Şiirlerin En Güzeli Şiiri - Nimetullah Y ...

Nimetullah Yıldız
54

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Şiirlerin En Güzeli

Mekke'yi fethetmek değildi marifet.
Yürekleri fethetmekti elbet.
Öyle yapmıştı Hz. Muhammed.
Kibri mağlup etmenin zaferinin, kibir ile kazanılmayacağını iyi bilirdi.
Bedir'de kazandığını Uhud'ta kaybeden bir ümmedin peygamberiydi.
Zafer, yarışarak değil, barışarak kazanılabilirdi.
“Barış” denilince akla hep o Yaşar Kemal'in ölümsüz sözü gelirdi.
"Dağlar, insanlar hatta ölüm bile yorulduysa şimdi en güzel şiir barıştır."
Ne kadar da çok özlemiştik değil mi?
Şiirlerin en güzeli artık söylenmeliydi.
Türk, Kürd'e kafiyeli değil miydi?
Barışı hissedenler bunu iyi bilirdi.
Kafiyeye fesat karışmıştı belli ki.
"Barış" adeta yabancı bir kelime idi.
Akıllara durgunluk, kelimelere suskunluk veren bir savaştı bizimkisi.
Hangi savaş barışıktı ki kendiyle?
Hangi savaş anlatılabilirdi ki sevgiyle?
Dinmeliydi bu kan artık, bitmeliydi bu işkence!
Barışın bayrağını taşıyan bir halkı kim durdurabilirdi?
Barışın bayrağını taşıyan bir kalbe kim dokunabilirdi?
Birbirimizin kanında dolaşmak yerine; bir birimizin kanını akıtıyorduk.
Kanımızın kırmızısı temsil ediyor iken utancın rengini,
Utanmadan, arlanmadan anlatıyorduk sevgiye dair olmayan her şeyi.
İşte bizim durumumuz tam olarak böyleydi.
Yukarıda hepimize yetecek kadar yıldız varken,
Biz karanlığın peşine düşüyorduk.
Biz insanların durumu neye benziyordu biliyor musunuz?
Kocaman bir çınarın gölgesinde soluklanırken;
Ne gölgenin sırrını, ne de çınarın yüceliğini fark ediyorduk
İlla da gölge düşmez karanlıklar diyorduk.
Bu hayatta kimse başrolde değildi ve de roller adil paylaşılmıştı.
Başrolde olduğunu sananlar ise birer aptal figürandı.
Kralların en kralı bile başındaki tacın altındaydı.
Bir yolunu buluyorduk hep ama bir olmanın yolu da vardı.
Akılsızlığın yolu yerle birdi belki ama aklın yolu birdi işte.
Aşkla bir olmak var iken yerle bir olmak mı tercih edilmeliydi?
Belki de bu yüzdendi!
İnsanların öldürüldüğü bir dünyada sevgiden aşktan söz edilebilir mi?
Paramparça bir insanlığın, sevmeleri de aşkları da bu yüzden bu kadar kirli.
Her şeyi her şeyiyle sevmeyen biri; Nasıl başka birini sevebilirdi ki?
Kusursuz bir yaratılış içerisinde kusurlar yaratıyorduk.
Ve de biz bunu kusursuzca yapıyorduk.
İnsanı insandan ayırmamayı öneriyor iken birbirimize.
İnsanlıktan ayrılıyorduk!
Ayırıyorduk bir birimizi "siz" "biz" diye…
"Haziranda ölmek zor" diyordu bilge bir şarkı.
"Haziranda ölmüşlüğümüz çoktu belki ama haziranda diriliyorduk bu kez.
Barış'ın dirilten bir şey olduğunu işte o zaman anlıyorduk.
Mark Twain'ın o sözünü tüm kalbimiz ile hissediyorduk.
"Bağışlamak, menekşenin kendisini ezen topuğa kokusunu bulaştırmasıdır" diyordu.
Takvimlerin yaprağı gösteriyor iken barışı,
Menekşeler kendisini ezen topuğa kokusunu bulaştırıyordu.
Tarihe not düşüyordu menekşeler.
Bağışlıyorduk birbirimizi.
Kibri kabrine gömen bir hissedişin yaşamında buluşuyorduk, barış ile.
Affetmek için belki de kendimizi; en beyazından yepyeni bir sayfa açıyorduk.
Kalemin kırmızısı ile değil barışın tüm renkleri içinde barındıran kalemiyle yazıyorduk şiirimizi.
Ne kadar da çok özlemiştik değil mi?
Şiirlerin en güzeli artık söylenmeliydi.
"Türk, Kürd'e kafiyeliydi."

Nimetullah Yıldız
Kayıt Tarihi : 13.11.2016 05:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nimetullah Yıldız