11.Esin Perisi
Sorarlar şaire, “Dün gece şiir yazdın mı? İlham Perisi gelmedi yazamadım…” Var mıdır öyle bir ilham perisi. Belki birilerinin vardır. Biz şimdiye kadar görmedik; Ha, bir sürü güzel kız gördük de,içlerinden hiçbirisinin adı “Esin “ değildi…Esin,esin,esin..Bazılarını sık sık ziyaret ediyor da bazılarının semtine niye uğramıyor.
Esinin uğrayıp uğramaması herhalde daha çok kişinin şiir yazabilme (genelde yazabilme..) yeteneğiyle çok yakından ilgili..Bazıları yazabilir, o yeteneğe sahiptir, bazıları yazamaz. Bazıları şiir yazabilir, bazıları öldür Allah yazamaz.! Çok zorlasanız, alt alta bir şeyler yazarlar ama o da hiçbir zaman şiir olmaz, komik bir şeyler olur çıkar.
Bu soru her zaman sorulur yaratıcılık ne kadar doğuştandır, ne kadar sonradan “öğrenmeyle” kaim olur. Buna bir çok uzman %50-%50 (fifty-fifty) diyor. İnsan doğuştan bir şeyler getirecek ki, sonradan onun üzerine bir şeyler koysun. Bazıları başka türlü düşünüyor, “Kişide yetenek olmazsa,hiçbir şey olamaz..” diyorlar ve buna Mozart’ı örnek gösteriyorlar. Mozart, üstat, 6-7 yaşlarında keman çalmaya başlıyor, 10 yaşında da beste yapıyor..Buna ne buyurulur, diyor Doğuştan Yetenekçiler. “Eğer doğuştan yetenekli olmasaydı, Mozart bu kadar eseri, besteyi ortaya koyamazdı..” diyorlar. Diğer yanda, “Öğrenmeye” önem verenler ise: Mozart’ın anne,babası da zamanının en iyi keman virtüözleriydi, keman hocalarıydı. Mozart, doğumundan sonra keman sesi işitti, başında keman dersi verildi, kemanla yetişti..Başka ne türlü bir insan yetiştirilmesi bekleniyordu ki..” diyorlar. Hadi bakalım, “Yetenek Doğuştan mı, Sonradan mı..? ” sorunsalını bu örnek üzerine çözün bakalım. Kolay değil.
Demek ki aileden,anadan atadan biraz yatkınlık olmalı; çocuk sanata, şiire, müziğe yatkın bir çevrenin etkisi altında büyümeli.. Ondan sonra bir sürgün verecektir. Bir tabaka kağıdı önüne alıp, “Ben de deneyeyim..” diyecektir. Başarılı olur, yada olmaz; bu onun, ondan sonra alacağı eğitime bağlıdır. Şiiri sevmişse, üstatları okur, şiirlerini ezberler; kendini geliştirir, eleştirir, bir yerlere varır..Ondan sonra da bir Esin Perisi bulabilirse (kimileri ona Aşk perisi de diyebiliyorlar) ondan sonra değme gitsin..Tut tutabilirsen..Artık Esin perisi adamı öyle bir söyletir ki, vay ki vay...Ne zamana kadar mı? Ne zaman mı Esin perisi hayatından çıkar..Onu bilemem, belki “Medarı Maişet Motoru” çalıştırılmak üzere kapı çalınınca, belki de evlenip üç çocuk sahibi olununca..Artık Esin Perisi başkalarının perisi olmuştur,o kadar da çok ziyarete gelmez olur.
Sayın Nami Keskinbora”, Esin Perisi üzerine şu şiiri yazıyor:
“O mu uyuttu beni, ben mi uyuttum bilmem?
Otuz yıllık aradan sonra uyandı perim,
Ben mi küsmüştüm ona,o mu bana bilemem?
Darılmıştık sayende barıştık biraderim.
Esin nasıl, ne zaman, nerde, nereden gelir?
Sanatseverin o en yüce misafiridir,
Nice sanat ilhamı armağanlar getirir,
Gönül teli titreten eserler ürettirir.” (Antoloji.com)
Evet, Sayın Keskinbora işi çok güzel özetlemiş. Bazen de Esin perisi durup durup gelir. Yıllar sonra..O da mümkün.
Ama şu belli, “betona fidan ekilmez,” derler. Bir şeylerin büyümesi, iyi yetişmesi için, toprağın bitek olması gerekir. Kişinin de yazar, şair olabilmesi için önceden kendisine emek verilmesi, iyi yetiştirilmesi, eğitilmesi gerekir..Eğitim, eğitim, eğitim..şart. Bunu biliyoruz. İyi bir sanat eğitimi sonucunda, kişinin bağlı ağzı çözülür, konuşmaya, yazmaya, şiir söylemeye başlar. Her şey kişinin yetiştirilmesine bağlıdır. En aşağısından ben öyle düşünüyorum. Başkaları onu ihmal ettiyse, yetiştirmediyse, kişi kendi kendini yetiştirebilir. Okuyabilir, yazabilir..kimse onun elini tutamaz. Yeter ki “Akıl tembelliği” atalet olmasın. Siz şiir yazmak istiyorsanız, yazarsınız. Ama yazdığınız şiirin niteliği, güzelliği, sizin aldığınız eğitime bağlıdır. Ustalarınıza bağlıdır. Ondan sonra bir bakarsınız ki bir gün diliniz çözülmüş, yeter ki, çevreniz çevre olsun, size yardım etsin. Sizde inatçı olmazsanız, kötü alışkanlıklarınızdan kurtulabilirseniz, herkesin takdir ettiği, esin perisi güzel bir şair olabilirsiniz.
Erdal CeyhanKayıt Tarihi : 22.6.2010 02:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Erdal Ceyhan](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/06/22/siirin-boyutlari-11-esin-perisi.jpg)
sevmek sevmek emek etmek
ve inatla kendini pekiştirmeye devam etmek
şiir acayip zevk aldığımız bi hastalık bencesi
onsuz bi dünya düşünemiyorum ..
çok teşekkürler ilgi ile okudum bilgilendim yine ....
saygılarımla!
TÜM YORUMLAR (2)