SILAMIZ HANİ
Bu gün maziye bir selam çakalım
Neler yaşamışız şöyle bakalım
Yıllar öncesine fener yakalım
Köyümüz ne yanda sılamız hani
Çıkıp yokuşlardan kızak kayardık
Ağaç yayıklardan ayran yayardık
Her yanı yamalı çorap giyerdik
Çaputtan dokunmuş çulumuz hani
Dumanlı dağlarda koyun güderdik
Bakır helkilerle suya giderdik
Ne güzel komşuluk dostluk ederdik
Töremiz kaybolmuş yolumuz hani
Hayvanlara yem yapardık kevenden
Harman vakti inmez idik düvenden
Arılar uçardı kara kovandan
Şekersiz şerbetsiz balımız hani
Karabaşı arpa ile yallardık
Çobanların arkasına yollardık
Öküzleri yatırıp ta nallardık
Nalbant a ne oldu nalımız hani
Oyunlar oynardık köy odasında
Şakalar yapardık her defasında
Sabah gün doğmadan horoz sesinde
Besmeleyle kalkan dilimiz hani
Seyahat ederdik kağnı üstünde
Kılardık namazı koyun postunda
Manayı bulurduk Allah dostunda
Erenler göç etmiş velimiz hani
Bir ekmeği komşumuzla paylardık
Merkebin sırtında yayla yaylardık
Halaylar çekerdik türkü söylerdik
Kırılmış sazımız telimiz hani
Sakallı dedeler masal okurdu
Çilekeş kadınlar kilim dokurdu
Herkes garibandı herkes fakirdi
Olmazdı paramız pulumuz hani
Yağmur yağar toprak damlar akardı
Garip anam bulutlara bakardı
Tezekle odunla soba yakardı
Mangala ne oldu külümüz hani
Bulgur kaynatırdık isli kazanda
Yokluğa sitemler vardı bâzan da
Dişleri sökülmüş bozuk düzende
Her şeye şükreden hâlimiz hani
Kurak tarlalarda orak sallardık
Tarlaya çocukla azık yollardık
Bahar aylarında bostan bellerdik
Bahçeler bozulmuş belimiz hani
Yâri görsek mutluluktan uçardık
Ömür boyu onu yoldaş seçerdik
Ne anadan ne de yardan geçerdik
Boşanmak çirkindi dulumuz hani
Fes giyerdi bizde erkek uşağı
Ayağı çarıklı belde kuşağı
Allıydı gelinler baştan aşağı
Çiçekli fistanlar şalımız hani
Yoktu elektrik lambalar gazdan
Kışlık yiyecekler yapılır güzden
Başka ne vardı ki bir çift öküzden
Koyun mundar oldu malımız hani
Yürüyerek gidiyorduk şehire
Bitmez yollar benziyordu zehir e
Buğday arpa yetmiyordu zâhire
Boştu ambarımız dolumuz hani
Metrelerce kar yağardı bembeyaz
Zemheride çekilmezdi hiç ayaz
Altı ayda ancak geliyordu yaz
Çiçekle bezenmiş dalımız hani
Gaz lambası üstten verirdi isi
Nakışlı kilimler duvarın süsü
Virane damlarda baykuşun sesi
Bağlara ne oldu gülümüz hani
Kim ne derse desin özlüyor insan
Gitti giden ömür ne kadar yansan
Her gün benim gibi maziyi ansan
Tükendi ne yazık pilimiz hani
Geçmişe özlemle kalmışım dertte
Herkes mazisini anar elbette
Sıla hasretiyle ölüp gurbette
Kabrimiz kazılır salımız hani.
Fikri Pınarlı
Fikri PınarlıKayıt Tarihi : 8.3.2010 15:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fikri Pınarlı](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/03/08/silamiz-hani.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!