Şiir Üstüne
Her uyaklı dizge,
Benzese de şiire,
Şiir değildir.
Dizge duygu içermelidir.
İşte bir örnek.
Olanaklı değil ona şiir demek.
O kap delik.
Paslı üstelik.
Şuradaki bardak,
İşini görür, ancak
Yazı Türleri
1. Nesir yani düz yazı.
2. Manzume yani dizge.
1. Düz Yazı
Düz yazı, kompozisyon kurallarına yani yazı derleme kurallarına göre yazılır.
Kompozisyon.
1. BAŞLIK : Konunun ana fikrini (verilmek istenen mesajı) sezmeye elverişli bir başlık
yazılmalı.
2. GİRİŞ : Gelişme bölümünde anlatılacak konunun tanımının yapılıp, tarihçesinden
bahsedilmesinden sonra, gelişme
bölümünde anlatılacaklar başlıklar halinde
yazılmalı.
3. GELİŞME : a) Üstünlükler (avantajlar : konunun üstün,iyi, olumlu yanları), b)
Eksiklikler (dezavantajlar, handikaplar : konunun eksik, olumsuz yanları), c) Eksikleri,
olumsuzlukları gidermek
için alınması gereken önlemler, sıralanarak, doyurucu örneklerle konuya açıklık
getirilmeli.
4. SONUÇ : Alınması gereken ders, yani verilmek istenen mesaj özet olarak
yazılmalı.
Düz yazı ile ilgili önemli bir konu da rapor ve plan hazırlamadır. 5 N 1 K formülüyle yazılan kompozisyon da yani derlemede geçmiş zaman kullanılırsa rapor gelecek zaman kullanılırsa plan hazırlanmış olur.
Neyin, neden, ne zaman, nerede, nasıl ve kimler arasında yapıldığının kâğıt üzerinde derleme kurallarına uygun bir şekilde yazılmasına RAPOR denir.
Neyin, neden, ne zaman, nerede, nasıl ve kimler arasında yapılacağının kâğıt üzerinde derleme kurallarına uygun bir şekilde yazılmasına PLAN denir.
İyi bir araştırmacının rapor hazırlarken İbn-i Haldun’un* tarih kitabı yazacaklara verdiği önerilere kulak vermesi yararına olur. Tarih yazmak da sonuç da rapor hazırlamak olduğundan iyi bir rapor için İbn-i Haldun’a kulak vermeli.
Bu durumda 5 N 1 K formülüne 1 N daha eklenmeli bence.
Neyin, neden, ne zaman, nerede ve nasıl olup, ne gibi sonuçlar doğurduğunun ve kimler arasında yapıldığının kâğıt üzerinde derleme kurallarına uygun bir şekilde yazılmasına RAPOR denir.
Neyin, neden, ne zaman, nerede ve nasıl olacağının ve ne gibi sonuçlar doğuracağının ve kimler arasında yapılacağının kâğıt üzerinde derleme kurallarına uygun bir şekilde yazılmasına PLAN denir.
*1336-1406 yılları arasında yaşamış olan İbn-i Haldun, Kitab-ul İber ( İbretler Kitabı. ) adlı tarih kitabının 1. Cildi olan Mukaddime ( Giriş, Önsöz ) ile ünlü olmuştur.
Ona göre bir tarih kitabı; neyin, nerede, ne zaman, nasıl ve kimler arasında olduğundan çok, bir olayın neden olduğu ve ne gibi sonuçlar doğurduğu üzerinde durmalıdır. Yani illiyet bağına ( neden sonuç ilişkisine ) ağırlık verilmelidir.
Ne gibi sonuçlar doğurduğu kısmını biraz açmakta yarar var. Rapor hazırlayan kişi yargılarını* işin içine katmamalı yani subjektif ( öznel ) değil objektif ( nesnel ) olarak rapor hazırlamalıdır.
Gazetecilikte bu durumu açıklamak için şu hikâye örnek verilir. Acemi bir gazeteci haberinde, “Evi yanan adam çok üzgündü.” şeklinde bir yargıda bulunur yani yorum yapar. Doğrusu yorumsuz olarak doğrudan nesne ( burada yanan ev ) ile ilgili bilgileri, kendi yargılarını işin içine katmadan vermelidir. Daha sonra, bence, sanırım gibi ifadelerle yorumunu yapabilir.
Müdürü acemi gazeteciye, “Üzgün olduğunu ne biliyorsun. Belki de sigortadan yüklü bir para alacak.” diyerek öznel olarak yani kendi yargılarını işin içine katmadan haber ( rapor ) hazırlaması gerektiğini söyler.
*Yargı: kişinin, bir konu, kurum ya da kişi ile ilgili olarak bir düşünceye sahip olmasıdır. Bu yüzden hâkime yargı aracı anlamında yargıç denir. Oğlunu yargılayan bir yargıç öznel olmamalıdır. Yani duygularını ve düşüncelerini işin içine katmamalıdır. Nesnel olmalı yani nesne ( yargı eylemi üzerinde gerçekleşecek varlık ) ile ilgili bilgilere ve delillere göre yargıda bulunmalıdır.
2. Dizge
Dize ya da mısra denen ve belli bir ölçüye göre yazılmış satırlardan oluşur. 2
dizeye beyit, 4 dizeye ise kıta denir. Genelde dizelerin sonu ka:fiyeli yani uyaklı olur.
Uyak dize sonlarındaki ses benzerliklerine denir.
Dize sonlarının uyaklı ya da redif yani yedek uyaklı olması dizgeyi şiir yapmaz.
Örnek.
O kap delik.
Paslı üstelik.
Şuradaki bardak,
İşini görür, ancak.
FLA
Bir dizgenin şiir olabilmesi için bir temasının yani bir duygunun işlendiği ana fikrinin olması gerekir. Bu yüzden şiir bir duygu işidir. Duygu yoğunluğuyla ancak,
şiir dizeleri dizilebilir. İlham yani içe doğuş duygu yoğunluğunda oluşan bir olaydır. Şiir bir iletişim aracıdır. Canlılar arasındaki; bilgi, duygu ve düşünce alışverişi demek olan iletişimin sağlıklı gerçekleştirilmesi için gerekirse uyaklar feda edilmelidir.
Yani illaki uyaklı yazacağım derken şiirde verilmek istenen iletinin iletilememesine yol açılmamalıdır.
Önemli olan yemeğin sosu, süsü değil kendisidir. Gıda sosda değil yemektedir.Birinden vazgeçmek zorundaysak bu sos olmalıdır.Şiirin akılda kalıcılığını sağlayan uyak da yemeğin sosu gibi şiirin sosudur, süsüdür ama verilmek isteneni verebilmek için gerekirse uyaktan vazgeçilmelidir.
Çağrışım yoluyla uyak elde edilemediğinde devrik cümle ve redif yani yedek uyak şairlerin kurtarıcısıdır.
Sınava gireceklere yardımcı olması dileğiyle.
24.08.2020 FLA
Kayıt Tarihi : 13.2.2021 21:57:0
Bağlantılar aktif olmadığından Google'a yapıştırılmalı.
PDF halindeki şiirlerim için…. https://drive.google.com/drive/folders/1R8mt4wPKrD01b5b4Oty1XW7aEUWhAIAc?usp=sharing
Fatih Lütfü Aydın
Kayıt Tarihi : 13.2.2021 21:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!