gerilla güncesinde kâr hanenin
topluca kundaklandık böyle
edilgin şarkı ey!
billur köşkte baş otağcı
altın renkli kuşun
karın ağrısı insan bedeninde
Nuh tufanından beri
yinelenen tek meseldiniz siz
panayır tedhişçisi!
kaç kere taşındınız
yüzsüzce aşındırılan özünüzden
teninize kaç sinsi göç değdi habersiz
her hücre ucu yanık
ketum ve yenik bir ünlem
ahdim ol kutsanmamış akit
soyumuz şahit
öç almaktan yana
uyrukluyuz üstelik
yılanın erkinden sorgula celallenmişliğimizi
masumiyetten, öfkeden ah çıdam!
ruh ağrısının titrek soluğuyla alazlanmış
militan nefesinden
ver cezayı
düşür suçu!
bellet ki kuyumuzda kendini arayan onlara
cinsiyetsiz şiirlerden sağılarak geldik biz
(3 Ekim 2006)
('ŞİKÂYETNAME', Hayal Yay. Temmuz 2010, Sayfa 92)
Kayıt Tarihi : 3.10.2006 11:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
sessizce gelip gittiğim anları ben bilirim ...
ve her gidişte şiir tadı kalır damağımda
emdiğinde kanı bırakır mı kaşıntısını. Âlâ hem de .
Bu ine çıka yavşak bir terazide, uzayın seyrinde…
tartısı bozuk bir serin özünden çıkan fikirse hele.
Dur desin eller bu keyfi kaypak öküzün boynuzundan sunulan tepsideki deme.
Hadi özü bir, sözü bir yer bulunur elbet dünyanın derinliklerinde.
Öz için öz kırmayız amma …dümeni döne döne rezil bir dehlize inen değmez kaptanın gemisini yüzdürmek neyimize?
Der de satmayız, kırarız kalemi en dibine kadar fırlatırız düzenin gözüne gözüne.
Sabır tespihini çeker dilimiz
lahavle!
durmadan
lahavle!
Naime hanım endişe edenler kâr hanenin karanlığında iş bitirenler olsunlar kalemlerimiz dik!
geçmiş hiç var olmamış gibi,
dünyaya atıldığında kendini besleyen anadan
kopmaktan korkan bilir;
Diana, Artemis, Kibele, Astarte..hep bir ağızdan,
‘ha, ha’ diye bağırırlar kırışmayan alınlarıyla,
‘günün birinde acı çektiğimi görürsen bedelini fena ödersin’
TÜM YORUMLAR (4)