Şırıl şırıl akan hayatın ahengi şiirin özünde saklıdır
İnsanı insana anlatmanın en kısa yolunu bulanın adıdır şair
İsmini geceye yazmanın en aydınlık tarifidir
Ruhunu şeytandan azat etmenin imandan sonraki yolu gibidir
Hasta ruhların demirlendiği ılık limanlardır
Ayyaş kafaların özgürce gezebildiği en geniş sokaklardır
Yaşanmış ve yaşanacak her hayatın uğrayacağı yol üstü lokantalardır
Aklın alabileceği en geniş coğrafyadır
Tabutun çivisidir, kefenin ilmeği, ekmeğin hamuru
Issız adalarda yaşanan aşk hikâyesinin habercisidir
Nutuk kitaplarının düşmanıdır, ansiklopedilerin buhranı
Trabzon’da Laz’dır, İzmir’de güzel, Diyarbakır’da eşkıya
Ankara’da bürokrat, Irak’ta işkence, Kamışlo’da Kürt
Kefenin en güzel rengidir, ölümün habercisi çoğu zaman
Ekmeğin tuzudur, fakirin aşı değilse de; umududur
Nesimi’nin dilidir, Yunus’un yüreği, Xane’nin hasreti
Davut’un sesidir, Musa’nın asası, Yusuf’un güzelliği
İşçi çocukların bilmediğidir, işverenlerin dudak büktüğü
Sevgilinin sıcak iklimidir, ihanetin nefreti bazen
İki köy arasında akan nehirdir, suda balık, toprakta ceylandır
Dışarıda kalmış yetimdir, içerde ağlayan bebe
İçimizden birinin intiharıdır, içtiğimiz gecelerin sabahı
Rey verdiklerimizin en çıplak halidir, buluğ çağının asiliği
Köy hasretidir, şehir tutsaklığı, medeniyet düşmanı
Ekmeğimizi paylaştığımız dilencidir, kapımıza vurulan kilit
Nihavent makamında bir şarkı, kürdün bitmeyen türküsü
Dünyanın öbür ucudur, Kızılderili bir savaşçı, kuzeyli bir sarışın
İsmini anmaya korktuğumuz mazlumun ahıdır, zalime beddua
Muş’ta Telli Turna, Urfa’da ceylan, Sürmeli Kız Kuşu bazen
İki büklüm dedemdir, nenemin duası, anamın şefkati
Zemheride sobadır, Ekvator’da yağmur, İngiltere’de kraliçe
İstanbul’da istanbuldur, Paris’te özgürlük, Almanya’da yahudi
Akşam saatlerinde aşktır, sabahın seherinde vuslat, gecenin dehlizlerinde yalnızlık
Nasırlı elleriyle amcamdır, makyajlı suratlara tokat
Loş ışıkta tarifi mümkün sevişmedir, güneşte yüzünü saklamaklığımız
Adana’da göçer, Erivan’da muhacir, Rusya’da çeçen
Taşıyamadığımız hasretlerdir, taşınası sevinçler, vurulası kızlar
Mavi bir gökyüzünü kana bulayan bombanın sesidir,
Ardına bakmayı bile unutan bir intihar, toplu katledilen tüm yürekler
Naaşı teneşire sığmayan bir yiğittir, heybetin adıdır, azametin korkusu
Ismarlama aşkların bittiği topraklardır, kefensiz, üryan cesetler
Nereden geldiğimizdir, nereye varacağımız, nasıl karşılanacağımız
Usulüne uygun savaşların usulsüz ölen komutanlarıdır
Sibirya’da üşümemektir, salıncakta gülebilmek, sahilde suskun yüzmeler
Tarlalarda çapa, fabrikalarda emek, bankalarda memur
Uzak bir ülkenin tarifidir, ulusun marşı, özgürlük türküsü
Rüyaların beyzadeleri, cennetin hurileri, İstanbul’un beyefendileri
Uzattığımız eldir, kırdığımız kafalar, ezdiğimiz yılanlar
Pişkinliğine tükürmektir siyasetin, pisliğine bulaşmamak hırsızın
Leyleklerin göçüdür, kartalların kanadı, aslanın pençesi
Uçmayı öğrenmenin hazzıdır, esmer tenli her kıza vurulmaktır
Yıllanmış şarabıdır Hayyam’ın, Zeliha’nın içinde kalan Yusuf
Oltaya takılan balık, ortaya gelen azık, uzağa düşen evlat
Limerick sokaklarında ağlayan İrlandalı bir çocuk
Uçuk kaçık fikirlerin meydanıdır, savaş alanının kana bulanmış kılıcı
Çocukluğunu yaşamamış bir hayta, bütün gözleri çocukların
Oğlumun maması, kızımın gülüşü, babamın teri
Göllerde kuğudur, sazlıkta ördek, Murat’ta alabalık
Uçsuz bucaksız evrendeki yalnızlığım, sahradaki susuzluğum
Zahirden görünmeyen acılarım, suskunluğum, aşklarım
Adam olmaklığımdır, adını bile bilmediğimin siyah saçları
Müşkül zamanlarım, müşteki ağrılarım, sızlanan sevgilimdir
Anamım gözyaşıdır en çok, babamın cefakârlığı
Nice kem göze şiştir, kazanamadığımız paralardır, oturamadığımız evler
Düşmekten korkmamaktır, kurşundan kaçmamak, başını kılıca uzatmak
Aşığına ihanet edip saklamaktır, aşığın ihanetini öldürmektir
Babaların verdiği bahşişlerin çocuk çığlıklarıdır, bahşişini paylaşmaktır
Ardına verenleri vaat edilen topraklara ulaştırmaktır
Şükrünü yaradana yapmaktır, secdede kendinden geçmek
Kitap arasında delikanlı resmi saklamaktır, durakta beklemektir
Anamın leçeğinde dünyayı saklamaktır, babamın avuçlarından bir damla su içmek
Leş kargalarını her seferinde vurmaktır, serçe kadar masum durabilmektir
Aynada kendine tükürebilmektir, yoldan taşı alabilmek
Rüku edebilmektir, yaradandan aşk dilenmektir
Islak ıslak bakabilmektir yarin gözlerine, ellerinden tutup kaçmaktır
Neşeli bir ezginin verdiği umursamazlıktır, ağıt ağıt ağlayabilmektir
Işık vuran her yerde görünmektir, her karanlığa ışık olabilmek
Asla vazgeçmemektir, vatanı uğrunda ölmeyi de, yaşamayı da bilebilmektir
Nice sevda masalının üstüne bir tane daha ekleyebilmektir, Mecnun’u kıskandırmaktır
Lal olup kalmaktır, diline kilit vurdurmamaktır, deryalara dalmaktır
Ansızın çıkıp gelmektir, ardına bakmadan gitmektir
Tutuşturup geceleri önünde gülebilmektir, her sabah ekmek almaktır
Matemine bir annenin katılabilmektir, mahalle maçında ayağı kırılmaktır
Arsız bir fahişenin gözlerinde kaybolmaktır
Nedamet çekerek gecelerce uyuyamamaktır
Irak’a gitmektir, gördüğün her zalimin yüzüne kusmaktır
Nece olduğunu bilmediğin dillerde türkü çığırmaktır
Acının konduğu her toprakta umut olmaktır
Cem evlerinde semah çekmeyi bilen Sünni olmaktır
Eşkıyanın yüreğindeki kadını tarif etmektir eşkıyaya
Masallara yeni kahramanlar sokmaktır
İnsan diye bilinen her hayvanı çıplak bırakmaktır
Dedelerinin demediklerini diyebilmektir
Eskiden söylenmeyen her sözün arkasında durabilmektir
Nutku tutulana kadar cahile anlatmaktır
Ezberi bozulana kadar iktidara saldırmaktır
Yolunu şaşırana kadar önüne çıkıp küfür etmektir zalime
İklimleri bozulana kadar suratlarına tükürmektir silah tüccarlarının
Masmavi bir denizin masmavi gökyüzüne çıkıp insanlığı haykırmaktır
Lekeli gömleklerin hepsini ateşe vermektir
Eski günahlarımızın hepsini haykırıp kurtulmaktır ağırlığından
Rabbine dönüp günde on defa tövbe etmektir
İçine dönüp her dakika bağışlanma dilenmektir
Dünyanın sonunu getirmemek için çırpınmaktır
İçi bozulmamış birkaç iyi adam bulup yürümektir
Ruhu şad edecek türküler bestelemektir
Şiir dediğin şiir olmaktır
İçine içine akmak insanların
İçlerindeki her zerre pisliği alıp
Rezil uçurumlardan aşağıya salmaktır
Kayıt Tarihi : 7.6.2006 16:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yüreğinize sağlık harikaydı.Burcu Bir
İbrahim Çelikli
paylaşımınız teşekkürler Memet kardeşim....
TÜM YORUMLAR (12)