5.Yazma Zorunluluğu:
Siz hiç. “şiir yazmasam, yazamasam hayat yaşamaya değer bir yer olmaz,” duygusuna kapıldınız mı? Belki değil, ama inanıyorum ki, şiire kendini öylesine kaptıranlar, “bağımlı” olanlar vardır ki, yazmasalar öleceğim duygusu içinde yaşarlar. Bu gerçek midir? Sait Faik öykücüdür bilirsiniz (güzel şiirleri de vardır) ; Sait Faik'in yazmasam ölecektim,” dediği yaygın bir söylencedir; aslının ise bir öyküsünün son cümlesi olan 'yazmasam çıldıracaktım' olduğu ise bir gerçektir.
Bazı insanlar yazmayı, dolayısıyla şiir yazmayı hayatlarının bir parçası haline getirmişlerdir. Bu bir “İç güdülenme” meselesidir. Bir iç ses ona “yaz” demektedir. Fakat, bazı durumlarda ise kişi zorunluluklardan yazar. Para kazanmak için yazar. Gerçi bu durum şairlerde çok rastlanmaz. Çünkü şiir para etmez; hatta çocuklarının şiirlerle uğraştığını duyan bazı babalar, “şiir ne zaman para etti ki, onunla uğraşıyorsun” derler. Evet şiir belki para etmez. Ama şair inanır ki dünya bir şiirin üzerinde döner. Her yazılanın temelinde şiir vardır. Şiirsiz bir dünya tatsız, tuzsuz ve anlamsız olacaktır. Şairler günümüzün ve geleceğin büyücüleridirler. Çok şair, çok şiir bu yüzden aforoz edilmiştir; yakılması, ipe çekilmesi uygun görülmüştür.Alın Nesimi’yi:
“bir cefâkeş âşıkam ey yâr senden dönmezem
hançer ile yüreğimi yar senden dönmezem
ger zekeriya tek beni baştan ayağa yarsalar
başıma koy erre neccâr senden dönmezem
ger beni yandırsalar, toprağımı savursalar
külüm oddan çağırsalar settâr senden dönmezem- Seyyid Nesîmî
Başkalarından farklı ve kendi yolunu bulmus bir düşünce adamı, bir şair olmasina karşın son derece ironik olarak Halep’te adeta bir koyun gibi derisi yüzülerek öldürülmüştür.
Bazı yazarlar, yazarlar çünkü para kazanmak zorunluluğundadırlar. Gerçi, son analizde yazmak hayatta meslek olarak seçilecek son çaredir. Kolay değildir insanlara kendini kabul ettirmek ve yazmak hiç kolay değildir. Onun için sanatçılar, yazarlar bir toplumda, dünyada saygıyla karşılanırlar. Bu duruma gelmek hiç kolay değildir. Büyük yazarların oluşması yıllar alır; her asır da ancak birkaç tane büyük yazar, büyük şair çıkar.
İşte bu çeşit büyük yazarlar için yazma nedeni kendi içlerindedir. Onları tutamazsınız. İçerde, dışarıda, hapiste nerede olurlarsa olsunlar yazarlar..Yeter ki bir kağıt ve kalem ellerinin altında olsun..Onlar yazacaklardır. Yazmak için bir neden yaratacaklardır.
Öyleyse yazmanın kaynağı kendi içimizde olabilir; biz isteriz, içimizden gelir..Kimse bizi zorlamaz. Ama bazen de hayat zorlar. Yazmasan ekmek parası yok, denir. Şiir yazarak ekmek parası kazanacağını sananlar fena halde aldanırlar ama biraz geç olabilir.
İster içinizden gelsin, ister öğretmeniniz size, “Çok yeteneklisin, ne kadar güzel şiirler yazıyorsun, “ desin..Yazın, sanatla ilgilenin. Çünkü,hayatta insanlar ikiye ayrılır, bir, sanatlar ilgilenenler, yazanlar ve çizenler..İki, sanata uzak duranlar. Sanata, edebiyata, şiire uzak duranlar hiçbir zaman hayatın anlamını iyi anlayamazlar, doğru yorumlayamazlar. Şiir yazanlar,şiirle haşır neşir olanlar ise, hiç olmazsa kendilerince anlamlı, hoş bir hayat geçirirler, ve kendilerinden sonrakilere belki anlamlı bir iki dize bırakırlar. O da bir şeydir. Ne dersiniz?
Erdal CeyhanKayıt Tarihi : 29.5.2010 07:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!