Sıkıntı/sızım Şiiri - Nilgün Akçay

Bu sabah da "merhaba" dedim yeni güne

Gece boyunca tünediğim penceremden.

Bizim sokak bomboş yine bu saatlerde...

Korona’dan mıdır, bilemedim neden

Sırra kadem basmış miskin kediler bile!

Dışarıdaki sessizlik sirayet etmiş içeriye sanki.

Yoksa tam aksi mi olmuş!

Evdeki sessizlik, sıcaktan bunalmış da

Dışarıya mı kaçmış?... Acaba.

Neyse, ne!

Fazla laf yorar belleğimizi.

İçeri dışarı ne fark eder ki !

Gülümsemelisiniz biraz...

“Siz gülümserseniz hayata; gülümser size Hayat da”

Aman dikkat!

Her şey iyi gidiyor diye yanılmayın.

Bazen hayatın da tutar muzipliği

Birden basar kahkahayı

Tiye alır tüm insanları.

Sakın demeyin ne geveliyorsun diye

Bugün muzipliğim üzerimde benim de.

Aylardır dışarıyla işim yok artık

Korona nedeniyle içeriye tıkılıp kaldık.

Yaş falan bahane ;

Tahammülsüzlük maskeye!

Maskelerin hepsi ya kolda, ya dirsekte

İnsanların nefes yolları değişmiş de

Haberimiz olmamış her nedense!

Hani derler ya

“Ağzının yerini biliyorum…”

İyi de

Bakıyorum yer değiştirmiş bazılarının ağızları

Söylenecek söz çok olsa da

Kulaklarımız sağır...

Gözlerimiz de kör olmuş zaar!

Her gün; insanlar bas bas bağırmakta

Yüzlerce yeni hasta

Yer kalmıyor artık morglarda...

Ne zaman uyanıp da

Ağzımızın burnumuzun doğru yerini öğreneceğiz.

Bu amansız Virüse “ hayatımızdan çık git” diyeceğiz...

Bilmem ki...

Ya siz...

Siz, yaşına bakmadan

Sokaklarda cirit atan yaş üstüler!

Ya siz…

Bana bir şeycik olmaz

Ben gencim diyen halay çeken gençler!

Yahu ne laftan anlamaz güruhsunuz sizler...

İlla gitmek istiyorsanız öteki tarafa

Niye bizleri de sürüklüyorsunuz peşiniz sıra

“Asıldığınız bir şey değil de

bacaklarınız boynumuza dolanıyor”

………………Çok geç olmadan anlasanıza!