…sadakora dönüştüğünde dil…
iç bohçalarımız ağlıyor şimdi
sedef kakmalı sandıklarda
soyunduk kâinat boyu
giyindik cüce!
soluk bir peyzajın sırat köprüsünde
ürpererek geçiyor içimiz içimizden
indigo maviler uğramaz buraya
esmez rüzgâr tülü yasemin saraylardan
cinnetin kabir taşlarına
alâmet-i farikadır bedenimiz
kırk kilit altında uyusun ipek eskisi keçe
ısrarcı bir derinliğe gebeyiz biz
gösterişli rükûlar boşa bağışlanmaz artık
ne de anlaklı sözler
gidişler gelişlerden kısa ömürlü hep
bu bâbta ecinnilere
tuz örsünde bilenmiş bıçaklar çekeriz
siyaha sulta duran selamım
çılgın nara ey!
çöl kıyısında kıyamete dek
gardiyansız bir esarette avazı kesik
ejderha pusularda fişlendi hallerimiz
son mecnundan yadigâr
deliduman sayıklamalar
giyindik bilesiniz
karanlık cücesiyiz biz
(25 Ağustos 2006)
('ŞİKÂYETNAME', Hayal Yay. Temmuz 2010, Sayfa 31)
Kayıt Tarihi : 25.8.2006 09:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
sedef kakmalı sandıklarda soyunduk kainat boyu
giyindik cüce!
Nefisti Naime hanım.
Dost ,bildik bir şiir görmek ne güzel...
Sevgiler.
CÜCE
Verdiğim şeylerin
Peşine düşmediysem
Bu hayata olan
tokluğumdandır
Oysa açlığım
Bir tohum tanesi
büyüklüğünde
Ekersem büyür
Ekmezsem
cüce!
Turhan Toy
TÜM YORUMLAR (4)