İlkokulu dördüncü sınıftan beşinci sınıfa geçtiğim yıl,yanlış hatırlamıyorsam,çünkü beşinci sınıfı ilçede okudum.
Yaz tatilindeyiz.Gölpazarı ilçesinin Çengeller Köyü,Anadolu'nun her köyü gibi tarım,tarla işleriyle boğuşuyor.Bizlerde annem,babam,küçük kardeşimle tarlaya gidiyoruz çapa yapıyoruz.Sabah hava ağarmadan ezanla birlikte gidip akşam hava kararınca ezanla dönüyoruz. Kör kandilin (Lamba o zaman zenginlerde bulunurdu,ne lambası mı? Gaz lambası hemde beş numara) aydınlığında anam tarhana çorbası veya bulgur pilavı yapar, yemeğimizi yer hemen yatardık.Ahşab bir evin iki odası var.Bir odasında çoluk çocuk biz,öbür odasında çoluk çocuk amcamlar kalırdı.
Teyzemiz vardı birde bizim.Artık babamın teyzesi mi,akrabalık nereden bilemiyorum.Teyze derdik kendisine..Bir kaç kocaya gitmiş,en son Arıcaklar Köy'ünden gelmiş,Arcaklı Teyze..
Babam ona evimizin avlusunun bir köşesine bir göz ev yaptı.Bizde yer içer, orada yatar kalkardı.Hoş bu işe kimsenin bir şey dediği yoktu.Yalnız kendisi hiç hoşgörülü olmazdı.İhtiyarlıktan mı,huysuzluktan mı bilemiyorum.Durmadan anneme söylenirdi.Akşam ezanında tarladan eve gelen anneme:
-Niye yemek yok,
-Niye esvapları yumadın..
Gibi söylenerek başının etini yerdi.
Salı günleri pazar kurulur ilçemize.Doksan altı parça köyden gelen köylüler ihtiyaçlarını alırlar.Salı günü kimi atla,kimi eşekle, kimi yaya pazara giden babaları biz çocuklar büyük bir heyecanla dönüşlerini beklerdik.Çünkü o gün köyde işe gidilmez,kadınlarda esvaplarını yuyarlardı (yıkarlardı) ,çocuklarda annelerine yardım eder,fırsat buldukca oyun oynarlardı.
Ben, babamın pazara hep yaya gittiğini ve köye eli boş döndüğünü hatırlayorum.Birşeyler almasını mı bilmez di,parası mı yoktu bilemem.Oysa beyaz pazar ekmeği ile köpük helvasını çok severdim.
İşte,yine böyle bir salı günü,annem çamaşır yıkıyor,ben de elimden geldiğince gücüm yettiğince ona yardı ediyordum.Arcaklı teyze geldi yanımıza ve anneme söylenmeye başladı:
-Sabunu az harca,peygamberimiz bile külle yıkamış esvapları,
-Ateşi az yak,su çok kaynamasın,
-Benim karnım acıktı,git ekmek getir...
Annem öyle bunaldı ki,hafifce teyzeyi iterek..
-Git kendin al...
demesine kalmadı,teyzede bir feryat,bir haykırış,bütün köylü başımıza toplandı.Zaten atmış hanelik küçük bir köy,evler sırt sırta dizili,üst yanda bağır alt yanda duyulur.
-Yetişin Aşa beni dövüyor.
Annem koşarak merdivenlerden eve çıktı.Babamın beyaz tenekeden kını olan bıçağını aldı,bana verdi.
-Bunu beline sok,git kasabada babanı bul,araba tutsun gelsin,ben artık bu köyde duramam,göç edeceğim,bıçakla kendini korursun.
Bıçağı,bağcıklı tetreyle boyanmış bez tumanımın (pantalon) beline soktum ama bıçak o kadar büyük ki önümdeki delikten ucu çıkıyor.Düştüm yola.O güne kadar hiç gitmediğim ilçemizin tarafına yöneldim.Yol kara yol,şose,uzaktan bir toz bulutu gördüm,tarlalara kaçtım oradan toza doğru yürüdüm.Büyük,kocaman bir araba geçti her tarafı toz ederek.Toz dağılınca yola çıkıp yürüdüm.Bizim köyle ilçe arası tahmini on yada oniki kilometre.Ben o yolu kaç saatte yürüdüm bilemiyorum,ilçeye vardım.Böyle kalabalık köy olur mu yarabbi...her taraf insan dolu, bu ilçe denilen yer de ne çok insanvarmış böyle...Ne tarafa gideceğimi bilemiyorum.İnsanlar beni çiğniyorlar,Şaşırdım kaldım.Bundan daha kalabalık yer var mı ki...O çocuk aklımla,önümde bıçak sallana sallana babamı bulamayacağımı anladım.Geriye köyüme dönmeliyim.Hem de karanlık olmadan.Dönmeliyim de nereden gideceğim,ne tarafa gideceğim,köyümüz ne tarafta kaldı,kaybolmuştum.Kimseye bir şey soramıyorum,korkmaya başladım,avare avare dolaşıyorum,bir ses duydum yakın bir yerde:
-Hadi hoşcakalın ben kaçıyorum...
Gördüm,gördüm babamın sesi ve babam orda işte.Hemen koşup bacaklarına sarıldım ve ağlamaya başladım.Salya sümük birbirine karıştı bir anda.Babam beni köpük helvası satan bir dükkana götürdü,elimi yüzümü yudu,birde beyaz pazar ekmeği ile köpük helvası aldı.Hem yedim hem ağladım.Kendime gelince olanları anlattım.
Her fırsatta ilçeye göç etmekten söz eden babam hem sevindi hem üzüldü.İlçeye gelmeyi istiyordu ama annem:
-Oralarda ser sefil oluruz,aç kalırız,aş ekmek bulamayız. Diye önlüyordu.
Helvamı yedikten sonra köyümüze doğru yola çıktık.Yine kimi atla,kimi eşek le, kimi yaya geriye dönüş başlamıştı.Yollar insandan geçilmiyordu.Bu kadar insanın çıkardığı bağırış ve naralar ovada yayılıyordu.
Bizim yolumuzdan tarafa bir beygir arabası gidiyordu.Babam arabayı durdurdu,beni bindirdi:
-Yoldan ayrılacağın yere kadar gitsin gerisini o bilir.Dedi.
Biz hızla onlardan ayrıldık.Beni beygir arabasında bizim köyün atlıları gördüler.Bizden önce köya varıp:
-Hacıbramların Fahri kasabaya göç etmek için araba tutmuş geliyor.Diye köye yaymışlar.
Ben arabadan indikten sonra yayaş yavaş yürürken boğazdaki kuyunun yanında babam yetişti.Beraber köye döndük.Köyde büyükler bizi bekliyordu.Arabasız görünce şaşırdılar.Ama genede bize kızdılar.
-Ne halt edeceksiniz şehirde,aç kalırsınız aç,sürüm sürüm sürünürsünüz, hiç köyden göç eden var mı,elin akıllısı siz misiniz? Dediler.
Ama babam onları dinlemedi.Bu olaydan on gün sonra,gizlice bir sabah ezanı vakti,Halil amcanın at arabasını getirdi.Evimizde ne varsa yükledik.Bir kilim,bir çul,beş ekmek,beş lira para,bir çuval un,kap kacak,kos koca at arabasını doldurduk,sadece Zehra kocananın hiçkırıklarıyla ve benim önümde iki kuzu,bir dana,bir eşek yola çıktık.
Böylece Çengeller Köyü'nden ilk kez bir aile şehire göç etmiş oldu.Epey bir zaman köylülerimiz bizi gözlediler.Aç kalıda geriye dönerler mi diye.Baktılar ki geriye dönüş yok,başladılar onlarda yavaş yavaş,Bilecik'e,İstanbul'a, Eskişehir'e ve benzeri yerler göç ederek köyü boşalttılar.
Bu işin sorumlusu biziz.Sevabıda varsa bize ait,günahı vebalı da varsa bize ait.Şimdi düşünüyorum.Acaba iyi mi ettik.Sayın köylülerim,değerli hemşerilerim siz ne dersiniz.Allah razı olsun derseniz hoş olur tabii.Hüküm sizlere ait.Sevgilerimle
Recep Uslu 14.08.2006
Kayıt Tarihi : 18.1.2007 09:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir bir gözümün önünden geçti benimde hatırladığım kadarıyla köyümüzün eski durumu...
Yüreğine, kalemine sağlık gerçi şimdiler de klavyene sağlık diyolar ama......
köyden göç etmek iyimi kötümü ben bişey demiyecem.Ama bu anı yazısı
sıcak içten ve çok güzel olmuş.Severek okudum.Sol yanıma da ince bir sızı bıraktı.Köpük helvası ve beyaz ekmek bana bizim oraları da özletti.Saygılar ve sevgilerimle değerli hocam
Hikayeniz bu yönü ile bile benim canımı acıttı. Annenizin ve babanızın eger hayatta iseler elelrinden öperim.
sevgiler.
TÜM YORUMLAR (3)