iki hece ötesinde
uykuma gizlenmiş duruyordunuz
birinizin geçmesi gereken taş duvar
diğerinizin gözleri deniz
kabartırken begonvilleri
bir yelkenlinin kanadında
sanki bağdaş kurup
/oturuyordunuz
açık akşam göçleri
meçhul iklimden gelen pusula
ibresinde ter damlası
dağılmasın diye gönenci
makasında vagon
istasyona küskün
bir şemsiye uzattınız
konuşmasam
dokunsanız yarasına serçenin
yürek atımı yaşayacağımızı söyler
ölü nar bahçeleri çektiğim ağzıma
ıslak ıslak saçılsa adınız
hangimiz izmir hangimiz istanbul
ya kim terkedilmiş köy
neremizde ağrı ince köprü
‘güz çelengi’ kime gelir
karıştırılsa bilirim kül
şiiryüzü’nde bir ırmak olur
çağladıkça yıkanırız
varsın yanağımızda kalsın
eriyen mum kipleri
mağrur suskunluk ağıyla
örterken erik ağaçlarını öğrendim
siz de öğreneceksiniz
kavganın içinde
yosunu kumu sevmeyi
gün kıpırdıyor karanfil rengini bulurken
neruda şiirleri ne çok
/yakışıyor sesinize
Kayıt Tarihi : 18.9.2018 11:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!