Su Gibi_Sizi tanıyoruz ama yinede bizlere kısaca yaşam hikâyenizi anlatır mısınız?
Selahattin Yetgin_
Öncelikle böylesi bir proje için sizlere ve grubuma teşekkür ederek sorularınıza yanıt vermeye çalışacağım. Yaşam hikâyem doğduğum andan itibaren başlamış. Yaşayan, yaşamaya çalışan her insan gibi bir anda, sular gibi akmaya başlamışım hayatın çetin ırmaklarında. Antalya’nın Korkuteli ilçesinde 14.02.1961 günü dünyaya geldim. Çileli ve bir o kadar da harika bir çocukluk evresinden geçerek, yeşilin daha fazla, mavinin daha belirgin ve renklerin daha doygun olduğu bu çocukluk evresinden çok çabuk ayrılıp çalışma hayatına başladım. İlkokul ve ortaokul serüvenim liseyle pekişmedi, ancak yaşam
okulunu kısa sürede tamamlayarak yeniden nefeslendim bu yollarda. Antalya’ya yerleştik daha sonra. Ardından gazetecilik serüvenim başladı ve yerel bir gazetede kendimi yetiştirmeye başladım. Spora ve edebiyata olan ilgim sürekli artıyordu. Mesleğimin bana verdiği kazançla şiirler yazmaya başladım. Yüreğime dalan sevda ateşiyle kavruluşum o yıllarda başladı ve askerlikte daha da yoğunlaştı. Askerden dönüşte evlendim, 3 çocuğun babası oluverdim bir anda. Sonraki dönemlerde birikimlerimden ‘Kıyamete Kuşandık Sevdaları’, ‘Yağmur Gözlüm’ ve ‘Aşk Suskun Bir İlahidir’ isimli kitabımı çıkardım. Bu kitaplar tamamen kendi çabalarımla ortaya çıktı. Çalıştığım gazetenin aynı zamanda sanat editörüyüm ve genç kuşaklara şiiri sevdirme, şiiri yaşatma konusunda elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Su Gibi_Şiir yolculuğunuz nasıl başladı?
Selahattin Yetgin_
Şiir söylediğiniz gibi bir yolculuk. Bir anlamda duyguların ortaya dökülmesi. Cesaret ve kişinin kendini keşfetmesi. Ben her insanın şair olduğuna, yani şiir yazdığına inanıyorum. Her insanın kendi yüreğinde bir kompozisyonu vardır ve bunu açığa çıkardığı zaman yazabileceğine inanıyorum. Benim şiir yolculuğum ise askerlik döneminde boş anlarımda kaleme aldığım şiirlerle başladı diyebilirim.
Su Gibi_Etkilendiğiniz şair ve yazarlar oldu mu? Varsa kimlerdir?
Selahattin Yetgin_
Ahmed Arif, Nazım Hikmet Ran, Atilla İlhan gibi şairler dönemimize damgasını vurmuş şairlerdi. Etkilenmediğimi söyleyemem. Ama şu var ki yüreğime dokunan, içimdeki sözcükleri açığa çıkaran şiirler olmadı değil. Bu şiirleri sayfama, okuyuculara aktarırken bir etkilenme olabilir.
Su Gibi_Şiir akımları, şiirde biçim, öz konusunda neler söylemek istersiniz?
Selahattin Yetgin_
Şiirdeki akım bana göre olması gereken, beklenen akım. Ancak kaliteyi ön planda tutmak gerek. Her insan bu konuda gereken ölçülere, uyaklara uymalı bence. Şiirin genel felsefesini iyi kavramalı ve verdiği mesajlara dikkat etmeli. Ben genelde serbest dilde şiirler yazıyorum ve zaman zaman da hece şiirine yol alıyorum. Kendimi başarılı buluyor muyum? Diye sorarsanız, elbette çok eksiğim var hala. Bunun için de yazdıklarımı her kuşaktan insanlarla paylaşmayı seviyorum. Her insanın bir tarzı olmalı diye düşünüyorum. Farklı arayışlar elbette olacaktır, bu şiirdeki duruşu ortaya çıkarır, doğal olarak da kişiyi başarıya götürür.
Su Gibi_Niçin şiir yazıyorsunuz?
Selahattin Yetgin_
Nefis bir soru. Şiir yazmak bir anlamda deşarj gibidir bana göre. Bu rahatlamayı sağlamak için, yürekteki dolumu dışa çıkarıp ufku yeniden taramak için şiir yazıyorum. Bu anlamda şiirin genel hikâyesi de çıkıyor ortaya. Bu konuda kendimi iyi geliştirdim ve yazdığım zaman müthiş bir gevşemeyle sarsılıyor ruhum.
Su Gibi_Türk Şiiri ve edebiyatının geleceğine ilişkin düşünceleriniz nelerdir?
Selahattin Yetgin_
Günümüzde neredeyse her insan internet ağından yararlanmaya başladı. Ufkunu açarak, düşüncelerini özgürleştirerek kendine geniş bir alan buldu. Bu soruda öncelikle Türk şiirinin dününe bakmak gerek. Bütün zorluklara karşın mükemmel eserler bırakan, şiirimizin uzak ufuklara açılmasına vesile olan yazarlarımızın adımlarını takip etmemiz gerek. Gelecekte daha başarılı milyonlar ortaya çıkacaksa denetimlerle, önemli apoletlerle bu insanları yüreklendirmek, şiirin yolculuğu olacaktır. Karamsar olmamak gerek, şiiri seven bir toplumuz. Bu da bizi istediğimiz noktalara taşıyacaktır.
Su Gibi_Şiirin yaşam felsefenize kattığı anlamlar nedir?
Selahattin Yetgin_
En başta insanı sevmek. Paylaşarak mutluluğu yakalamak. Yazdığım şiirlerde insan sevgisi ön planda. Sevgi mükemmel bir olgudur. Yüreğindeki sevgiyi dışa vuramayan insan başarılı olamaz. Dışa vurum bir anlamda şiirle gerçekleşir. İnsan kendini aşmak istiyorsa, öncelikle sevgiyi rehber edinmeli.
Su Gibi_Şiirde gerçeklik ve soyutluk hakkında düşünceleriniz nedir?
Selahattin Yetgin_
Şiirdeki en önemli yol, yaşanmışlıktır. Kişi yaşamadığı, duyumsamadığı şeyleri ne kadar yazabilir ki? Soyut şiirlerin ömrüne inanmıyorum. Bir köşede unutulup gidileceklerdir mutlaka, yaşam şiirleri, gerçeğin ta kendisidir ve her insanın hikâyesidir. Kişi okuduğu şiirde kendini buluyorsa, ruhen anlayabiliyorsa ve ‘işte benim yaşadığım, hissettiğim şey’ diyebiliyorsa çok fazla söze gerek duymuyorum.
Su Gibi_İnternetin şiirsel gelişime etkisi var mıdır?
Selahattin Yetgin_
Zor bir soru, ama bunun cevabını kime sorsanız verebilir. İnternet ağının tüm dünyayı sardığı bir dönem yaşıyoruz ve amaç dışı eylemlerle şiirimiz de zor durumda kalıyor. Kişilik olarak kimliğini elde edememiş, şiirin ne olduğunu bilmeyen, şiiri farklı eylemlerle kullanan insanlar maalesef önemli bir darbe şiirimize. Her insan şiir yazabilir demiştim, ama bu gerçek internet ağıyla müthiş bir yanlışa da sürükleyebilir kişiyi. Bazı sitelerin bu konuda hassas olduğunu biliyorum, ancak yeterli ve etkili bir mekanizma ne yazık ki yok.
Su Gibi_Şiirde kelimelerin gücü hakkında düşünceleriniz?
Selahattin Yetgin_
Sözcük her şeydir. En iyi anlatı aracıdır. Öyle bir güçtür ki bu, nasıl kullanacağınız önemli. Böylesi bir gücü eyleme dönüştürürken kişi çok dikkat etmeli, vereceği mesajların arkasında durabilmeli. İmgelerin hâkimiyeti olmayan şiirler piyasada az ömrü olan şarkılar gibidir. Ama etkili kullanılmış sözcükler asırlarca kalabilir, bu da yaşadığımız dünyanın en varsıl gerçeğidir.
Su Gibi_Şiirde duygu yoğunluğunu bütününe yansıtmayı nasıl başarabiliriz?
Selahattin Yetgin_
Yazar şiiriyle sofraya oturduğu zaman, öncelikle bu şöleni ne kadar duyumsadığını, özlediğini yüreğine sormalı. Şiir yazmak için oturulmaz, şiir yazarına diz çöktürür. Ruhumuzun haritalarından kendimize seçtiğimiz yolculuklarla ne anlatılmak isteniyorsa, yaşadıkları ne ise hisleriyle ve duygularıyla bütünleştirilebildiği anda çıkar şiir ortaya. Bir süre demlenir ve ardından kişi şiirine sahip çıkar.
Su Gibi_Şiir kitap satışları neden yazım edebiyatına göre daha düşüktür, sizin yorumunuz nedir?
Selahattin Yetgin_
Raflarda milyonlarca kitap sararırken, okunmak için duygulu yürekler beklerken bu soruya nasıl cevap verilir bilmiyorum. Zaman zaman yayınevlerinin özverili çalışmalarıyla kitap satışlarındaki fiyat olabildiğince aşağılara çekilmesine karşın maalesef insanlar sahaflardan ve korsanlardan temin ediyorlar kitapları. Bu hikâye, roman; şiir kitabı türünde şeyler, ancak emek verilen, okuyucusunu bekleyen milyonlarca esere haksızlık yapıldığı görüşündeyim. Kendi insanımızın sorunu ve buna en iyi sahip çıkacak kişiler de bizleriz.
Su Gibi_Şiirlerde tematik çalışmaya önem veriyor musunuz? Yoksa konular kendiliğinden mi oluşuyor ve tematik baktığınızda çalışmalarınıza seçimlerinizdeki yoğunlaşma hangi konulara?
Selahattin Yetgin_
Genellikle sevgi benim temam. Bağlamında sevda ve aşk. Çünkü, her insanın yüreğinde aşk vardır. Bu aşkı sınıflara ayırmadan, hikâyesi kendi içerisinde olan şiirlerle ön plana çıkarabilirim kendimi. Sürekli yazıyorum, yazdıkça çoğaldığımı düşünüyorum ve bu bana büyük haz veriyor.
Su Gibi_Zaman içinde değişime uğrayan dil yapımız için ne düşünüyorsunuz?
Selahattin Yetgin_
Dilimize sahip çıkamadık. Üzülerek söylüyorum ki bir şehir turu yapsanız bunu derinden görebilirsiniz. Değişen değer yargılarımızla birlikte özümüzdeki dili de kaybediyoruz hızla. Yabancılardan türeme sözcükler kültürümüze öyle hızlı oturdu ki, yeni nesillere bunu nasıl anlatacağız bilmiyorum. Bizler, yani şiire gönül veren kişiler bunu yüreğimiz kanayarak görebiliyoruz, keşke bizlerden sonrakiler de görebilseler.
Su Gibi_Şiirde gelmek istediğiniz yer nedir?
Selahattin Yetgin_
Yapı olarak hırslı bir insan değilim. Ancak ciddi çalışmalar yapamamanın ezikliğini duyuyorum. İşlerim dolayısıyla 4. kitabımın basımını bile erteledim. Zamana bıraktım, gelmek istediğim yer ne diyorsanız hala, öncelikle benden sonrakilere yaptıklarımla, yazdıklarımla örnek olmak. İlk 3 kitabımı kendi imkânlarımla bastırdığımı söylemiştim, ilk etapta ciddi bir yayınevi ile okuyucularımın karşısına çıkmak istiyorum. Sonrası kısmet.
Su Gibi_Sevdiğiniz bir şiiri bizimle paylaşır mısınız? ....
Selahattin Yetgin_
Bütün şiirlerimi seviyorum. Onlar benden bir parça. Ancak, son yazdığım şiirlerden birini seve seve sizlerle paylaşabilirim.
Eski Bir Sessizliktir Gözyaşı
Sudaki gölgeleri çiğnerken,
Gecenin en derin yerinde
Yıldızları izlerdik, utangaç
Korkardık, bir tufanı beklerken.
Balıkları çağırırdık avuçlarımıza,
Yağmura bırakırdık korkak gözlerini
Sıyrılıp yalnızlığın çelik edasından,
Yalın ayak yürürdük ıslak çakıllarda.
Cebimizde birikmiş özlem kırıntılarıyla
İçimizdeki ıslaklıkla fukara düşlere dalardık
Bir başınalığın eşkâlini çizerdik kumlara
Üşümüş yanaklarımıza aldırmazdık.
Az gidip/uz gidip, ardımıza bakmadan
Karanfil dikmek isterdik tüm kıraçlara
Adımlarımızdaki hüzünlere utkular sürerek
Sancıların koyaklarına gülüşlerimizi gizlerdik.
Çığlıklarını sürme dağlara, irkilmesin çağ
Toprak yarılır sevdamdan, seni sevdikçe yar
Her acı kendi sancısını taşır yürek kovuğunda
Üşüyor ellerim, gel beni bu ayazdan kurtar.
___Eski bir sessizliktir gözyaşı gülüm,
_____Çılgın bir aşinalığın düşler ruletidir
_______Suskunluklarını gizle asi duruşlarıma
_________ Seni sevmek kâinatın en ölümsüz halidir.
Selahattin Yetgin
Şairin Okuyucuya Notu: Şiirin nefis bir tanımı bence. Paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. “Şiir depremdir, şiir ayaklanmadır, şiir başkaldırıdır. Şiir şimşektir, yıldırımdır, gök gürültüsüdür. Şiiri, yani yıldırımı hiçbir siper-i saika durduramaz. Şiir korkunçtur, güzeldir. Hiçbir kapı, hiçbir duvar önünde duramaz; Kapı tunçtan, demirden, çelikten de olsa önünde duramaz. Şiir yürür, ezer geçer. Şiir her şeyden, herkesten daha güçlü, daha yıldırıcıdır. Şiir sınır tanımaz, ne kral tanır, ne imparator. Şiir Cengizhan'dan da, Sezar’dan da, Hitler'den de, büyük İskender'den de büyüktür. Şiirin yürüdüğü yolun bitimi yoktur. Şiir sonsuzluğa gider, sonsuzluktan gelir. Şiir hiçbir güce boyun eğmez. En güçlüden daha güçlü, en güzelden daha da güzeldir. Eşsizdir, bir benzeri daha olmamıştır ve olmayacaktır da. Şiir bütün dillerden başka, bambaşka bir dille konuşur. Ama onun dilini, söylediğini herkes ama herkes anlar. Şiiri hiçbir güç tutsak edemez. Altın da, pırlanta da, elmas da şiirden değerli değildir; olmamıştır, olmayacaktır. Şiir dilsizleri konuşturur, sağırların kulaklarını açar. Şiir buluttur, yağmurdur, gökyüzüdür. Şiirin arkadaşları, dostları vardır. En yakın dostu bilimdir. Sonra musiki ve resim gelir. Şiirde müzik de vardır, resim de, yontu da. Mimar Sinan'la da dosttur, Darwin, Einstein'la da. Şiir gelecektir, umuttur, özlemdir, mutluluk ve güzelliktir. Şiirden en zalim, en gaddar, en acımasız krallar, imparatorlar bile çekinir, korkar. Şiir ölümü bilmez, şiir yaşamdır. Şiir muştu, sevinç ve mutluluktur. Şiir kötümserlik bilmez, tanımaz. İyimserdir, cömerttir ve gençtir, delikanlıdır, yakışıklıdır şiir. Şiir sonsuzluk gibi en güzel kokar; güllerden de, karanfillerden, zambaklardan da güzel. Şiir deniz gibidir. Nasıl denizi kimse anlatamazsa şiir de tıpkı öyledir. Homeros, Dante, Shakespeare şiiri anlatmak için büyük çaba harcadılar ama şiiri deniz gibi tam anlamıyla kimse, hiç kimse anlatamadı.....” derken, Felsefe profesörü, aynı zamanda Yazar Ahmet İnam ise şöyle der şiir için:
“İnsanlar hukuk önünde, siyasal düzen içinde özgür görünebilirler. İçlerinde şiirin özgürlüğü yaşamıyorsa, hâlâ, bir yerlerde kıramadıkları zincirler var demektir...” Sevgiyle…
Kayıt Tarihi : 22.11.2007 20:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şiiri ve düz yazılarını hayat duruşuna yansıtmış özel bir kişilik...imge kullanımındaki zenginlik ve seçkinliği ideal buluşturabilen ender kalemlerden...
tanımaktan ve çalışmalarını okumaktan memnum ve dilerim daha nice çalışmalarınızı okuruz...selamlarımla...
Su Gibi_Şiirde kelimelerin gücü hakkında düşünceleriniz?
Selahattin Yetgin_
Sözcük her şeydir. En iyi anlatı aracıdır. Öyle bir güçtür ki bu, nasıl kullanacağınız önemli. Böylesi bir gücü eyleme dönüştürürken kişi çok dikkat etmeli, vereceği mesajların arkasında durabilmeli. İmgelerin hâkimiyeti olmayan şiirler piyasada az ömrü olan şarkılar gibidir. Ama etkili kullanılmış sözcükler asırlarca kalabilir, bu da yaşadığımız dünyanın en varsıl gerçeğidir.
TÜM YORUMLAR (1)