaşmamış sevdalara ağlar solan nergizler,
O şehrin sokakları kanserli hasretler gizler...

Zaman mekan anlamını kaybediyor dört duvarda,
Göz kapaklarımda demir parmaklıklar art-arda,
Bir bilseler artık özgürlükten bile korkar olduğumu,
Biçare uykularım gecelere küskün Silivri'de,
Efkarım koca bir dağ gibi başımın üstünde,
Tüm umutlarım vurgun yiyor her doğan günde.
Defterimde noktalara, virgüllere sinekler konuyor,
Her gün bir başka Mahkumun selası okunuyor,
Elde zeytin çekirdeği tesbih, dilde sabır duası,
Bir gün sana da tutacak şu gönlümün bedduası...

Yemyeşil ağaçlarını özlüyorum koca İstanbul'un,
Sahilde martılara mısır atışımı bir de,
İçimde filizlenen sevgilerim de oldu tutsak,
Uzun bir uykuya dalsak ve her şeyi unutsak...
Ucu paslı bir ok gibi saplandı gecenin kalbine,
Gözyaşlarım aşkım için dökülürken yine.
Sağanak yağmurlar içimde sel gibi akıyor,
Gözlerim parmaklıklardan ufka bakıyor.
Döneceğim özgür dünyam, kaldığın yerde bekle beni,
Buğulu gözlerinden öpüyorum seni...

Murat Nail Güney
17 Ekim 2014. Silivri ceza evi