...Şiir Tadında Söyleşi...Serdar Erdemir

Su Gibi_Sizi tanıyoruz ama yinede bizlere kısaca yaşam hikayenizi anlatır mısınız?
Serdar Erdemir_
1980 Elazığ Doğumluyum... Bekar olarak; İstanbul da yaşıyor / yaşlanıyorum. İşçiyim, özel bir şirkette çalışıyorum...

Ben; seksenli yılların Eylül başında
Babamın münferit acılar çektiği zamanda
Eski bir Artemis tapınağının/
Küf kokan sunağında;
Vakitsiz doğmuşum
Adım İrena

Su Gibi_Şiir yolculuğunuz nasıl başladı?
Serdar Erdemir_
Galiba bazı duygular bulaşıcı, bu şiir sevdası da babamın tek mirasıdır, ondan bulaşmış bana! Babamın şiir okuduğu bir an gözlerinde ki ceylanların can havliyle yanaklarından süzülüşüne tanık olmamla başladı şiir yolculuğum. Bir yerde merak benimkisi o yaralı ceylanların avcısını arayışım itti, beni bu kızgın çöllerde ki bitmek bilmeyen serüvene. Gezgin ruh halimiz neler vaat etmedi ki; Mecnun-i hislere gıpta ettik bir yerde, vahalarla çepeçevre çevrildik sahaf hanelerde, Leyla umar olduk gönül iklimimize bir nebze, nafile her seferinde susuz baharlara yenik düştük kaynağından içmeye çabaladıkça ab-ı hayat iksiri şiirin...

Su Gibi_Etkilendiğiniz şair ve yazarlar oldu mu? varsa kimlerdir?
Serdar Erdemir_
Olmadım diyen bu konuda hali hazırda yalana girmiş olur. Elbette etkilendiğim yerli ve yabancı yazar ve şairler vardır ki mutlaka her daim olacaktır. Mübadelemiz son bulmadığı sürece, şiir kentinde etki içinde kalacak hücrelerimiz dilimiz döndükçe... Etkilendiğim Yazar / Şairler; Nazım Hikmet Ran, Nilgün Marmara, Federico Garcia Lorca, Ahmed Arif, Ahmet Haşim, Attilâ İlhan, Hasan Hüseyin, Turgut Uyar, Gustave Flaubert, Yaşar Kemal, Pablo Neruda, İskender Pala, Orhan Pamuk(son dönemlerde)

Su Gibi_Şiir akımları, şiirde biçim, öz konusunda neler söylemek istersiniz?
Serdar Erdemir_
Şiirde biçim dilin kullanılışına göre değişim göstermiştir her daim. Biçim denildiğinde sadece ölçüyü ele almak da hata olur. Şiir bize neyi vermek istiyorsa bazen kendi biçimini kendi bularak vermiştir. Seçilen sözcükler ve görsel tamlamalar aynı güzergâhta buluşup dilin kullanılışı adına bir sentez oluşturmuştur, şiir veyahut şair neyi nasıl vermek istiyorsa dil o yöne yönelip an-ı bulup okurla özde buluşmuştur. Biçim şiirde sade dış olarak değil iç değişimin ve mananın kavrayış alanı olarak da ele alınmalıdır. Biçim şiirin dışsal zenginliğiyle içsel değişiminin yaratmış olduğu yeni bir akım sanatıdır. Ölçülü veya serbest mahiyet bu dar alanda gizli değil içsel yapının ve manaya ulaşmanın dil döngüsündedir... İmgelem yazımların dile kattığı mana, biçimde salt bir görünüme neden olurken öz mahiyetinde içsel bir yapı doğurmuştur. Günümüz serbest yazımı biçimden uzaklaşmış gözükse de kendi kalıbını ve biçimini bulmuş öze yansıtmıştır. Öz olmadan biçimin ehemmiyeti görsel zenginlik olarak kalmıştır. Kanaatimce şiir okura ancak öz ile ulaşacak gerçekliktedir. Okuyucu kendinden bir şeyler bulmuş ise şiirde biçim ve hali hazırdaki kalıp hiçbir önem arz etmemiş, öz mana ile var olmuş ve vermek istenen; klişe kalıplardan sıyrılmış olmasıyla da ulaşılmak istenene ulaşmıştır...

Su Gibi_Niçin şiir yazıyorsunuz?
Serdar Erdemir_
Bu soru şairlere / yazarlara sık sorulan sorulardan biridir. Bu sorunun cevabını çoğu kez şair / yazar kendiside tam olarak bilmez, bu sorunun yanıtını açık-seçik saptayan, yazan, anlatan bir şaire / yazara rastlamak imkânsızdır neredeyse. Marguerite Duras; “İnsan içinde bir yabancıyı barındırır. Yazmak, işte o yabancıya ulaşmak için atılan bir adımdır.”der. Bu söze katılıyorum her şair / yazar içinde bir yabacıyı barındırıyor, çoğu kez şizofren tanımlamasıyla bu yüzden karşılaşıyor(um) lar. İçimizdeki yabancının elindeki o güç sürüklüyor her seferinde bizi belli belirsiz bu yolculuğa. Yazıyorum içimde biriken acıyı açığa vuruyorum, yazıyorum çünkü yazma isteğime karşı koyamıyorum, farkında olmadan mırıldandığım bir alfabenin dilde vücut bulmasıdır yazmak kanaatimce. Yazıyorum ve inanılması güçte olsa bilmiyorum neden yazdığımı. Tek bildiğim, bu yazmak isteğinin bana iyi geldiği ruhumu dinlendirdiğidir. Yaşadığım ve olmasını arzu ettiğim, mavi bir dünyaya çağırıyorum herkesi yazarken, hicap duymadan ve yüksünmeden gelip okuyanların görmesini istediğim bir dünya bu. Benim gözümle bakarken / okurken anlayacakları bir dünya. Okuyanların neden yazdığımı da o vakit anlayacaklarını umut ediyorum... Bu sorunun muhatabı; şairden / yazardan ziyade eleştirmenin olduğunu düşünüyorum, alıp eline bilgi ve sezgi gücünü yazanın ve yazılanın karanlık iklimine ışık tutması gerekir çünkü. Yazan, yazma nedenini açıklarsa yazdıklarındaki efsunu yitirir, bir daha yazamamak anlatamamak olmaktan sessiz kalmaktan korkar(ım) , kaygı duyar(ım) . Galiba şair / yazar bize içlerinde barındırdıkları yabancının sezgi ve öngörüsünü sunuyor. Ben buyum ama içimdeki de bu dercesine. Ben eflâtun kokan zamanları seviyorum fakat inkârı yok ikrâr edilmeli ki içimdeki yabancı maviye sevdalı...

Su Gibi_Türk Şiiri ve Edebiyatının geleceğine ilişkin düşünceleriniz nelerdir?
Serdar Erdemir_
Bugün yazılanlara bakınca emin adımlarla ilerleyen ve hak ettiği mertebede yer alacak olan Türk Şiiri ve Edebiyatı görüyorum, kanaatim iyi yolda ilerlediğidir.

Su Gibi_Şiirin yaşam felsefenize kattığı anlamlar nedir?
Serdar Erdemir_
Hayatın ta kendisi. Hayatı renk, renk boyama sanatını içinde barındıran insanları anlama ve olayları kavrama adına büyük bir kazanım merhalesidir şiir. Az sözle çokça manalar ifade etmek kolay iş olmasa gerek...

Su Gibi_Şiirde gerçeklik ve soyutluk hakkında düşünceleriniz nedir?
Serdar Erdemir_
Yazım olarak, şair / yazar çoğu zaman yaşadıklarını yazmıştır. Yaşadıklarını dillendirirken gerçeklik duygusunu tüme yaymaya çabalamıştır. İmgelerle beslemeye içsel döngüsünü şekillendirmeye başlayınca soyutluk kavramını kullanmıştır. Yazım Edebiyatında soyutluk şiirde fazlaca kendini açığa çıkarmıştır. Şiir için zengin bir değer ölçüsü olsa gerek ki imgesiz yazımlar gizem duygusunu yitirmiştir.

Su Gibi_İnternet’in şiirsel gelişime etkisi var mıdır?
Serdar Erdemir_
Şiir okur ve yazar sayısındaki artışa baktığımızda etkisinin olduğu kanaatindeyim. Duygusal bir toplum oluşumuzun da bunda büyük etkisi var tabi. İnternet’te bu aşamada paylaşım olanağını üst seviyelere taşımıştır. Biraz da imla ve yazım kurallarına uyabilsek getirdiği etkinin ödülünü almış oluruz.

Su Gibi_Şiirde kelimelerin gücü hakkında düşünceleriniz, nelerdir?
Serdar Erdemir_
Sade şiirde değil bütün yazım edebiyatında ve normal hayatta kelimelerin gücüne inanırım, bir kelime bazen bir çok mana ifade eder, bakış açımızın derinliğine hitap eder... Şiir yazımlarında şiirin tümüne bakıp bu şiirde sadece birkaç kelimeden oldukça etkilendiğimiz çok olmuştur. Bir şiirin yazılışında seçilen kelimeler daha doğru ifadeyle ilhamla peyda olan kelimeler bir bütünlük ve coşkunluk katar her zaman. Kelimeler şiirde hakim olan duyguyla doğru orantılıdır diye düşünürüm, kelimeler duygunun esrarına ışık tutacak güçte olmalıdır haliyle duygunun ağırlığına eş değerde... Nazım Hikmet’in ‘Şair’ adlı şiirine bakacak olursak bunu daha rahat kavrayabiliriz kanaatindeyim;
“ Şairim
Şimşek şekillerini şiirlerimin
caddelerde ıslık çalarak
kazırım
duvarlara......... (Nazım Hikmet – Şair)

Su Gibi_Şiirde duygu yoğunluğunu bütününe yansıtmayı nasıl başarabiliriz?
Serdar Erdemir_
Yazma içgüdüsüyle hareket ediliyorsa ve ilham dediğimiz o içimizdeki yabancı; duygu sarnıcına bizi sürüklüyorsa duygu yoğunluğu bütünlük olarak kendiliğinden gelir. Şairin / yazarın yazdıklarının bütününe hakim olan duygu yoğunluğunu yansıtması birikimi ve becerisine endekslidir. -kelime dağarcığı, imgeye hakim aşaması, yazım kurallarına bakışı ve her şeyden önemlisi gelen ilhamın o anki duygu sağanağının nerede durması gerektiği seçkisi vardır.

Su Gibi_Şiir kitap satışları neden yazım edebiyatına göre daha düşüktür, sizin yorumunuz nedir?
Serdar Erdemir_
Her geçen gün şiir adına yüzlerce hazırlıksız kitap çıkıyor. Okuyucu kitapta aradığını bulamayınca hak edilmeyecek bir dürtü hasıl oluyor ve tüm şiir kitaplarını ve yazanları içindeki karanlığı aydınlık kılamayacağı inancına adıyor. Bugün toplumumuzun çoğu ismi afişe olmuş şairlerden başkasını okumak istemiyor. Kaldı ki bu güzide şairlerimizin bile kitapları yeterli çoğunluğa ulaşabilmiş değil. Yayımcılar şiir edebiyatı adına bu konuda seçici olmak durumundalar, maddi kaygı güdülmeden...

Su Gibi_Şiirlerde tematik çalışmaya önem veriyor musunuz?
Yoksa konular kendiliğinden mi oluşuyor ve tematik baktığınızda çalışmalarınıza seçimlerinizdeki yoğunlaşma hangi konulara?
Serdar Erdemir_
Belli bir konu seçip şiir yazmadım. İlla ki bir konu üzerinde durup çalışmalıyım yazmalıyım diyemem / denilemez görüşündeyim... İlham dediğimiz daima bize konu seçtirmeden gelmiştir, yakalamış sarsmıştır duygularımızı; dökülen ses neye bürünmüşse geriye o kalmıştır, üzerinde çalıştıkça ilk zamanlarda ki heyecan kendini zorlama bir eylem içinde bulmuştur hep. Yazarken ki duygu yoğunluğu temayı kendi belirler; aşk, sevgi, hüzün, hasret, dava, dostluk, arkadaşlık ve sadakat temaları yazımlarımda belirginleşse de konuyu özellikle seçmemişimdir. Barut (duygu) ateşi (hissiyat) görünce parlıyor ve bu birleşmeyi sağlayan bir tetik tertibatı (ilham) gerekir, her biri yerli yerinde ise hedef (okur) anı yaşamayı kendini (mahiyetini) bulmayı başarmıştır diye biliriz.

Su Gibi_Zaman içinde değişime uğrayan dil yapımız için ne düşünüyorsunuz?
Serdar Erdemir_
Mana zenginliğinden yoksun bırakılmış; zaman, zaman dalları budanmış bir dil kullanıyoruz. Her ne kadar Arapça, Farsça ve Latince kaynaklı kelimelerden arındırılmak istenmiş ise de “Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak” değimini yaşamıştır. Dilimize Fransızca, Almanca, İngilizce vb dillerden kelimeler yerleşmiştir. Dilimizin iyi yönde gelişmediği kanaatindeyim... Bu konuda yazar kitlesine büyük görevler ve roller düşüyor, dilimizin zenginliğini ve sadeliğini korumak adına. Öz (arı) Türkçe’yi kullanmak için manaya uzanmak ve kelimeler arasındaki bağıntıyı çözmek için çaba şart.

Su Gibi_Şiirde gelmek istediğiniz yer nedir?
Serdar Erdemir_
Her şairin / yazarın kendine has bir yazım ve anlatım özelliği / tarzı vardır. Kendi tarzımı bulmak adına veriyorum mücadele mi, her yazan gibi bencil bir duyguyu barındırıyorum içimde ve yeni nesil yazanlardan iyi yazdığıma kanaat getiriyorum bazen, yeterli mi peki sanmam, yazmaya ve okuyup paylaşmaya devam...

Su Gibi_Sevdiğiniz bir şiiri bizimle paylaşır mısınız? ....
Serdar Erdemir_
Söz konusu şiir olunca ayrım yapmak imkânsız. Buna farklı bir çözüm buldum kendimce, etkilendiğim yerli ve yabancı şairlerden birer dizelik alıntılar aktarmak en güzeli olur düşüncesindeyim...

Bir intihar provası sonrası;
Şizofrenik ataklar,
Hayalimde;
Kitap gibi kalın
Okunması güç hayatlar! --Serdar Erdemir
Ay kocaman at kara
Torbamda zeytin kara
Bilirim de yolları
Varamam Kurtuba'ya---Federico Garcia Lorca
O mavi gözlü bir devdi,
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın---Nazım Hikmet
beni de kırdılar içimde kırdılar
karanlık camlardan sular akıyordu
şimşekli bir boşlukta saat vurdu
beni de kırdılar belki yalnızdılar
belki onların da çocukluğu yoktu-Attilâ İlhan
Biz giz dolu bir şey yaşadık
Onlarda orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak----Turgut Uyar
biliyorum
matarada su
torbada ekmek
ve kemerde kursun değil şiir
ama yine de
matarasında su
torbasında ekmek
ve kemerinde kursun kalmamışları
ayakta tutabilir----Hasan Hüseyin
Açardın,
Yalnızlığımda
Mavi ve yeşil,
Açardın,
Tavşan kanı, kınalı-berrak.
Yenerdim acıları, kahpelikleri--Ahmed Arif
Dönmek mi? Ne mümkün geri dönmek,
Düştüyse gönüller bu melâle?
Bir eldir ufuklardan uzanmış,
Zulmet bizi çekmekte visâle--Ahmet Haşim
Anımsıyorum seni olduğun gibi geçen sonbahar.
Başlığın griydi ve yüreğin sakince.
Gözlerinde savaşıyordu alacakaranlığın alevleri.
Ve düştü yapraklar ruhunun sularına.-Pablo Neruda
Ne zamandır ertelediğim her acı,
Çıt çıkarıyor artık, başlıyor yeni bir ezgi,
-bu şiir -
Sendelerken yaşamım ve bilinmez yönlerim,
Dost kalmak zorunda bana ve sizlere! -Nilgün Marmara

Böyle bir buluşma anını oluşturmuş olan Su Gibi Grubu Yönetimini kutluyor başarılarının ve çalışmalarının devamını içtenlikle diliyorum... Sevgi ve Saygılarımla...