c. Hayattan İmler:
Şair bazen şirini yazarken yada yazdıktan sonra yaşantıları öylesine değiştirir, öylesine yeniden kurgular ki, o şiirin kişinin hayatıyla bir ilgisi var mıdır, yok mudur, kestiremezsiniz. Sadece varolan şiirin şairin hayatıyla ilişkisini keşfetmeye çalışırsınız.
Aslında, asıl olan, şiirde şairin hayatı mıdır? Bazıları buna önem vermekle birlikte, eleştirmenler genellikle şairin yaptığı, oluşturduğu kurguya büyük önem verirler. Şairin hayatı iyi de, önemli olan şiirdir. Şiir ise hayatın imlerinden hareket edip, yeniden kurgulamadır. Bu tip şiirlerde belki, bir Picasso resmine bakıp, “Ben bir şey anlamadım,” diyen seyircinin hali mevcuttur. Ortada bir eser vardır,büyük emek verilmiştir. Fakat okuyan onu anlamakta zorluk çeker. Neyin gerçek, neyin kurgu olduğunu çıkaramaz, üstelik, kurguların, değişik imgelerin çokluğu, uzak çağrışımlar şiiri öylesine çok boyutlu hale sokar ki, bu noktada şiiri analiz edebilmenin,onu anlayabilmenin özel bir dili olmalıdır. Böyle şiirleri daha iyi anlayabilmek için eleştirmenlerin yorumuna ihtiyaç duyarız. Bu gibi şiirlerde mutlaka bazı ipuçları vardır; ve bunları anlayabilmek için mantığını anlayabilmek gerekir. İlhan Berk’in şu şiirine bakın:
YAZIT 1
İşte A, D, Z, saçın gecesi,
Geç evim, ey benim eski zaman ırmağım.
Bir yerdeyim, orayı iniyorum.
İşte açık aynasındasın bunluğumun.
Ben size ne dedim rüzgârın atları
Ki oraya çıkıyorum.
Gelin durun benim eksenime
Vardır ölümün büyük evleri çıkarsınız.
Bu şiir alışılmış şiir anlayışımızın çok dışında kurgulamalar getiriyor. Hayattan ne var bu şiirde ; şairin hayatından neler var? Bu çok sorgulanır. Artık şiir bir şifre olmuştur. Okuyucu da bir şifre çözücü. Şiirin bir ucu buradadır. Şiir burada bir anlamsızlığa mı saplanmıştır, yoksa çok anlamlığa mı? Bu yoruma bağlı. Ama çağımız şiiri artık kolay bir şiir değil. Şiirde de eksperlere,uzmanlara ihtiyaç var. Bu konuda eleştirmenleri yardıma çağırıyoruz. Çünkü bu tip şiirler karşısında okuyucu kendine güvenini yitirebilir. Bu yapıt güzel midir, çirkin midir? Güzelliğin kuralları var mıdır? Elbette vardır; biz buna “estetik” diyoruz. Fakat edebiyat, herkesin üzerinde yüzde yüz anlaştığı bir olay değildir. Edebiyatçılar kolay kolay anlaşamazlar; şairler hiç anlaşamazlar. Neden? Çünkü sanat fena halde öznel bir olaydır. Kişinin kendisine, karakterine, yetiştiriliş biçimine, anlayışına bağlı bir olaydır. Senin güzel şiir dediğini ben beğenmem, benim beğendiğimi de sen beğenmezsin.
Kavga etmeye değmez. Herkesin zevkine göre o kadar çok şiir var ki, herkes beğendiğini seçsin ve okusun. Kim ne diyebilir ki?
Erdal CeyhanKayıt Tarihi : 25.5.2010 03:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!