Aşkı, tabiatı ve rintlik temaları,
El yazması, taş basması divanı,
Kırk Hadis ve daha birçok tercümesi,
Üstat Baki’nin, Melikü’ş-şuara unvanı.
Fuzuli üstattır, şairlerin şairi.
Divanı, Leyla ile Mecnun, Şikâyet name eserleri.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
'Hınzır Paşa tarafından asılmış.
Rivayetler, 'Hızır paşa' diyor. Şair, 'Hınzır' diyerek 'domuz' teşbihi yapmakta ve içindekileri ortaya dökmektedir.
Ve, bana göre yanlıştır.
Bir idama sevinmek mümkün değildir elbet.Neticede bir candır.
Lakin, 16. Yüzyıl'da Osmanlı idaresinin hüküm sürdüğü Anadolu'nun siyasi yapısını ve komşuları ile ilişkilerini çok iyi bilmek ve incelemek gerekir.
Osmanlı - İran kavgasının temelinde ne vardır?
İslâm dinindeki yorum farkı, Şîa'nın anadoludaki din adına propaganda faaliyetleri, Türkmenlerin bir kısmını oluşturan Alevîlerin İran'cı olması ve şîa'ya destek vermesi, Osmanlı'nın İslâm'ın yozlaşması adına bundan çok rahatsız olması gibi nedenler, son derece hassas olan bu durumu ateşlemiştir.
Rivayetlere göre Pir Sultan'ın, 1534 yılında Bağdat'ın Osmanlı'lara geçmesinden sonra söylediği;
'Güzel Sah'ım çok yerlerden görünür
Aslı nedir, niye verdin Bagdat'ı '
demesi, Osmanlı tebası iken neden üzüldüğünü ve içindeki sevgi ve bağlılığın hangi yöne olduğunun bir göstergesi değil mi?
Hâl böyle olunca, hoşumuza gitmemiş olsa da; devletin ve dinin bekâsı için kardeş kanının bile câiz olduğuna inan bir yönetimin 'içimizdeki isyancılar', 'dinin bozulması için çalışanlar' diye adeta hâin olarak gördüğü insanlara bu türlü muamele uygulaması o zamana göre normal kabul edilmektedir.
Konuları bu yönden değerlendirmek en aklı selim yol olacaktır kanaatimce.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta