Sıkılıyor boğazı kelimelerin,
Harf olsun çıkamıyor boşluğa…
Böyle değildim ben! Ben konuşan adam,
Konuşkan adam ben, ben durmaksızın, koşarcasına,
Susarcasına, coşarcasına,
Koca bir dünyayı kafatasına
Sokarcasına çağlayan adam…
Tıkanmış bir lavabo gibi doluyorum artık….
Sıkılıyor boğazı kelimelerin,
Sadece sessizlik dışa taşan,
Ama savrulup duruyor ne varsa içerde,
Her şey ve her nesne,
Duvardan duvara, tavandan yere,
Çarpa çarpa ufalanıyor…
Ne zor durulmuştular oysa…
Ne zor kurulmuşturlar oysa…
Sıkılıyor boğazı kelimelerin…
Nefessiz kaldıkça morarıyorlar…
Sessiz sessiz yakarıyorlar,
Son bir ah! demek için,
Son bir af! demek için
Son bir laf demek için,
Çırpınıyorlar ve sonra…
Yağlı bir bezden çekilen dikenli tel gibi çıkıyor can….
Sıkıldıkça boğazı kelimelerin,
Sen içimden çıkıyorsun can!
Ne zor kurulmuştun oysa…
Ne zor durulmuştun oysa…
2003
Reşit AkdağKayıt Tarihi : 23.4.2007 10:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kendini bilen gerçeği bilir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!