Biliyor musunuz, eskiden hayat doluydum, mutluydum, hayaller kurup duruyordum, sigara, alkol falan fazla kullanmazdım, üstüme başıma güzel güzel kıyafetler alırdım, saçlarımı tarardım her gün, yani kendime bakardım. Dikkat ederdim kendime. Sonra herkes gitti. Herşey dağıldı bir yerelerw gitti, tek başıma yapayalnız kaldım. İnan soğudum hayattan -yaşamaktan, 3 yıldır falan hiç taramıyorum saçlarımı, kıyafet falanda fazla almıyorum, kendime hiç bakmıyorum, çok dağıldım, çok. Bakmayın siz konuştuğuma, güldüğüme, aslında çok üzgünüm, çok mutsuzum, yaşamak istemiyorum ama ölemiyorumda. Zorla yaşıyorum gibi bir şey. Ve hiçbir şeyin tadı yok. Bu içine düştüğüm boşluğun dibini bulamıyorum. Her gün vuruyorum dibe, ama vurduğum hiç bir dip son olmuyor, her gün vuruyorum, her gün..
Çünkü bütün heveslerini kursağına tıkamışlardır. bir kere vazgeçtin mi, bir daha hiçbir şey için mücadele edecek gücün kalmıyor. bir kere alıştın mı kendinle kalmaya, gelen giden bir şey ifade etmiyor. bir yapıştı mı ağzına "siktiret" kelimesi, hiçbir şey asla eskisi gibi olmuyor.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta