Su Gibi_Sizi tanıyoruz ama yinede bizlere kısaca yaşam hikayenizi anlatır mısınız?
Orhan Tuncay_
Böyle bir şiir tadında söyleşi yolculuğuna hazırlanan sanat dostlarını yolda yalnız bırakmamak için zaman bulamayacaksam (internetin olumlu yönü böylece ortaya çıkıyor-zaman kazandırıyor ve geniş bir kitleye ulaşmamızda-ulaşmanızda katkı sağlıyor) kendi başıma yanlış bir yolda yürüdüğümü düşünmem gerekir. Çünkü insan yolunu kendisi seçer. Ne mutlu bu gücün farkında olanlara.
Su Gibi_Şiir yolculuğunuz nasıl başladı?
Orhan Tuncay_
Şiir yolculuğum çocukluk çağlarıma uzanıyor. Yazma isteğinin nasıl estiğini, içime girip ruhumu sardığımı bilmem olanaksız. Bazı zamanlar yazma arası uzuyor, örneğin iki sene hiçbir şey yazmıyorum, diğer zamanlarda üst üste yazıyorum. Gelişimimi açıkça görebilmek için ikinci şiir kitabım olan gönlümün güncelerini iki bölüme ayırdım: çocukluğum ve olgunluğum. Düşünüyorum ki, naif çocukluk olmasaydı, şiirde olgunluk da yaşanamazdı.
Bazen uçan bir kuş, canlanan anılar, cephede ölen bir askerin haberi, bir şarkı veya bir şiir gönlümde bir kapı açıyor ve o zaman hemen yazmam gerekiyor. Öykü ve roman da yazıyorum ve kendim için kısaca şöyle diyebilirim: mühendis olmak istediğini sanıyordu, puanı yetti işletme okudu, yazar olmaya çalışıyor.
“Şair ve yazarlar çok okurlar” diye dinlemiştim bir radyo programında. Sonra farkında olarak veya olmadan seçerler. Seçtimleri yalnızca bir kolajsa belki bir rüzgar yakalayıp best seller olabilirler ama asla tarihe mal olamazlar. Seçtiklerini kendi özgün yetenekleriyle yoğurur ve evrenselliğe dokunabilirlerse tarihi aşarlar.
Su Gibi_Etkilendiğiniz şair ve yazarlar oldu mu? varsa kimlerdir?
Orhan Tuncay_
Her okur gibi benim de sevdiğim şair ve yazarlar var. Hatta bazıları henüz çok fazla ünlü olmuş da değiller. Şiir tarzım, konularım belli bir kalıba yönelmiş değil. Kimsenin etkisi altında kalıp kalmadığımı bilemiyorum, bunun yorumunu daha iyi biçimde okurlar yapabilir diye düşünüyorum.
Su Gibi_Şiir akımları, şiirde biçim, öz konusunda neler söylemek istersiniz?
Orhan Tuncay_
Şiir kelimelerin raksıdır. Bir müziği içinizde duyarsınız, kelimeler kaleminizden olduğu gibi dökülür. Biraz uzaklaşır dışarıdan bakar yeniden yoğurur son şeklini verirsiniz. Ben kalıplara, biçimlere ve temalara sıkışarak şiir yazmaya kalktığımda zaten şiir yazamam.
Su Gibi_Niçin şiir yazıyorsunuz?
Orhan Tuncay_
Daha önce de belirttiğim gibi, (ağlama eylemimi nasıl durduramıyorsam) gerektiğinde (yani içsel veya dışsal uygun bir dürtü ortaya çıkınca ve o anda yazmam gerekiyor. Yolda araba kullanırken, uyumak üzereyken, heyecanlı bir filmi seyrederken vs.
Su Gibi_Türk Şiiri ve edebiyatının geleceğine ilişkin düşünceleriniz nelerdir?
Orhan Tuncay_
Kendi kültürümüzden etkilenmiş, bununla bezenmiş sanat (bunun içine tabii ki edebiyat ve şiir de giriyor beni daha derinden etkiliyor. Yukarıda da belirttiğim gibi bunun zamanı aşabilmesi için evrensel motifler de taşıması lazım. Edebi eserlerin yayınevleri yoluyla okuyuculara ulaşmasında, tanınmamış yazarların sorunları var. Bu yalnızca ülkemize has bir sorun değil. Ülkemizde kitap okuma alışkanlığının olmaması da ayrı bir engel. Ben bunu yalnızca fiyatlara bağlamıyorum. Öte yandan yeni yazarlara destek veren yayınevleri (dağıtım sorunlarını aşabilirlerse) ve internet yeni yazar ve şairlerin tanınmasında katkı sahibi oluyorlar.
Yazar ve şair ismi vermekten kaçındığımın farkındasınız sanırım. Çok sevdiğim yazar ve şairleri şimdilik kendime saklayacağım. Ancak, Nobel edebiyat ödülü almış olan bir yazara sahip bir ülkenin iyi bir kitap okuyucusu olarak, edebiyat açısından geleceğe umutla bakmamam için bir neden yok. Kurmuş olduğumuz ve 5. yılını dolduran edebiyat kulübümüze Türk yazarları sık, sık çağırarak sohbetler yapıyoruz ve onları yakından tanıma olanağına kavuşuyoruz.
Su Gibi_Şiirin yaşam felsefenize kattığı anlamlar nedir?
Orhan Tuncay_
Şiir, yaşam felsefemin bir biçimde dışa vurumu. Bunu çok açık olarak görebiliyorum. Kısa, özlü, çok şey anlatan, melodik, iyi yazıldığında insanın ruhuna işleyen bir yazım tarzı şiir. Şiirlerime dönüp şöyle bir baktığımda aşk şiirleri sayıca en fazla olanları. Ama, sokak çocuklarını anlatan veya bir hapishaneyi betimleyenler de var.
Su Gibi_Şiirde gerçeklik ve soyutluk hakkında düşünceleriniz nedir?
Orhan Tuncay_
Gerçeklik ve soyutluk kavramları felsefede her zaman tartışılmıştır ve yaşamın kaçınılmaz iki yönünü oluşturur. Soyutluk düşünceden kaynaklanır ve yaşamda soyut olan bir çok kavramla birbirimizle anlaşırız (Devlet, aile vs. gibi) Soyut olan kavramlar ideallere doğru yönelebilir (kahramanlık, fedakarlık vs. gibi) veya metaforlara dönüşebilir (camdan kalp gibi) , zaman zaman da ne olduğu pek anlaşılamayan düşünce dizgeleridir, düşünce olduğu gibi kağıda akar ve bu da bu biçimde bir şiir olur. Beni etkileyen her şiir bence güzeldir. Nasıl yazılmış olursa olsun.
Su Gibi_İnternetin şiirsel gelişime etkisi var mıdır?
Orhan Tuncay_
İnternet insanların kendilerini özgürce ifade edebilmelerine olanak sağlıyor. Diğer konularda olduğu gibi, şiir yazanlar da birbirleriyle kolayca ilişki kurabiliyor, etkinliklerden haberdar olabiliyor ve eserlerinin okunabilmesi için bir ortam yaratabiliyorlar. İnteretin tek sorunu, çok fazla bilgi gelmesi. Bu kadar çok bilgiyi (şiirler de dahil) okuyabilmek olanaksız. O zaman da seçici olmak zorunda kalıyorsunuz. Neye göre mi? Bilmemem. Şansa kalmış.
Su Gibi_Şiirde kelimelerin gücü hakkında düşünceleriniz?
Orhan Tuncay_
Kelimeler her zaman güçlüdürler. Ağzınızdan çıkan, kağıda dökülen bir kelime artık düşünceden fırlamış bir oktur. Şiirin duygusal yönü de düşünüldüğünde, kitleleri harekete geçirmede önemli bir rolü vardır.
Su Gibi_Şiirlerde tematik çalışmaya önem veriyor musunuz?
Yoksa konular kendiliğinden mi oluşuyor ve tematik baktığınızda çalışmalarınıza seçimlerinizdeki yoğunlaşma hangi konulara?
Orhan Tuncay_
Hadi şu konuda bir şiir yazalım (özellikle ulusal konular için bu tür siparişler verilir) yaklaşımı ile benim içimden böylesine dizeler döküldü arasında özgünlük bağlamında çok büyük fark olduğunu düşünüyorum. Özgün şiirde duygu yoğunluğu duygusal bütünlüğünü kendi başına sağlar. Bu, şiirin mükemmel olması, çok beğenilmesi anlamını taşımayabilir. Ama bence diğer tür (tema verilerek) yazılan şiirlerden özde çok farklıdır. Duygusal bütünlüğün tema bütünlüğünü sağlama garantisi yoktur. Tema bütünlüğünü sağlayan şiirde de duygusal bütünlük garantisi yoktur, zira tema kaygısı vardır. Bu açıklamayla tematik şiirlerle ilgili düşüncelerime de deyinmiş oldum.
Şiir, yazan açısından çok kolay gibidir. Herkes duygularını kağıda dökebilir. Şiir biçimden de kurtulduğu için, kafiye bile önemini yitirmiştir. Hatta birçok şiir programlarında “şiir tadında” başlığı altında nesir yazımlar okunmaktadır. Öte yandan, özgün buluşları (metaforları) , herkesin duygularına hitap edebilme ve çabuk, derinden hitap edebilme yeteneği, az kelimeyle çok şey anlatabilmesi, yürekten gelmesi, müzikal olabilmesi gibi özelliklerinin önemi göz önüne alınınca şiir yazmak aslında zordur.
Şiir, okuyan açısından özel ilgi alanına girer. Herkesi ilgilendirmeyebilir. Bir roman gibi girişi, gelişmesi sonucu ve merak uyandırıcı unsurları genellikle yoktur. Sürükleyici olmayabilir. O anki ruh halinize uygun olmayabilir. Bu nedenlerle çok okunmaz.
Su Gibi_Zaman içinde değişime uğrayan dil yapımız için ne düşünüyor sunuz?
Orhan Tuncay_
Her şey değişir. Dil de. Değişim kendi doğallığı, etkileşimi içersindedir. Etki bazen çevreden gelir, bazen tepeden inmedir, bazen dışardan ithal edilir. Kendi felsefesini, bilimini ve gelişimini iç dinamikleriyle yaratamayan (kendi gelişimini ve kurtuluşunu kendi dışında veya yalnızca atalarında arayan toplumlar) dillerini de kendi dinamikleriyle geliştiremezler. Ancak, öyle veya böyle, bir şekilde dil gelişecektir.
Su Gibi_Şiirde gelmek istediğiniz yer nedir?
Orhan Tuncay_
Ben şiirde bir yol planlayıp o yolu izlemiyorum. Şiir, başka bir deyişle duygularım, beni bir yerlere doğru sürüklüyor, ben de bu rüzgarın keyfine kendimi bırakıyorum ve kalemim yazıyor. Rüzgar kesilince de duruyorum.
Su Gibi_Sevdiğiniz bir şiiri bizimle paylaşır mısınız?
Orhan Tuncay_
İlkokul bitirme sınavında bir şiir ezberlememiz istenmişti. İşte o şiir:
PARAMPARÇA
Ağaç bütün
Işık bütün
Meyve bütün
Benim dünyam paramparça.
Büyük bir ayna kırılmış
Kırılıp yere dökülmüş
Kainat içine düşmüş
Düşmüş amma paramparça.
Yaprak yaprak yapıştırdım
Diyar diyar dolaştırdım
Bir alevdir tutuşturdum
Yandım amma paramparça.
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
Su Gibi Şiir Grubu ŞairleriKayıt Tarihi : 12.12.2007 10:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
söyleşimize katkılarından ötürü kendilerine saygı ve teşekkürlerimi bildirıyorum nice kitaplara efendim.
öncelikle projemize verdiğiniz destek için teşekkür ederim...
samimi ifadeler yüklü söyleşide...bilgisel aktarımlar ve özele bağlanan aktarımların akışındaki denge söyleşiye katkı sağlamış...
söyleşide çoğu şiir içeriğinizin aşk şiiri olduğunu yazmışsınız, sayfanızda şiirlerinizi okurken aşk şiirini öyle güzel doğayla ifadelendirmişsiniz ki aşkın yanında çok farklı dokularda yer etmiş...kutlarım...düşüncenizi...emeğinizi...
dilerim daha niceler dökülür kelama...
selamlarımla...
TÜM YORUMLAR (2)