Şiirimi Arıyorum... Çünkü Ben şair olmak ...

Fevzi Günenç
551

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Şiirimi Arıyorum... Çünkü Ben şair olmak istiyorum

KENDİME MEKTUPLAR

ŞİİRİMİ ARIYORUM
Çünkü Ben şair olmak istiyorum

Bu yazının başlığı “şiiri aramak” olacaktı. Böyle yapınca birilerine öğüt vermek anlamına geleceğini düşünerek daha engin davranmaya karar verdim. “Şiirimi Arıyorum” dedim. Önce kendi şiirimi aramalıydım.
Şurası kesin ki, pek çok şiir sevdalısı, elindeki nesnelere bakarak yazdıklarının şiir olduğuna karar veriyor. Gerçek şiirini aramak gibi bir kaygısı olmuyor.
Oysa elindekiler evlatlıklarıdır. Kendi evladı değildir. Onlar evlat bile değildir. Sanal evlatlardır. Sanal şiirlerdir. Şiir bile değildir. Sanal bir şeydir işte onlar.
“Olsun, ben bu kadarına da razıyım” diyenlere ne diyebilirim?
Şair olabilmek için önce şiirin ne olduğunu iyi kötü öğrenmek gerek. Gerçi şiirin ne olduğunu hiç kimse tam anlamıyla öğrenebilme şansına sahip değildir.
Şiir bir okyanustur; bizler öğrenebildiğimiz kadarıyla şiirin sadece bir kaşık suyunu öğrenebiliriz. Keşke o kadarını öğrenebilme şansımız da olabilse…
Şiirin ne olduğunu anlayabilmek için durmadan okumak gerek. Bırakın durmadan okumayı, hiç okumuyor benim güzel şairlerim.
Kendi şiirlerini mi? .. Evet onları bol bol okuyorlar. Hem de yalnızca kendi kendilerine değil, önlerine gelen herkese okuyorlar.
Benim tanıdığım bir şair vardı. Şiirini çöpçülere, eskicilere, dahası dilencilere bile okurdu. Gedikli şiir dinleyicileri oluşmuştu dilencilerden. Bir şiir dinlerse az da olsa sadaka alacağını bilerek gelirlerdi paralı şiir dinleyicileri.
Bunlar dişlerini biraz sıkabilirlerse, biraz daha fazla sadaka kopartma şansına sahip olduklarının bilincinceydiler.
Bazı açıkgöz dilenciler vardı ki, onlar şiir dinlemek için şairimize gelirken kulaklarını balmumu ile tıkarlardı. Şiir dinliyormuş gibi gözlerini şaire diker, hülyalara dalarlardı. Doğal olarak daha çok sadaka kopartır, sevinerek giderlerdi.
Aşağılamıyorum, o tür insanlara da şiir okumanın güzel bir yanı olmalı… Ancak bunu niçin yaptığına bakmalı. Şiirini dinleyecek kimse bulamadığı için bunu yapıyorsa, onun şiiri üzerine biraz düşünmek gerek.
Elbette ki her şiir kitabı çıkartan şair değildir. Ama her şiir kitabı çıkartan biraz katildir. Çünkü bir kitabın yayımlanması için birden çok ağcın katli gerekmektedir.
İnsan önce şiirlerinin kitapta toplanmaya hak kazandığına kendisini inandırması gerek. Bunu yapamıyorsa yurduna, insana, mavi dünyaya hainlik ediyor demektir.
Şair olabilmek için yaşadığın coğrafyada şiir söylemiş olan gelmiş geçmiş şairlerin şiirini bileceksin. En çok da çağdaş şairlere kulak vereceksin.
Bu şairler ne diyorlar? Nasıl diyorlar, bunu çözmeye çalışacaksın. İlkin şunun ayırımına varacaksın: Her şairin bir söylemi olması gerekiyor…
Barak türkücüleri “Barak ağzı”yla türküler söylerler. Yeni bir beste bulmalarına gerek yoktur. Onların kalıp müziği her türlü sözü kulağa ezgi olarak getirir.
Arabın yaleli de öyledir. Uydur uydur söyle, yeter ki “yalel”e benzesin.
Arabesk de öyle. Yeter ki içinde acı olsun.
Ama şiir bunu götürmez. Her şairin her şeyden önce kendine özgü bir söylem bulmasını gerektirir şiir. Seni okurken şiirin altındaki imzaya bakmaya gerek görmemeli okurun. “Bu şiir şu şairin” diyebilmeli.
Şair olabilmek için yaşadığın coğrafyanın şairlerine bakman da yetmez. Dünya şairlerine de dikeceksin gözlerini. Ne yapıp edecek, arayıp bulacaksın, okuyacaksın dünya şairlerini.
Çin’de şiir artık nasıl söyleniyor? Amerika’da, İngiltere’de, Fransa’da, Güney Afrika Cumhuriyetinde, Arabistan’da şairler şiiri nasıl yazıyorlar?
Bütün bunları merak edip, üzerine eğilmediğin sürece senin yazdıkların şiir olamayacak olamayacaktır… O zaman boşuna zamanını harcama bu işle uğraşarak.
Bu öğüdü şiir yazma heveslilerine verdiğimi sanmayın. Önce kendime veriyorum. Biline… Çünkü ben şair olmak istiyorum!
İLETİ: [email protected]

Fevzi Günenç
Kayıt Tarihi : 18.7.2007 18:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fevzi Günenç