1983 yılından itibaren 40 yıldır tanıdığım, mektuplaştığım, konuştuğum, sorumluğunda okurlara ulaştırdığı dergisini, şiir ve hikaye kitaplarını, romanlarını, deneme türündeki eserlerini okuduğum, bana ulaşan bilgilendirici mektuplarını yıllardır sakladığım, eleştirilerinden faydalandığım, sürekli ilgisi ve mütevazılığına gıpta eylediğim, nezaketinden etkilendiğim, bir ömür okuyup yazmasını hayranlıkla izlediğim saygıdeğer Muhsin Ilyas Subaşı üstadım; 1942 Şarkışla doğumlu. Yükseköğrenimini takiben çeşitli liselerde öğretmenlik görevini başarıyla deruhte eyledi. 1995 yılı emeklisidir. Daha lise öğrenciliği yıllarında, 22 Mayıs 1963’te Kayseri Ekspres gazetesinin yayın yönetmenliğini, yükseköğrenimi sırasında, iki gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü görevini üslenmişti. 1979/81 yılları arasında beğenilerek okunan Küçük Dergi’yi okurlara ulaştırdı. Bir TV’nin genel müdürlüğü ile İhlas Haber Ajansı’nın Bölge Müdürlüğü gorevini de yürüttü.
Her daim kaliteli eserleri okuması, birbirinden kaliteli deneme yazıları, yüreğininin güzelliklerini, edebî kabiliyetini ve yazı hünerlerini görünür eylediği şiirler, hikâyeler, romanlar yazması, araştırma ve incelemer gerçekleştirmesi ile tanınan, bilinen ve sevilen ve bendenizde çok emeği bulunan birçok ustanın üstadı; Alparslan (1962) isimli tiyatro eseri ile Vuslat Türküsü 1968), Aydınlığın Gözleri (1979), Bu Yüreğin Ülkesinde (1981), Sevgi Donanması (1982), Deryâdil (1985), Sevdâkâr (1988), Bir Sır Gibi (1991), Aşkistan (2005), Gül Seferi (2013), Tohum (2018) ve Bütün Şiirleri (2022) isimli şiir kitaplarını okurlarının tertemiz yüreklerine emanet eyledi.
Şiirden Şuura (2004), Şehirname (2011), Kendimden Önce (2020), Bir Ben Vardır Bende (2020), Şehirden Kültüre (2020) isimli zevkle okunan denemelerini ilgilenenlerin istifadesine sundu.
Halen yazan ve yazdıklarını okurlarına ulaştıran Muhsin İlyas Subaşı üstadım; Ahtapot (1995), Aşkımı Taşla Yazdım (2017) 5. Halife Ömer Bin Abdülaziz (2019 ) Ayasofya Tebessümü (2020 ) Anadolu Selçuklu Sultanları (2021 ) v.b romanların, okuyucuların gönüllerine yuva kuran, okuyup anlayabilenlerin beğenisini kazanan Roman Üzerine Notlar (2017) isimli eleştiri türündeki eserin, Gezi Notları (2017) isimli gezi yazısı türündeki kıymetli çalışmanın, Taşla Konuşan Deha (1996), Ağırnaslı Sinan (2004), İki Mevlevî (2005), Batıdaki Mevlana (2007), Batıdaki Hz. Resûl (2015),Toprağın Dili (2013), Oğuzun Altın Sesi (2019), Vefa İle Donanmak (1019) gibi biyografi türünün ve Dünden Bugüne Kayseri (1986), Kayseri’nin Manevî Mimarları (1995), Bu Şehrin Hikâyesi (2003), Batı İslâm’ı Tanıdıkça (2008), Batı’daki Mevlana (2007), Batı Türk’ü Tanıdıkça (2008), 40. Yılında Kayseri OSB (2017) gibi çok önemli araştırma ve incelemelerin, seviyeli ve seçkin eserlerin de yazarıdır.
Bir değerli akademisyenimizin gayet isabetlice dillendirdiği gibi, “Subaşı bir kâşif, şiiri ise bir keşiftir… Kendi şiirini kurmak adına, dünün edebî zevkini inkâra kalkışmaz. Şiiri, …fikirle his ortaklığının ürünüdür.” Gövdesi düşünce ile donanmış şiirler yazmış, hikmeti, hikmetli bir şekilde söylemiştir. Arı, duru, mânalı, etkili ve anlaşılır bir dil ile seslenmesini bihakkın başarmış, okurların gönüllerinin ferahlamasına önemli katkılarda bulunmuştur.
Muhsin İlyas subaşı üstadın şiirleri; saygının, sevginin, ahlakın, vicdanın, şuurun, birlik ve beraberliğin, tertemiz Türkçenin, aklın, sağduyunun, millî tarihin, sorumluluğun, soylu ve görkemli bir idrakin, yürekleri okumasını ve dokumasını bilen irfanın, kibirden arınmış haklı bir inancın, derin düşünmenin Hakk’a, gerçeğe, insana saygılı ve sahiden seviyelidir. İşinin ehli bir ustanın da özellikle belirtiği gibi, O; İlâhî öğretinin soylu söyleyicisidir…
Birçok ustanın üstadı bildiğim üstadım; “Yolculuğum/ Yunus’un izindedir. /Aşkım/ Fuzulî teknesinde yoğrulur.” diyen, bir ömür “Yurdumun Türküsü”nü söyleyen bir inanmışlık, kararlılık ve adanmışlıktır. Yüreğinin yürekli okuntularıyla; “Sesten kaleler kurar, harften kılıç kuşanır”. Her daim erdemli yaşamanın onuruyla donanmıştır.
İsmini yazmasa bile, söz ustalarının şiir ve yazılarının sahibini, edebî çalışmalarının mâna ve ruh kökünden, ahenk ve müzikalitesinden, etik ve estetik güzelliğinden, bünyesinde barındırdığı görklü ve görkemli tefekkürden hemen tanıdığı üstada göre;“Şiir: aşkın çileyle beslendiği bahçedir.”, “Şiir medeniyetin özgün meşalesidir.”
Maveradan beslenen, tarihini bilen, kültürümüzü ve kültürümüzün özelliklerini yazı ve şiirlerinde en doğru ve en anlaşılır bir şekilde dillendiren, saygıyı, sevgiyi ve dostluğu sürekli yeşerten, yüzü ve yüreği ile yüreklere erdem ve faziletler adına bin bir güzellik fideleyen, “Kendi gönlüne kendi putunu dikiverme” ve “Dost türkülerin sesinde,
insan kendisini tanır” öğütlerini yüreğimize ilikleyen, bilgili, ahlaklı, haysiyetli üstada daha nice nice yıllar yazmak ve yaşamak nasip eyle Allah’ım.
Kayıt Tarihi : 4.11.2023 19:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!