Yıl 1968
Edirne Erkek Öğretmen Okulu’nda
son sınıftayım
0nyedi buçuk yaşındayım
Bir-iki ay kadar sonra öğretmen olacağım
Bu yüzden rahatım
Önümde yalnızca bitirme sınavları var
Evvel Allah onu da aşacağım
Bu yüzden hafta sonunda
Edirne Sokakları’ndayım
*
Böyle bir günde;
Maarif Sineması önünde
film afişlerine baktıktan sonra
geçiyorum karşıya
Ama takılıp kalıyorum
Ali Paşa Çarşısı bitişiğindeki
Ayvazoğlu Sineması hoparlöründen yayılan
ve yüreğime işleyen şu şarkıya:
“Kalbimi kıra kıra
Bıraktın bir hatıra
Günahını yalancı
Dudaklarında ara.
*
Senden bana ne kaldı
Bir hatıradan başka
Bir daha geri dönmem
Yalan kattığın aşka...”
*
Yürüyorum
taş merdivenlerden yukarıya
Sinema girişindeki camlarda
Siyah-beyaz film afişlerini görüyorum
“VESİKALI YARİM”.
Başrollerde:
İzzet Günay ve Türkan Şoray
Diyorum ki kendime:
Bu filmi görmeliyim mutlaka!
....
Filmin sonuna doğru
"vesika yar"iyle aşk yaşayan
ve bu yüzden
evini unutan İzzet Günay'a
haftalar sonra geldiği evinin
divanına oturur oturmaz
“Bir suçlu gibi ezik” soruyor karısı?
“Karnın aç mı? ”
*
Türk kadınının,
asırlar boyu
sadakatle karışık boyun eğmişliğini
anlatan bu soruyla
Anam geliyor aklıma
Gel de ağlama!
.......*.....
10.mayıs.2016
Kayıt Tarihi : 10.6.2016 17:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşanmışı sonsuza dek yaşatmak için
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!