Sıla Hasreti Şiiri - Yunus Akkale

Kama lak’lı sırtı Hayta’nın yüzü
Haydi, gözle gör Küçük Yazı düzü
Biraz beride var Fındık’lı gözü
Toprağına, ta taşına hasretim.

Tossaklı’da dik kaya sümbül taşı
Aşağıda taşlı armut da aşı
Nice güzel görünür göllü başı
Anamın bulgur aşına hasretim.

Karasu kenarında İnce Saraç
Koyak üstü, kaklık taşı, tepe kıraç
Evvelden beri ek biç koymadı aç
Ardıçlı yaka başına hasretim.

Armutludan ötede Elmalı’ya
Pazartesi gel olmadı salıya
Nefretim vardır kilime, halıya
Çuvalı, kara çuluna hasretim

Tırıl uzantısı yüksek Gök Kaya
Uzanır bilirim gökteki Ay’a
Başına çıkmayı özledim yaya
Kara, yağmura, yaşına hasretim.

Küçük Evsin, yukarı Koca Kaya
Yük vurdun zalim, körpecik bir taya
Karın harmanı şubat başı saya
Kara, kışına, yağmura hasretim.

Karşıda oyum koz var Cirit Yurdu
Yazı güzü ne güzel kuşu kurdu
Seher yeli tan vakti sizi sordu
Dolusu, boşu, kuşuna hasretim.

Kalanı kaldı gelmez göçen göçtü
Emmi, dayı orada komşu küstü
Nice üstünde yeşil çimen bitti
Ata, dede mezar taşına hasretim.

Bir dalda açan iki gonca güldü
Can cennet kuşları yangında öldü
Alevden arta, birkaç kemik, küldü
Güler yüzlü gülüşüne hasretim.

İstemem ağlama can içre ana
Baki kalmaz bu dünya insana
Bahçe bağın bir gün döner virana
Issız yerler baykuşuna hasretim.