Şiirin Rolü (NESİR) Şiiri - Ali Şeyh Özd ...

Ali Şeyh Özdemir
48

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Şiirin Rolü (NESİR)

ŞİİRİN ROLÜ

Zulmün, terörün, gaspın, hırsızlığın, zorbalığın, haksızlığın, adaletsizliğin ve güvensizliğin kol gezdiği dünyamızda, insanlık kurtuluş için çareler ararken, şiiri çare diye sunan bir ses duydunuz mu hiç? Eğer duymadıysanız bu sese kulak vermenizi isterim...
Çığlıklar atmaya başladığımız, çözümler üretmeye çalıştığımız, etkiyi tepkiyle karşıladığımız ve tüm olumsuzluklar karşısında, çoğu zaman çaresiz kaldığımız bir dünyada, bu duruma düşmemizde acaba “şiirsizlik” de bir etken olabilir mi? ...
Bu gün, akla gelmedik katliamları gerçekleştirenler, terörün bin bir türlüsünü insanlık üzerinde deneyenler; canilikleri, zâlimlikleri gözlerini dahi kırpmadan sergileyenler, şüphe yok ki insanî özelliklerini yitirmeye başlamış, kabalaşmış, betonlaşmış ruhlardır.
Körpe, saf, masum ve temiz yürekleriyle dünyanın çiçekleri olan çocukları dahi katletmekten, onlara işkence yapmaktan çekinmeyenlerde eksik olan yegâne şey, insanlık vasfından uzaklaşmaya başlamış bulunmalarıdır.
Bu; kaba, serkeş, kontrolsüz ruhları eğitmekte –bana göre- en önemli faktörlerden biri de şiirdir şüphesiz…
Şiirin insan ruhunu eğitmekteki rolü, etkisi yadsınamayacak kadar önemlidir. İnsanî olmayan kaba yanlarımız, şiirin gücüyle yumuşatılabilir. Çünkü şiir; şefkatli, munis dalgalarıyla en kaba hatları bile yontacak kudrete sahiptir.
Bu kanatların altından uzaklaşan bir nesil, bu yumuşak dalgalarla okşanmaktan mahrum yetişen insanlık, maalesef bu gün kabalıklarıyla, yontulamamış yanlarıyla zulüm saçıp, terör estiriyorlar sokaklarda…
Öyleyse, yeniden bir seyr-ü sefer eylemek gerek şiir kuşunun kanadında… Onun gözüyle bakmak evrene... Ve şiirce şeyler söylemek gerek biraz da şiir penceresinden…
Tüm hırçınlıklara karşı şiir, ruhsal bir denetimden geçmenin, olgunlaşmanın, belirli bir seviye edinmenin, aşamalar katedebilmenin biricik yoldur. İnsanı damıtırsanız geriye kalan sadece şiirdir. Bu damıtılma sonrası ortada hiçbir şeyi kalmayan, eriyen ruhlar, kaostadır, karanlıktadır. Onlardan olumlu davranışlar beklemek boşa kürek çekmektir. İşte, bu yanlışlıkları önlemek için, onların hayatına şiiri sokmak gerek. Öyleyse şiiri, vitrinler, kapaklar ardından seyretmeyi bırakmalı, onu ellerimize almalı, kalbimizle okumalı, gönlümüzle dinlemeliyiz.
Şiir, solunum yetersizliği çeker gibi sevgi yetersizliği çekenlere, en kuvvetli ilaçtır. Çünkü şiir, sevginin oluk oluk aktığı, sonsuzluk kaynağının pınarıdır. Bu pınardan içmeyen yürekler, sevgi yoksunudurlar. Bu yoksunluk, hayvanî yönümüzü kamçılayıp bizi vahşi bir yaratık görünümüne sokabilir. Sevgiden gıdalanmamış bedenler, bu boşluğu nefretle dolduracaklar ve netice itibariyle de nefretin mahsûllerini ortaya koyacaklardır. Günümüz insanı bu hâli yaşamaktadır. Her şeyi maddede arayanlar, maddenin veremediği sevginin, şefkatin, merhametin eksikliğiyle, yanlış davranışlar sergilemeye yönelmektedirler.
Ruhen hasta duruma düşmüş, bu yönüyle de insanî vasıflarını kaybetmiş olanlara yazılacak reçetelerin içerisine, mutlaka şiiri sokmamız gerekmektedir. Zira şiir, yukarıda da arz ettiğim gibi, kaba ruhları en güzel törpüleyen, yumuşatan, kuş tüyü kanatlarıyla kuşatan bir vasıtadır.
Tarihsel süreç içerisinde, şiiri hayatına en çok sokmuş bir milletin çocukları olan bizler, dönüp de ardımıza baktığımızda, şiirin zirve olduğu dönemlerde, insanlarımızın da birer sevgi yumağı olduğunu görürüz. Şiirden uzaklaştığımız zamanlarda ise olanları herkes tahmin edebiliyor.
Günümüz Türkiye’sinde ortalama üç bin basan bir şiir kitabının bile, takdirle karşılandığını bilirseniz, içine düştüğümüz durumu da sanırım keşfetmekte zorlanmazsınız. Şüphesiz ki şiir kitaplarının fazla okuyucu bulamamasında, değişik etkenler de var. Ancak, kötü şiirin bile, insan ruhu üzerinde iyimser etkiler bırakabileceğini düşündük mü hiç? ...
Şiirin geniş, yumuşak ve tüm insanlığı kuşatacak kanatlarına sığınmak gerek. Ona iltica edenler yanılmazlar. Şiir, insanın hücrelerini “sevgi, merhamet, vicdan, hoşgörü” telleriyle yüreğine bağlayan ve bunlar arasındaki iletişimi sağlayan en etken yapıştırıcı, harç ve iletkendir..
Şiir, güzellik dediğimiz ideâlle baş başa bırakır insanı. Biz de bu güzelliklerle iç içe kalmanın verdiği vecd hâlini yaşarız.. Bu durum, sevgi denizine akmaktır. Güzellikle ve güzellikte çoğalmak; çirkinlikleri bu suyla yıkayarak temizlemektir.
Her insanın bir şiir, her şiirin de bir insan olduğunu düşünüp şiire yönelmek gerek yeniden…Şiirin eteklerinden tutunmak gerek… Şiiri yüreğimizle okumak ve ona dokunmak gerek insanî vasıflarımızı geliştirmek ve olgunlaştırmak için…

Ali Şeyh ÖZDEMİR (ALAZ Edebiyat Dergisi)

Ali Şeyh Özdemir
Kayıt Tarihi : 11.8.2008 15:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Muzeyyen Baskir
    Muzeyyen Baskir

    Şiir, güzellik dediğimiz ideâlle baş başa bırakır insanı. Biz de bu güzelliklerle iç içe kalmanın verdiği vecd hâlini yaşarız.. Bu durum, sevgi denizine akmaktır. Güzellikle ve güzellikte çoğalmak; çirkinlikleri bu suyla yıkayarak temizlemektir.
    Her insanın bir şiir, her şiirin de bir insan olduğunu düşünüp şiire yönelmek gerek yeniden…Şiirin eteklerinden tutunmak gerek… Şiiri yüreğimizle okumak ve ona dokunmak gerek insanî vasıflarımızı geliştirmek ve olgunlaştırmak için…

    ne mutlu şiiri sevmeye çağrı yapan üstada ....ne mutlu .....

    elbette a,dan z,ye katılıyorum yazdığınız bu nesire bir kez daha kutlamaktan zevk alarak saygılar

    Cevap Yaz
  • Saadet Ün
    Saadet Ün

    Şiir, güzellik dediğimiz ideâlle baş başa bırakır insanı. Biz de bu güzelliklerle iç içe kalmanın verdiği vecd hâlini yaşarız.. Bu durum, sevgi denizine akmaktır. Güzellikle ve güzellikte çoğalmak; çirkinlikleri bu suyla yıkayarak temizlemektir.
    Her insanın bir şiir, her şiirin de bir insan olduğunu düşünüp şiire yönelmek gerek yeniden…Şiirin eteklerinden tutunmak gerek… Şiiri yüreğimizle okumak ve ona dokunmak gerek insanî vasıflarımızı geliştirmek ve olgunlaştırmak için…



    Haklısınız Hocam
    Keşke tüm yürekler şiir yazsa... şiire sığınsa kötü yürekler... o zaman daha güzel olurdu dünya...

    Kaleminizden anlamlı ve güzel bir yazı okudum...
    Okurken de bir kez daha o güzel yüreğinizi tanıdım...
    Ne mutlu ki böylesine değerli insanlar var edebiyat dünyasında... ki izlerinden gidilmesi gerekenlersiniz siz...


    Az ve öz yazan kaleme teşekkürler

    Başarılarınız daim olsun

    Saygı ve dua ile...

    Cevap Yaz
  • Mustafa Erkenekli
    Mustafa Erkenekli

    Sanırım şiirin insan hayatındaki rolünü en iyi bilenlerden biriyim.
    Selamlarımla ağabey...

    Cevap Yaz
  • Feride Bektaş
    Feride Bektaş

    Şiir, solunum yetersizliği çeker gibi sevgi yetersizliği çekenlere, en kuvvetli ilaçtır. Çünkü şiir, sevginin oluk oluk aktığı, sonsuzluk kaynağının pınarıdır.'
    Üstat zaten bu cümlelerin üstüne söylenecek söz mü olur ?
    Maalesef biz milletçe kitabı -okumayı sevmiyoruz.Ne yazık ki hurafelere,dedikodu,gıybet inanmazsak bile acabaların zihnimizde mantar gibi ürediği soru işaretler ve kendimizce yorumlarla götürür götürür işi ya günaha ya ayıba dayandırırız.Bu işler ya kolayımıza geliyor yada çocukluğumuzda büyüklerimizden süregelen alışkanlıklardan olsa gerek.(Çok enteresan büyüklerimiz,hem ayıp hem günah derler ,Ardından da onaylamadıklarını yaparak biz küçüklere farklı, çift kişilikli bir model sergilerler....)
    Ben POLİTİKACILARI Anne ve Babalara benzetiyorum.İşlerine nasıl geliyorsa doğru olan o....
    PKK,Terörist,Vatan hani ,Çocuk Katilleri ,V.sV.s diyoruz.Daha düne kadar hani Barzani ve yandaşları baş düşmanımızda ?Ne oldu da kırmızı halılar serildi ayaklarına ?Bu filimi o kadar çok izledim ki.....bıkkınlığım ve nefretim iç içe geçmiş.
    Şimdiye kadar öğrendiğim bir şey varsa o da olan gariban halka oluyor..........
    Aklım almıyor Amerika 54 eyaletten yığınla etnik guruptan oluşuyor.Ya oralarda NEDEN BÖYLE ŞEYLER YAŞANMIYOR ? NEDEN BU İNSANLAR ÜLKELERİNİ BİZDEN ÇOK DAHA FAZLA SEVİYORLAR ?Bu sevgi tohumunu atan şairler mi ? Yoksa şairler ekilen mevcut sevgi tohumun gürleşmesi için “sevginin oluk oluk aktığı, sonsuzluk kaynağının pınarıdır.'Sevgi pınar mı oldu ?
    Biz her şeyden önce bedeli ne olursa olsun çocuklarımıza doğuluğu,mertliği,dürüstlüğü,menfaat uğruna el etek öpmemeyi, güçlü zalim olursa karşısında , Mazlum zayıf ise dayanak ve yanında olmayı.Merhameti,vicdanı elden bırakmamayı,erdemli ve onurlu yaşamayı öğretmeliyiz ki başkasına haksızlık yapmasın.
    Biz hemen durduk yere,yalan yere VALLAHİ,BİLLAHİ o kadar kolay söylüyoruz ki .Çocuğumuz bütün bunlara şahit oluyor.Çocuklarımız da büyüdüğünde bizden bir iki gömlek daha ileri oluyor.Eskiden senet sepet işi mi vardı ? Biri bir söz verdi mi o insanın başı gider sözü gitmezdi.Şimdi senetler dahi sahte…….

    Üstat bu güzel yazınız alıp beni ; kayadan kayaya,dağdan dağa çarpıp durdu….
    Kaleminiz daim olsun.Selam ve saygılarımla…

    Cevap Yaz
  • Afet Kırat
    Afet Kırat

    ben bu nesri grubumuza gönderdiğiniz zaman okumuştum. ve çok beğendiğim için de bilgisayarıma kaydetmiştim, zaman zaman okumaktı dileğim. tüm dostlarla buradan paylaşmanız çok daha iyi olmuş. herkes adına teşekkürler efendim. selametle kalınız.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Ali Şeyh Özdemir