Nicedir yazamadığım tüm şiirler iki kaburgamın arasında,
Ondandır eğilemeyişlerim.
Arada bir, biri firar edip,
Zılgıt zılgıt karışıyor yağmur düşen toprağın kokusuna.
Selamlaşmalara karışan o bencil bakışlar,
Kendini beğenmişliklerle örülü cümlelere dökülürken,
Sertleşiyor kaburgalarım.
Kalemin kömürü akıyor parmaklarıma,
Eski kelimelerimi kullanmıyorum nicedir,
Nicedir, yeni kelimeler aramıyorum.
Öylesi puşt bir yalnızlık içinde,
Sessiz bekliyorum.
Çite dolanan sarmaşık gibi dolanıyor yaşam ayaklarıma,
En çok da ondan nefret ediyorum.
Öyle kıtlık-kıran durumda ki tüm iyi niyetlerim, güzel duygularım,
Kendimi kırmaktan çekinmiyor küfür dolu serzenişlerim,
Kendim için yaşamadım hiç,
İyiliği unutmadım, haksızlığa sessiz kalamadım,
Budur fütursuz korkusuzluğumun sebebi.
Kırık dökük hatıraların gölgesini sileli çok oldu,
Tütün kokmuyor artık ellerim,
Geceleri sokakların soğuğu beni de üşütüyor,
Bir demlik buğu yetiyor bana akşamları.
Hala hayalini kuruyorum,
Boğazın tepesinde bir tahta iskemle ile masanın,
Bacasız minik bir sobada çıtırdayan odunun sesini duyabiliyorum,
Dokunabiliyorum, sabaha karşı omzuma attığım kaşe montuma.
Melankoli çöküyor sitemlerimin dibine,
Sitemlerim korkularımın üstesinden gelemiyor,
Korkularımı eziyor bıkmışlıklarım,
Ki onlar tüm hoyrat kızgınlıklarımın altında,
En üste yeni bir hayat inşa ediyorum.
Kalemimin bir kokusu yok artık,
Kaburgalarımın arasında yitirdiğim şiirlerim,
Ve beni en çok şiir yerimden vururlar.
Vurdular.
Öldüm.
Şiir yok artık.
Kayıt Tarihi : 2.3.2014 23:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!