Sıla ile gurbet

sıla ile gurbet çarmıhımdır kitap

aşk eskitmiş hey serseri
hatırlar mısın bendeki seni.
ne kadar duvarsın geçemediğim
yine de yıkılma karşımdan yıkılmayayım.
iki dargın nehirdir gözlerim
sadece yüzünde buluşup kavuşan.
o gözlerin iki badem,
bedeninin sırrını bebeğinde saklayan, çekirdeğinde.
bir sözcük gibi çıkar ağzından güneş
günü şiir yapmaya ağrı dağında.
her sabah aynı güzel alışkanlıkla
çok susmuş sözcükler gibi çıkar.
büyümüşüm ya çocukluğuma demirlemiş gülüşüm.
yelkenler fora demedi, kara kaldım.
dişimle kök söker gibi söküyorum günleri,
hayat denen topraktan.
her hamlem kayboluşa yazgılı,
hakkım yok gibi yaşamda.
üstümden geçen bir vapur uluması kadar kabataşta
yada yoldan geçen bir rüzgar ıslığı,
serseriliği emininde.
 sıla ile gurbet çarmıhımdır gerildiğim
gözlerinin belcesi gibi yasnura.