Adını ezbere bildiğim bir şairin kitabını
İlk kez okumak gibiydi
Seni yaşamak.
Sahildeki ıslak banka kendimi bırakmak;
Dilimde soru cümleleri,
Yabancı imgelerin arasında boğulmak gibiydi
Balıkçıkar çarşısı meyhanecileri gibi bugün nefesim;
Bazen dolu, bazen boş.
Bazen anason konuşu anılarım,
Çoğu zaman karanlık ya da loş.
Kaldırımlarım ıslaktır genelde,
Gökyüzü gibi, sahte okyanuslar gibi,
Alışıyorsun
Dağa-taşa, kolaya-zora;
İyi kötü her şeye alışıyorsun.
Daha küçük geliyor gözüne dağlar,
Bir o kadar kolay
Tüm zorlar.
Duvarlara yaslanıyorum;
Islak, nemli, kirli,
Çokçası soğuk duvarlara...
Ben yaslanınca kimi yerinden oynuyor,
Kimi seyirci kalıyor
Oynayanlara.
Doğaüstü varlıklardık seninle.
İnsan bedenine bürünmüş
İki yalnızlıktan ibaretti kimyamız.
Birbirinden milyonlarca kilometre uzakta
İki ayrı galaksiydik biz.
Yıldızlarımız çarpışırdı zaman zaman,
Bir akşam ki, nasıl akşam bilmem.
El ele vermiş tüm çiçekler,
Susuzluklarını gidermek istercesine sarılıyor
Kalınca bir urgana.
Bir hava ki, puslu.
Gökyüzüne bakıyorum, yağmur gelecek,
Şehrin yükselen duvarlarına yapışmıştı gözlerim,
Her gün bir tuğla daha ekleniyordu üzerime.
Uzaklaşıyordum zamandan, yeryüzünden
Santim santim keşfediyordum atmosferi.
Seyreliyordum, ağırlaşıyordum
Yine de
Kar kalınlığı iki santim.
Yüreğimi ıslatıyor lapa lapa,
Soğuk rüzgarı hissediyorum.
Nemli bir nefes duyuyorum yine saçlarımda.
Ne yapayım, kıs mevsimini sevmiyorum.
Dümeni kırılmış iki denizciydik seninle
Açıklarda çarpıştı gemilerimiz
Tesadüfen.
Yine tesadüfen kurtulduk biz
Etrafımızdaki her şey batarken.
Gök yarıldı, ikiye böldük her şeyi.
Ekmeği böldük; suyu, soluduğumuz havayı...
İki tarafta yaşadık gerçeği, ayıplı hayalleri.
Yemekleri aynı anda yedik iki ayrı tarafta,
Ayrı yerlerde yakıldı sigaralar, kahveler ayrı içildi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!