Şiirin felsefesine kafa yoran adam:
Asım Yapıcı
Bilim adamı kimliği ile sanatçı kimliğini aynı anda ve başarıyla taşıyan bir kişilik Asım Yapıcı.
Küçük yaşlardan beri şiirler yazmakta.
Bugün usta şairlerimiz arasına adını yazdırmayı başaran Asım Yapıcı, şiir yazmanın yanında şiirin “ne”liği ve “nasıl”lığı üzerinde teorik tartışmalarda yapmakta.
Yani, şiirin felsefesine de kafa yormakta.
Yapıcı’nın şiir yazmakla yetinmeyip şiirin felsefesine kafa yormasında bilim adamlığının büyük payı vardır şüphesiz.
Yapıcı, şiirlerinde tema olarak şiirin temel temalarının yanında felsefe içeren temalar da kullanmaktadır.
Aşk, sevda, ayrılık, ölüm, mistik duygular ve toplumun sorunlarının yanında, Asım Yapıcı’nın şiirlerinde anlam arayışı ve varoluş sancılarını da görebiliriz.
Hatta, Yapıcı şiirlerinde diğer şairlerde olmadığı ölçüde ön plana çıkmaktadır.
Üniversitesi Aslında. Yapıcı’nın bilimsel çalışmaları da şiirlerinde ön plana çıkan anlam arayışı ve varoluş sancılarına paralellik gösterir.
YAPICI KİMDİR?
5 Kasım 1966 yılında Kayseri- Develi’de doğdu.
İlk ve orta eğitimimi Ankara’da tamamladı.
1989 yılında Erciyes İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu.
1995 yılına kadar önce kısa bir süre Malatya-Gündüzbey`de, daha sonra da Malatya-Pütürge`de öğretmenlik yaptı. 1995`te Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’de Felsefe ve Din Bilimleri Bölümüne bağlı olarak Din Psikolojisi Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı.
Bu arada 1993 yılında Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüne bağlı olarak yapmaya başladığım yüksek lisans eğitimini 1996`da, doktora eğitimini ise 2002`de tamamladı.
Şu anda Adana`da Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Din Psikolojisi alanında öğretim üyesi olarak çalışmalarıma devam etmekte.
Akademsiyen kimliğim ile çeşitli bilimsel dergilerde makaleler yayınladı ve başta psikoloji, sosyoloji ve sosyal psikiyatri olmak üzere çok çeşitli kongreye katılarak sunumlar yaptı.Yapıcı’nın çalışmaları genel olarak `dindarlık`, `dini yaşayış biçimleri`, `dindarlık ölçekleri`, insanın anlam arayışı ve din``, `dindarlık ve psiko-sosyal uyum`, `dindarlık ve ruh sağlığı`, `dogmatik ve fanatik dindarlık türleri`, `değerlerin oluşumu ve değer tercihlerinin yapılanması`, `dini gruplar gruplar arası sosyal mesafeler`, `Sünni ve Alevi Grupların birbirlerine yönelik tutumları`, `ötekini algılama`, `küreselleşmenin kimlik üzerine etkileri`, `dinde kadının yeri ve değeri` ve `kimlik` konuları üzerinde odaklanmakta.
Şairin birisi şiir, ikisi araştırma olmak üzere üç yayınlanmış kitabı bulunmaktadır:
*Asım Yapıcı, Aşkımı Güneşte Yıkayıp Yağmurlarda Kuruttuğumdan Beri..., Karahan Kitabevi, Adana 2004 Şiir
*Asım Yapıcı, İslam`da Tövbe ve Dini Yaşayıştaki Rolü, Beyan Yayınları, İstanbul 1997 Araştırma.
*Asım Yapıcı, Din-Kimlik ve Ön Yargı: Biz ve Onlar, Karahan Kitabevi, Adana 2004 Araştırma.
Katerina
yeşil kırmızıya döndüğü vakit
ve döndüğü zaman aşk başka yörüngelerde, serseri
eşkiya gözlerinde sönünce umutlarım
yanıklar merhem olup inince kasıklarıma
haz verir mi okşamak titrek göğüsleri?
gecenin en uryan vaktinde
tomurcuk gülleri öpmek
ve koklamak, hatta yosun tutmuş denizi
dinince aşka vurgun ağıtlar
hercai gönlünde kaç otağ var, bilmem ki
ey kitapsız sevdaların fettan meleği!
Katerina
az mı süsledin gün görmeyen düşlerimi?
vuslatı az mı gıdıkladın hayallerimde
arsız bakışlarınla, cilveli
içtikçe kandırmayan mavi şaraptı tadın
ismin yeterdi titretmeye aklımı
arzuları mayalayan seraptın, bin yıllık mahzenlerde
bir yanın Erciyesti, öbür tarafın Ağrı
nice ırmaklar akardı vadilerinde, kızıl
ey ehlileşmeyen duyguların vahşi ceylanı
beynimin kıvrımlarında danteldi adın
günahı seninle sevmiştim seni sevmeden önce
besmelesiz uykuları başlatan ey kadın!
Katerina
hani, geceyi bitirmezdik ikindiyi görmeden
devletler yıkan sevişmelerimiz vardı
asırlık çınarların altında
ne mümkündü korkmak yaban taylarından
ve unutmak varoşlara sinmiş kokunu
bombalar altında
yarı kan, yarı duman
yarısı bir öfkeydi lanet okuyan
hadi bir kurşun da sen sık Felluce yüreğime
yaban postalları altında, ölgün
yık, kalan ne varsa maziden
eski dünyada
kırk gün kırk gece
kabustan bir sevda değil mi bu zaten
can suyu kan
kirli eğlence
çek bıçağı İbrahim
titremesin ellerin
siz ey İncilin üvey çocukları!
söyleyin:
gökkuşağı hayaller ne vakit kaybetti renklerini
ey gölgesiz düşlerin karanlık tanrısı!
hangi zamandı bilmem ki Ares
daha dinmedi mi kızıl kıyamet öfken?
şimşeğiyle dağları yırtan Zeus
senden mi ilham alır şarapnel parçaları
teyyareler
ve Sen:
ölümü ve hayatı Var eden
aşkla yoğurduğun kainatta can çekişiyor aşk
neden?
vur bıçağı İbrahim
kes gitsin
Moriah’ta kalp ağlasın, Bağdat’ta beden
neden? nisan rahmeti belleyip kurşunları
şemsiyesiz gezerim ölüm yağmurlarında
Katerina
çoktandır kıra düşmez gözlerine
marketlerde mi tutsak hissiz bekleyişler?
mesafeler mi ölü, tekliyor mu zaman?
neyin sevdasına paketlendi Allahsız sevdan?
ey yüzünü namahrem diye saklayan gece!
ey geceyi yarasalara satan sessizlik!
nicedir ıslık çalar ruhum yokluğa
hüzün doğuran
şeytanları besleyen oynak nameler söylerim zamansız
karanlığı çoğaltan türkü
Katerina
her nefesi vebal kokan sevgili
ya günahınla yıka ya kanınla yak beni
dinsin bu kaypak arzu
bitsin bu sarhoş öfke
çal bıçağı İbrahim
`bismillahirrahmanirrahim`
2005
İmgelem Kültür-Sanat-Yorum Dergisi; Yıl: 3; Sayı: 15, 2006, s. 20.
Asım Yapıcı
Münevver DÜVER
ZİRVE GAZETESİ YAZI DİZİSİNDEN
ADANA-TEMMUZ 2006
Kayıt Tarihi : 25.7.2006 09:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir şair olarak, yüreği şiiriyle çoşan ve şiirle yatıp, şiirle kalkan isimli/isimsiz kahramanları sayfanızda büyüteç altına almanız ve onları daha yakınen tanımamıza vesile olmanızdan dolayı çok güzel bir çalışmanın öncüsü olmuşsunuz.. tebrikler..
SALİM ERBEN
Beni ziyadesiyle onurlandırdınız ve sevindirdiniz
Sizin dilinizden kendimi dinlemek keyf vericiydi.
Asım yapıcı
TÜM YORUMLAR (3)