Şiirde altın orana kadar geldikten sonra 'tartımlama' sözcüğünü de yazıma eklemek durumundayım.
Tartımlama, hecelerin uzunluk ve kısalıklarını ölçme işidir.
Şiirine özen gösteren her şair, hecesine, hatta harfine kadar kullandığı dile hakim olmalı; uzun- kısa, açık- kapalı ses dizilimlerini ayırt edebilmeli ve ünlü uyumu dışında ünsüz dengesini de şiirinde tam bir titizlikle uygulayabilmelidir.
Bu uygulamada en büyük görev de serbest şiir yazan şaire düşmektedir.
Sözcüğün /hecenin/cümlenin uzununu ya da kısasını şiire rasgele serpiştirilerek serbest şiir yazdığını zanneden varsa bilsin ki sadece duyarsızlığını kendisi bilmiyor, okuru da bunu hemen anlıyor ve burun büküp geçiyordur..
Bu bölümde özellikle söylemek istediğim söz; serbest şiir demek pervasız, düzensiz, baştan savma, alt lata sıralanmış, metrelerce ya da milimetrelerce söz dizisi demek değildir.
Tabi ki şiirden bahsediyorum.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman