hayalet bir kent onarılıyor bozkırda
aynalar ruhumun mihenktaşı
yeşilin özlendiği
maviye sığınılan kara gün bu
düş imgeler tutuşuyor parmak uçlarımda
dağlık bir yaylada kalmıştı küheylânım
uçamıyoruz ah!
yüzleşmesi bitmedi ulu dağ zirvesiyle hâlâ
habersizdi
son keşişten ünlenen duaya kişnerken
atlas divanlarda
çığlık derleyen harem ağasından
tunçtan heykeller yontarak göğün ak yüzüne
talan ediyorum belleğimde ne varsa
lanet olsun!
bedbaht bir gonca düşüyor bağbozumundan
ne tartıyor terazim ah bilsen!
nasıl tartıyor
şirazesi bozuk şu dünyada
bir kefe ağır çekerken
her şeyin tükendiği kentte çocuklar ağlıyor
derinleşiyor atardamarımdaki uçurum
çürüyor kanayan dilim ey yar
yüreğim çatlıyor
karanfil kokulu şiirler çakıyorum alnına
sonrası anarşi
-aşk gibi bir şey-
dahası ne ola!
böğrümdeki bıçaktan gayrı
(23 Şubat 2005)
('ŞİKÂYETNAME', Hayal Yay. Temmuz 2010, Sayfa 50)
Kayıt Tarihi : 23.2.2005 16:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
'bedbaht bir gonca düşüyor' boğazımdan
diyesim geliyor
Çocuklar ağlamasın
Sevgili arkadaşım
TÜM YORUMLAR (2)