Bir gün böyle olacağını biliyordum. Aşkın acıya kırağı çaldığı günü ilk kez biz yaşamıyorduk. Güneş yaşamı soluduğunda, kardelenler açıyor, gelincikler rüzgarı soluyordu. Sen bir başka boyutta üçgenini kuruyordun. Martılar bile ağlıyordu duygularıma...
Ankara geceye dönüyor. Michigan gölüne fırlattığım taş üç kez sekiyor, zenci taksicinin dikiz aynasında gördüklerini aynen yaşıyorum...
Peri bacalarının ıssızlığında kurmuştum düşlerimi, Chicago’nun kaldırımlarında sabahlıyordum... Bilmem anlatabiliyormuyum, sana bu mektubu yazarken, yine bir şiiri yaşıyordum.
Ankara’da gün battığı zaman
Hüznün şarkısı çalar
Metroda bir çift aşk öyküsü yazarken
Soyguncu soysun da, vurguncu vursun
Sen ana karnında boşa durursun
Doksan günde çık gel, dokuz ay dursun
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
Devamını Oku
Sen ana karnında boşa durursun
Doksan günde çık gel, dokuz ay dursun
Doğmaya gayret et, doğmaya bebek
Sonra geç kalırsın yağmaya bebek.




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta