Şiirin Boyutları: 1.Anlam Boyutu:

Erdal Ceyhan
794

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Şiirin Boyutları: 1.Anlam Boyutu:

Şiirin Boyutları: 1.Anlam Boyutu:

Bir şiirin içeriği onun anlam derinliğini de belirleyen öğelerden biridir. Anlamı kestiren bazı öğeler vardır: Şiirin uzunluğu kısalığı; kullanılan sözcüklerin anlamlılığı; imgelerin değişiklik derecesi; konusunun belirginliği; konunun şair tarafından ne derece iyi etüt edildiği.. Bütün bunlar bir şiirdeki anlamın yazan ve okuyan açısından daha anlaşılır yada flu olmasının yolunu açar.

Bir şiir anlam bakımından ya çok anlaşılırdır. Herkes okuduğu zaman aşağı yukarı aynı şeyi anlar. Kişiler arası yorum farklılıkları en az derecededir. Yorumda farklılık yoktur; veya tersi, öylesine anlam bulanıktır ki; her sözcük; imge; dize ve kıta üzerinde çeşitli tartışmalar yapılabilir. Bu bakımdan “bir şiirin anlamlılık derecesini” bir 1- ila 10 ‘luk bir matriks üzerinde gösterebiliriz. Bir uçta çok anlaşılır şiirler, diğer yanda, en zor anlaşılır şiirler. Diğer şiirleri bu matriks üzerinde bir yerlere koyabiliriz.

Anlaşılır şiirler mi güzeldir,yoksa anlamı karışık şiirler mi? Bu şairin şiirini yazmaktaki amacına bağlıdır. Bazen, şair şiirini yazarken asıl amacını veya niyetini saklar. Sözü edilen şeylerin altında bir ‘dip anlam” bulunabilir. Mecazi anlamlar birbirini kovalayabilir. Bu bakımdan şiir dili en çok gerçekleri saklamaya yatkın bir dildir. Şair çoğu kez bir şey söylerken başka bir şeyi kastedebilir.

Şiirin açıklığı veya kapalılığı (Anlamlılığı veya anlamsızlığı aynı şey midir?) bilerek bir seçenek hale getirilmişse,o zaman belki de şiiri özel okumalara tabi tutmak gerekir. Şiirin kapalılık derecesi arttıkça okurun bir başka kişiden yardım alma olasılığı artar. “Şair bir şeyler söylüyor, ama ne demek istiyor; şiirin (yüzeysel) açık ve kapalı anlamları nedir? Eğer şair sık sık kapalı anlamlığa baş vuruyorsa; şiir zor anlaşılır bir şiirse nedeni nedir? Kapalılık bilerek mi seçilmiştir; yoksa şairin belirgin bir özelliği midir?

Şimdi iki ayrı “Ömer” adlı şairin yazdığı şu iki şiire bakalım: 1. Birinci şiir, Ömer Edip Cansever’in “Acaba” adlı şiiri’nden alınan bir parçadır:

“Acaba
Dönelim
Döndürsün bizi
Kalbin akıp giden bulutlara benzeyen sesi
Yağmursuz bir yağmura açılmış kapılardan
Ve akılda kalan bir yokuştan
Ve yalnız çocuklara özgü o sonsuz sinema koltuklarından
Ve çocukluktan
Dönelim
Dönelim mi biz
Gençlikten, oralardan
Mutluluğu bir kabuk gibi saran mutsuzluklardan
Dönelim mi acıya
Acıya, büyük acıya
Ve soralım mı acaba
Ey büyük yalnızlık insansan eğer
Bir kaya
Dalgalar yalarken onu….”
......................Ömer Edip Cansever
………………….

Bilindiği gibi Ömer Edip Cansever İkinci Yeni Akımı’nın çok sevilen şairlerinden biridir. Şiirlerinde anlam kaymaları, uzak çağrışımlar, yeni imgeler çok fazladır; anlam hiç de berrak değildir ve okur hep tedirgindir, şiirde nereye gittiğini bilmemektedir..

Şimdi,2.İkinci olarak, Cumhuriyet’in ilk kuşak şairlerinden olan Ömer Bedrettin Uşaklı’nın şu şiirine bakınız:

“Deniz Hasreti
Gözümde bir damla su deniz olup taşıyor
Çöllerde kalmış gibi yanıyor, yanıyorum
Bütün gemicilerin ruhu bende yaşıyor
Başımdaki gökleri bir deniz sanıyorum

Nasıl yaşayacağım ey deniz senden uzak
Yanıp sönüyor gözlerimde fenerin
Uyuyor mu limanda her gece sallanarak
Altından çivilerle çakılmış gemilerin?

Sevmiyorum suyunda yıkanmamış rüzgarı
Dalgaların gözümde tütüyor mavi, yeşil...
İçimi güldürmüyor sensiz ay ışıkları
Ufkunda yükselmeyen güneşler güneş değil

Bir gün nehirler gibi çağlayarak derinden
Dağlardan, ormanlardan sana akacak mıyım?
Ey deniz, şöyle bir gün sana bakacak mıyım
Elma bahçelerinden, fındık bahçelerinden?

Ömer Bedrettin Uşaklı


Bu iki şiiri karşılaştırıp “ hangisinde anlam açıktır,” sorusunu sormak abestir. Çünkü her iki şiir de yazıldığı çağların kendi özelliklerini taşıyorlar. Ö.B. Uşaklı Cumhuriyet’in ilk döneminin bir şairi (aynı zamanda saygın bir Milletvekili) olarak, büyük bir ustalık ve özgürlük duygusu içinde şiirlerini ortaya koymuştur.

Ömer Edip Cansever ise eserlerini darbeler döneminde, yazarların, şairlerin çokça içeriye atıldığı bir dönemde yazmıştır. Kendi kendimize soruyoruz; zamanın koşulları; siyasi şartlar şairin elini kolunu tutmaya yaramakta mıdır? Şair içindeki koşullardan etkilenmekte midir?

Diğer yanda, yine Cumhuriyet şairi olan ve bütün siyasi baskıları bizzat gören, Nazım Hikmet’in inatla kendi inancı doğrultusunda şiirler yazması ve kendi “Poetika”sını savunması neyle yorumlanabilir? Nazım’ ın şiirlerine “Kapalı” diyebilir miyiz. Asla..Son derece berrak, anlatım derecesi yüksek şiirlerdir.

Anlam-Anlamsızlık; Açıklık-Kapalılık; Kolay şiir-Zor şiir..Bütün bu kavramların yeniden yorumlanmaya ve üzerinde düşünülmeye ihtiyacı var. Anlam nereden gelir? Şiir neden anlamsız olur. Belki bir kitap yazılır bu konu üzerinde.

Erdal Ceyhan
Kayıt Tarihi : 3.6.2010 06:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nil Alaz
    Nil Alaz

    .....Lütfen! yazın siz ne güzel bilgileniyorum ....ne güzel...saygılar babacan öğretmenim...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Erdal Ceyhan