ŞİİRLE VEDA
Yalancı baharın cemresine kapılıp,
çiçek açarak,
şiirlerle demlenen hercai sevgilerin
kelebek ömürlü uçuşlarında
kırılınca kanadın,
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bence güne yakışan şiirlerden birisi olmalı.. Kutluyorum
Sağ olun selamlar.
ŞİİRLE VEDA
Yalancı baharın cemresine kapılıp,
çiçek açarak,
şiirlerle demlenen hercai sevgilerin
kelebek ömürlü uçuşlarında
kırılınca kanadın,
bir Şehrazat masalının
kahramanı olursun.
Pimini çektiğin tüm şiirlerin,
rüzgarında savrulurken yüreğin,
kırılınca güven aynası
hep çizik gösterir yaşananları
ve doğru tartmaz olur sevgiyi
kalbinin terazisi..
işte o an,
infilak etmiş bir volkanın bacasından
yüreğine sıçrayan,
faili meçhul bir intihardır aşk.
Gece şiir nöbetleri tutar iken kalemin,
iyi kiler tükenmiş keşkeler firardaysa,
teğelleyip şiirlerin ucuna,
meze etme yüreğini boşuna,
nikotin kokulu hüzünler sarmalına.
Topla can kırıklarını,
at yüreğin dehlizine.
palyaço gülüşlerle...
Alçıya alıp kalbini
bırak zamanın avuçlarına
ve
Kundaklarda büyüttüğün sevdayı
sarıp kefene, göm yüreğine.
şiirlerle doğan aşkın,
Ölümü de şiirle olmalı.
MELAHAT ÇETİNKAYA
***
Ferhat ile Şirin birbirlerine "and içmiş" ve ölümüne aşıktır,
Lakin Şirin'in bir talibi daha, vardır,
Şirinin babası şart koşar, Amasya'ya su ve yeşilırmağa da bir köprü gerektir.
Kim işini tez bitirirse şirini ona verecektir babası...
Ferhat'a dağları delerek su kanalı yapmak düşer, rakibine de köprü...
Hummalı bir rekabet başlamış Ferhat dağları delerek suyu Amasya'ya getirmeye ramak kalmıştır ki; rakibi kaybedeceğini anlayınca araya bir cadı sokar ve Ferhat'a "köprü bitti, şirin evleniyor" dedikodusu sokturur.
Bunu duyan Ferhat balyozunu havaya atar ve altına durur, kendi başına balyozu düşürmeyi sağlar, ölür... Şirin de bunu duyar, ama Ferhat artık ölmüştür.
Şirin Ferhatın kendini uğruna öldürdüğü yere gelir ve intihar eder.
İkisinin mezarı olduğu yere kazılır. Mezarlar ve su kanalı halen mevcuttur. Şimdi müzeleri de yapıldı orsya...
Her yıl iki mezardan birer gül açar, her gün iki gonca gül mezardan mezara birbirine yaklaşmaktadır. Tam birbirlerine değmek üzere iken bir gecede iki mezar arasından bir kara çalı yeşerip çıkar, hızla büyüyerek ve iki gülün arasına girer, ayırır..Güller birleşemezler.
***
Vuslatsız aşkların kaderei hep böyledir usta, visal yoktur ama, DESTAN yazılmıştır... Kimbilir vuslat olsaydı aşk bitecek, belkİ de DEDTANLAŞAMAYACAKTI...
Yalanlar, iftiralar, dedikodular öyla çok aşkları iç etmiştir ki, örnekleri günümüze de mevcuttur.
Şiirini okuduğum zaman Ferhat ve Şirin hikayesi geldi aklıma... Eseri o kadar benzer buldum ki tarif edemem. Sanki bu açk masalının şiirleşmiş hali gibiydi...
Bence bu eser günün, dünün, yarının şiiri değil; "asrın şiiri" olmuş...
Ayakta alkışladım.
En kalbi tebriklerimle
Ozan Figani
Harika yorumunuzla artı değer kattınız şiirime sayfama çok teşekkürler selam ve saygılar usta .
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta