Bazı şiirler vardır, bir kez okunmakla tükenir. Anlamı, anlattığı öylesine belirgindir ki üzerinde düşünmeye gerek yoktur, kelimeler ne söylüyorsa, şiirde anlatılmak istenen de odur. Bir de sanatkârane söyleyişten yoksunsa, şiirin tükenişi daha ilk dizesi okunurken başlar.
Bir başka şiir çeşidi vardır, okunmadan, okunsa bile hiçbir şey anlaşılmadan tükenir. Öylesine anlaşılmasın diye yazılmıştır ki tarihi, coğrafyayı, matematiği, İslam fıkhını, İslam tarihini, masalları, destanları, Arapçayı, Farsçayı, Türk dil kurallarını, Dünya edebiyatını en iyi bilenler dahi yazılanı çözmekte çaresiz kalır. Şairi gururludur, “Vay be” der, “öyle bir şiir yazdım ki şaşkınlık içinde bakakaldılar.”
Birinci gruptaki şiirlerin çabucak tükenişinin sebebi derinlikten yoksun oluşu iken, ikinci gruptakilerin tükenişi (belki de görünür hale gelememesi) , söylenenin ve varsa derinliğinin anlaşılamamasıdır.
Oysa şiirde öyle aşamalı bir derinlik olmalıdır ki, her okuyan bilgi birikimine göre şiirden bir anlam çıkarabilmelidir. Şiir ilkokul mezunu bir gence de, bilgi ve kültür birikimi olan bir orta yaşlıya da, tasavvuf ehline de, sanatkâra da hitap edebilmelidir. Belki bunun için, şiiri yazanın da geniş yelpazeli bir kültür birikimi bulunmalıdır.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta