ŞiirdeBirMasaldır: Bu Masaldaki Devler

Bırakalım ağalar,
Bir varmışı bu yana,
Bir yokmuşu ise,
Atalım ta ötelerdeki yana…
***
Zaman zaman içinde masallara dalalım,
Her masaldan bir parça tat alalım.
Kalbur kalbur saman dökelim
Gelip gelip geçtiğimiz her yere,
Dolaşalım tepe tepe on tepe,
Tam otuz dere…
Arayalım
Kaf ilinin içinde bir masalcı bulalım,
Masalını anlatsın diye onu,
Ortamıza oturtalım.
Bu masaldaki devler
Olsun bir başka biçimde,
Develer top oynarken eski hamam içinde,
Bakarsın
O hamama ben de gelirim,
Bu yoksul hamamcının tası yoktur bilirim,
Aslında
Hamamın kubbesi de bulunmaz ya sırtında,
Ne su ısınır külhânında,
Ne aş pişer fırınında.
Fırın dedim de aklıma geldi
İştah açan bir tas tarhana,
İşkembe de olur, aAtmayayım yabana.
İşkembe,
Ve tarhana derken ocaklarda el gördüm.
Kanaat lokantaları içinde tıkınan,
Yer de doymaz bir kel gördüm,
Kel dedimse sakalı var,
Lakin saçı yok,
Kenarda bir kilise…
Amma tepesinde haçı yok.
Kilisenin harmanında bir tazı gezer,
Öyle zavallı ki tazı,
Boynunda ucuz bir tasması yok.
Vardım,
Maharetli bir tasma ustasına
Ona dedim ki:
“Peki, bana bir tasma yapar mısın? ”
Bu arada,
Üç beş para kapar mısın? ”
Ustada usta imiş
Valla gemileri yürütüyor karada.
Usta dedi;
“Tasma tamam, parayı kapmaya geldi sıra.”
Parayı verdiğim
Ve tasmayı aldığım sıra,
Haramiler bir haber uçurmuşlar
Buradan ta Mısır’a.
Meğerse,
Mısır’da bir sultan varmış,
Adamın eni bir,
Boyu ise iki masal kadarmış.
Bir varmış,
Bir yokmuşu severmiş inadına,
“Mısırlı Masal Kralı” unvanını ekletmiş ilk adına.
Doğrusu ya…
Mısır’da da Allah'ın kulları çokmuş.
Ama yine de…
Mısırlı kraldan daha bilgesi yokmuş.
“Az demesi günah.” demiş.
“Biline bu masalda.”
“Çok demesi sevaptır bu sarayda.”
Bu şiirden bir masal alın
Helal olsun sizlere, tepe tepe kullanın,
İyi masal bulmaksa muradınız,
Ta Mısır’a yollanın…
***