Doğdum ev
belendiğin beşik
apaladığım sedir
beni tınmadı.
Açlığımı kapattığım ambar
salındığım salıncak
eskittiğim kara lastik
tavandaki ekin orağım
beni tınmadı.
Kapı kollarını yeniden tuttum
duvarlarına sürdüm ellerimi
ayran içtiğim bakır tas
tavanda asılı sarı çiçek
beni tınmadı.
Ellerini yüzlerini okşadım
Urbalarını terini kokladım
“Ana! Baba,
işte ben geldim
gözyaşlarım avuçlarımda! '
diye ünlendim de
kimse beni tınmadı.
“ Nedem
nerelere gidem? ”
Çekip gitmişler
kardaşlarım ırgatlıktan kaçıp.
çekip gitmişler
bacılarım
yabana
kuşa kurda.
Harmandaki buğday yığını
koyunumuz
kuzumuz
çekip gitmiş...
“Evimiz
yolumuz
toprağımız suyumuz
emmim dayım,
Çocukluğum hey! '
diye ünledim de
kimse beni tınmadı...
Ürktüm yalnızlığımdan
sokuldum yalnızlığıma...
Temmuz 1999 – Mesudiye
Mustafa ÖcalanKayıt Tarihi : 17.9.2006 00:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Öcalan](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/09/17/silaya-sitem.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!