Bileklerimizdeki aşk dövmeleriyle dolaştığımız bu çözümsüz kürede
Yeni umutlara, yeni aşklara temizleriz her gün gönlümüzün köşkünü
Cebimizdeki mendillerle, içimizdeki yasak öpüşlerle yangındır sevda
Kıyamet kopsa da kokladığımız güllerde, şiirler asarız biz gecelere…
Hep aynı tekdüzeliğin parçalarını birleştirerek sırlar âleminden çıkış arıyoruz hepimiz. Karanlık bir tünelde ilerleyerek çürük bedenleri çiğniyoruz durmadan. Oyunun parçaları dağılmışken bilinmezliğe, uçuk kelimelerden kuleler yapmak istiyoruz. Kimimiz ebe, kimimiz köle, saklanıyoruz yaşamdan bile. Damağımızda garip bir lezzetle kimliksiz dolaşıyoruz, sorgusu sona bırakılmış dünya cehenneminde.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.