Silistre'den vatan'a Şiiri - Metin Yurts ...

Öğrencileri ile geçirdiği sıkıntılı,korkulu ve tedirgin bir günden sonra yavaş ve düşünceli adımlarla evine doğru ilerliyordu. Doğduğu,okuduğu,tozlu yollarında top oynayıp kahkahalar atıp ağladığı mahallesine doğru yürürken, mutluluk perilerinin serptiği pembe tozların yüzüne çarptığında içini kaplayan dizginleyemediği huzuru ve mutluluğu hisseti bir an; ayağı takıldı sendeledi gözleri karadı; Bir anda baktığı gök maviden siyaha, ağaçların yeşili griye dönüşüyor, kulaklarında milyonlarca insanın bağrış ve çığlıkları yankılanıyordu her kez bir şeyler söylüyordu anlaşılmıyordu irkildi ve bal köpüğü gözlerini iri iri açtı, nefesi bir an kuş gibi içinden kanat çırpıp uçacakmış gibi oldu,bunlar hatıralardı ve geçmişte kalmıştı. Bu boğuk, soğuk ve etrafta dolaşan kin, nefret ve ispiyoncuların kol gezdiği artık güvenlik diye bir şeyin kalmadığı ülkeden, şehirden ve mahalleden kurtulmak zamanıydı kendini zor attı evine. Eşi ve çocukları karşıladı kapıda onu. Sevecen, sıcak, umut dolu babaları çökmüş bembeyaz, umutsuz ve kuzey denizlerinin soğu ile girmişti içeri,sarılmak için tereddüt etti çocuklar ama sonra onun gözlerinde mum alevine kadar bile olsa bir umut ışığı görüp ve sıcak tebessümüne takıp atıldılar üzerine. Yemeklerini yediler dünden kalanlarla bu günden gelenlerle, şakalaşıp konuştular yuvasının sıcaklığı ile adam kendine gelmişti yüzüne renk gelmiş bir şeylerin tadını tekrar alabildiğini fark etti ve düşündü insanın yuvası gibi var mı idi. Gecenin ilerleyen saatlerine doğru, yorgunluk elini ayağını bağlamaya başladığı bir anda kapı çaldı. Bir anda irkildiler eşiyle adam birbirine baktı ve birbirlerine kafa salladılar iki sininde beklediği birisi yoktu. Kapıya doğru adam oturduğu koltuktan doğruldu ve kapıya doğru yürüdü, Kapının iç gıcıklayan sesiyle açılması bir oldu. Kapıda takım elbiseli ellerinde telsizlerle polit büro elemanları duruyordu, karanlığın sessizliği suskunlukla birleşmiş ağızlardan çıkacak kelimeleri bekliyordu. Adam buyurun diye bildi. Üç kişi idiler; İçlerinden bir adım öne çıkarak çatık kaşları ve sert yüz ifadesine sahip, amirleri olduğu her haliyle belli olan şubeye kadar gideceğiz dedi. Adam geriye döndü üzerine ceketini alacaktı, o an birbirine sarılmış korku dolu bakışlar altında titreyen eşine ve çocukları gözüne takıldı. Korkmayın bana bir şey soracaklarmış ben bir iki, saate kadar dönerim siz yatın diye bildi. Adamı büroya götürdüler ve 48 saat boyunca sorguya tutular, niçin başvuruda bulunduğunu, niçin buradan gitmek istediğini defalarca sordular.Adam aç ve susuzluktan dudakları çatlamış bir Şekilde defalarca aynı şeyleri anlatı durdu. Sorguya biri geliyor biri gidiyordu adamın artık dayanacak gücü kalmamıştı, en son hatırladığı ve hiç unutmadığı kendisine rüşvet teklif ederek gitmemesi ve diğer gidecek olanlar hakkında casusluk yapması istenmesiydi.ağzından son kelime hayır kelimesi çıkmış ve sandalyeye yılığmıştı. Adamı evine bıraktılar ve artık öğretmenli yapamayacağını söylediler bundan sonra bur da devletin hiçbir kademesinde çalışamayacaktı.Bunun nedeni gitmek üzere evrakları hazırdı Gideceği güne kadar ailesine nasıl bakacaktı bir de evde kayınvalidesi ve pederi vardı. Aç kalmamak için gideceği güne kadar her işi yapacaktı nitekim inşaatlarda çalıştı amelelik yaptı.