...Şiir Tadında Söyleşi...Nazlıhan Hasköylü

Su Gibi Şiir Grubu Şairleri
227

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

...Şiir Tadında Söyleşi...Nazlıhan Hasköylü


Su Gibi_Sizi tanıyoruz ama yinede bizlere kısaca yaşam hikayenizi anlatır
mısınız?
Nazlıhan Hasköylü_
Aslen 09.12.1961 Elazığ doğumluyum… Öğretmen bir baba ve ev hanımı bir annenin dört çocuğundan ikincisiyim… Otuz yedi yıldır Ankara’ da yaşıyorum ama toprağımla olan bağımı hiçbir zaman koparmadım… İlkokul 3.sınıfa kadar Elazığ’ da okudum… Sonrasını ve ortaokul - lise eğitimimi Ankara’ da tamamladım… 1978 yılında girdiğim Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ndeki üniversite öğrenimimi ne yazık ki o günkü siyasi koşullar yüzünden 2.sınıfta yarım bıraktım ve bir kamu kuruluşunda çalışmaya başladım… Çalışırken Açık Öğretim Fakültesi İşletme bölümünü bitirdim ve 2004 mart ayı itibariyle emekli oldum… Uluslararası Atletizm Hakemliği gibi bir yan uğraşım var ve emekli olduğum yıl başladığım; okuma yazma bilmeyen yetişkinlere gönüllü okuma yazma öğretmenliğini de halen devam ettiriyorum… Ankara Barosu Türk Halk Müziği Korosu’nda türkü söylemenin ve yine aynı baronun Felsefe Grubu’nda felsefe yapmanın dışında kendim için ayırdığım fazla bir zaman dilimim yok… 14 yaşında dünya güzeli çingene bir kızım var… Onunla birlikte, hayatın kıyısından köşesinden tutunup yaşamaya çalışıyorum…

Su Gibi_Şiir yolculuğunuz nasıl başladı?
Nazlıhan Hasköylü_
Ortaokuldayken, 10 Kasım için verilen bir kompozisyon ödevini, öğretmenimin çok beğenmesi üzerine ve o kompozisyonu şiire dönüştürmemi istemesi üzerine başladım, bu karalamalara… Heceyle yazmıştım onu… Sonrasında da çoğunlukta olduğu gibi aşk girdi devreye… Ayrılıklar kavuşmalar derken üniversite döneminde siyasi içerikli karalamalarla devam etti şiir denen sevgiliyle muhabbetim… Vatanı şiirle kurtaramayacağımı düşünerek uzun bir ara verdim ama hayatın verdiği aldığı kısacası öğrettiği ne varsa karalamaya yeniden başladığımda, vatanı ancak şairlerin kurtarabileceğine olan inancıma da kavuşmuştum… Hala aynı fikirdeyim…

Su Gibi_Etkilendiğiniz şair ve yazarlar oldu mu? varsa kimlerdir?
Nazlıhan Hasköylü_
Benim kuşağımın diğer bireyleri gibi ben de en çok Nazım’ dan etkilendim… Orhan Veli, Ahmet Arif de etkilendiklerim arasında… Bir de Aziz Nesin’ in şiirleri çok özel gelmiştir bana… Yabancılardan; üniversite döneminde okuduğum Yannis Ritsos’u ve halen okumaktan zevk aldığım Edgar Alan Poe’yu da eklemeliyim…

Su Gibi_Şiir akımları, şiirde biçim, öz konusunda neler söylemek istersiniz?
Nazlıhan Hasköylü_
Şiir akımlarının okurun duyduğu gereksinimden doğduğu düşüncesindeyim… Ait olduğu dönemin sosyo – kültürel yapısına uygun akımlar kolay kolay silinmez… Garip akımı benim için öyledir örneğin… Şairlerin salt kendileri için yarattıkları akımlarsa ne yazık ki okura ulaşmaz ve kendiliğinden kaybolur… Benim okur dediğim; sadece entelektüel birikime sahip okur değil elbette… Ne kadar çok kişiye ulaşıyorsa şiir, o kadar şiirdir bana göre… Şiirde biçime gelince; açıkçası sadece sanata değil hayata dair ne kadar kalıp varsa karşı olan biri olarak şiiri belirli bir kalıba sokmanın da karşısındayım doğal olarak… Şiir özgür olmalıdır bence… Yatağında coşkuyla akmalıdır… İyi kaleme alınmış bir şiir, önüne çıkan engelleri de aşan şiirdir… Kalıplar içine sıkıştırılmış bir şiirin bunu yapabileceğini çok olanaklı görmüyorum… Öz’ e gelince; ister heceyle ister serbest olarak yazılsın, şiirin can damarı, sahip olduğu özdür… Sözcükler bu öze giydirilen elbisedir… Öz; içtenlikle sunulmuyorsa eğer, elbise ne kadar şık olursa olsun eğreti duracaktır… Bunu bilir, bunu söylerim…

Su Gibi_Niçin şiir yazıyorsunuz?
Nazlıhan Hasköylü_
Ben şiir yazıyorum diyemem… Sadece karalıyorum… İlk başlangıçta kendim için karalıyordum… O günden beri şiirin, insanın aynası olduğunu düşünürüm… Uzun bir ara verip sonra yeniden başladığımda, yazdıklarımın daha çok toplumsal mesajlar içeren karalamalar olması bir rastlantı değil elbette… Aşkı anlatan bir şiirde bile bir toplumsallık olması gerektiğini düşünüyor ve özellikle son yıllarda yazdığım karalamalarda buna daha çok özen gösteriyorum… yani derdim; aslında herkesin bildiği ama pek de farkına varmadığını düşündüğüm aykırılıkların ve çelişkilerin altını, edebi dilden uzaklaşmadan kendi iç sesimle ve kırmızı kalemle çizmek… Hem de iki kere… İşin, insanı rahatlatan yanını da unutmamak gerek tabi…

Su Gibi_Türk Şiiri ve edebiyatının geleceğine ilişkin düşünceleriniz nelerdir?
Nazlıhan Hasköylü_
Elbette iyi şeyler düşünüyorum ama korkarım ütopik kalır bugünkü koşullarda… Ülkemizdeki yayıncılık anlayışı bir çok iyi eserin ışığa çıkmasına engel oluyor ne yazık ki… Karamsar bir tablo çizmek istemem ama sermayenin güdümünde olduğu sürece Türk şiiri de edebiyatı da olduğu yerde saymaya devam edecektir… Bu sadece edebiyat alanında değil, diğer sanatsal yaratılar için de geçerli… Doğaldır ki kültür dili gelişmemiş tam aksine günden güne sekteye uğratılan bir ülkenin geleceği de olmaz, olamaz… Ne zaman ki; kültür emperyalizmine karşı da tek bir yürek oluruz, belki o zaman…bir umut… ;)

Su Gibi_Şiirin yaşam felsefenize kattığı anlamlar nedir?
Nazlıhan Hasköylü_
Dedim ya vatanı şairler kurtaracak… Olur da bir gün ben de şair olabilirsem en çok bunun için sevineceğim…

Su Gibi_Şiirde gerçeklik ve soyutluk hakkında düşünceleriniz nedir?
Nazlıhan Hasköylü_
Kendi adıma soyut şiirlerden çok da haz etmediğimi söyleyebilirim… Ben şiirin anlaşılır olmasından yanayım… Sadece farklı olmak adına soyut şiirler yazıp da anlaşılmamaktansa olabildiğince gerçekçi bir dille ama içtenliği elden bırakmadan yazarak, tarlada çalışan Fadime Ana’ya su tesisatçısı Hakkı’ya kapıcı Rüstem Efendi’ ye de ulaşmayı yeğlerim ben… Yeterince gerçekçi ve içten değilseniz eğer ulaşacağınız yürek sayısı bir elin parmaklarını geçmez… Soyut şiirin bana ısmarlama şiir gibi gelmesi de bu yüzdendir…

Su Gibi_İnternetin şiirsel gelişime etkisi var mıdır?
Nazlıhan Hasköylü_
Açıkçası internet sayesinde uzun bir ara verdiğim karalamalara yeniden başladım…Size; daha çok kişiye daha çok şiire ulaşmak gibi müthiş bir olanak sunuyor internet… Paylaşımları da çoğaltıyorsunuz doğal olarak… Benim gibi hep paylaşmaktan yana olan biri için bu bulunmaz bir nimet elbette ama ondan önemlisi o kadar çok şiirle karşılaşıyorsunuz ki iyisini ayıklama şansınız yüksek oluyor…” Ben şiir yazmıyorum karalıyorum sadece “ dememin sebebi de bu zaten… Daha iyisini yazmak için çaba gösteriyorsunuz… Dilerim çoğunluk da benim gibi düşünür ve hep iyi şiirler okur yazarız…

Su Gibi_Şiirde kelimelerin gücü hakkında düşünceleriniz?
Nazlıhan Hasköylü_
Az önce öz’ den söz ederken, sözcüklerin öz’ e giydirilen elbise olduğunu düşündüğümü ifade etmiştim… Bu anlamda sözcükler yada sizin deyişinizle kelimeler de şiirin can damarıdır elbette ama çok iyi bir öz, yerinde kullanılmayan sözcükler yüzünden yitip gidebilir… Alt alta dizilmiş sözcükler okursunuz bu durumda sadece… Bunun gibi ne kadar farklı ne kadar özgün sözcükler kullanırsanız kullanın, eğer öz sağlam ve içten değilse dediğim gibi elbise hep eğreti duracaktır… Önemli olan şiirin taşıdığı öz’ ü, iz bırakacak sözcüklerle anlatabilmektir…

Su Gibi_Şiirde duygu yoğunluğunu bütününe yansıtmayı nasıl başarabiliriz?
Nazlıhan Hasköylü_
Öncelikle bol bol okumanın ve dili en akıcı duru haliyle kullanmayı bilmenin, dağarcığı sürekli yenilemenin önemini belirtmeden geçemeyeceğim… Sonrasında iş, önemine hep dikkat çekmek istediğim içtenliğe kalıyor… İçtenlik deyince de içinde ne varsa ortaya dökmek gelmesin kimsenin aklına… Sözünü ettiğim; bir şiiri kaleme almaya iten duygunun içtenliği elbette… Burada yine tekrarlamak istiyorum ki içtenliği olmayan şiir, ısmarlama doğal olarak da zorlama bir şiir olacaktır…

Su Gibi_Şiir kitap satışları neden yazım edebiyatına göre daha düşüktür, sizin yorumunuz nedir?
Nazlıhan Hasköylü_
Şiirin az okunması, kitap satışlarının düşük olması sadece bize özgü bir durum değil… Bütün dünya ülkelerinde durum aynı…ama bizde şöyle bir durum da var; herkes yazıyor, okumaya da vakit kalmıyor bu durumda… ;) günlük gazete okuma alışkanlığı edinmemiş bir bireyler topluluğundan çok da fazla bir şey beklemiyorum ben açıkçası… Sonra bir de sistemle çelişkili olmamak gibi önemli bir gerekçe var önümüzde… Hadi daha fazla haksızlık etmeyeyim okura; şiir dilinin romana göre daha ağdalı ve anlaşılır olmaktan uzak olması da yaratıyor olabilir bu durumu…

Su Gibi_Şiirlerde tematik çalışmaya önem veriyor musunuz?
Yoksa konular kendiliğinden mi oluşuyor ve tematik baktığınızda çalışmalarınıza seçimlerinizdeki yoğunlaşma hangi konulara?
Nazlıhan Hasköylü_
Açıkçası ben hiçbir zaman belli bir tema belirleyerek kağıda dökmedim içimdekileri… Hep kendiliğinden gelişti benim karalamalarım ama gelişimini tamamlasın diye de mutlaka demlenmeye bıraktım… Bu demlenme süresinin şiire iyi geldiğine inandığımdan, belirli bir temada şiir istendiğinde oturup hemen yazamam ben… Nerde bende o yetenek… Grubumuzda da düzenli olarak uygulanan haftanın teması çalışmalarına o yüzden çok az katılabilmişimdir…Verilen temada daha önceden yazılıp demlenmiş bir karalamam varsa sorun yok, ama yoksa, oturup yazamıyorum işte… Sanırım ben bu yüzden şair olamıyorum… ;) her belirlenen temada şiir yazabilenlere de imrenmiyor değilim hani… Yeri gelmişken kutluyorum bunu başaranları… Sözü çok uzattım, unutmadan; hayata dair ne varsa o ‘dur benim karalamalarımın teması…

Su Gibi_Zaman içinde değişime uğrayan dil yapımız için ne düşünüyor sunuz?
Nazlıhan Hasköylü_
Ne düşünebilirim ki! ! … Düşünmek bile istemiyorum daha doğrusu… Toplumun hemen her katmanında var olan gevşeklik dilimize de yansıyor ve zaten; bırakın karşısındakinin ne dediğini anlamak, kendi dediğinin de anlaşılmasını önemsemeyenler yüzünden yerden yere vuruluyor dil… Oysa dil; bir ulusun, yaşanası bir dünyaya sahip olmak adına da barış adına da sevgi adına da gereksinim duyduğu olmazsa olmaz iyi bir iletişim için sahip olabileceği en kutsal araçtır… Bu anlamda üzgünüm diyorum…

Su Gibi_Şiirde gelmek istediğiniz yer nedir?
Nazlıhan Hasköylü_
En zor soruyu sona saklamışsınız… Hani baştan beri “ karalamalarım “ diyorum ya; umarım bir gün “ şiirlerim “ diyebilirim…

Su Gibi_Sevdiğiniz bir şiiri bizimle paylaşır mısınız? ....
Nazlıhan Hasköylü_

BAĞIŞLA

Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi...

Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya her şey bitmiştir çoktan
Ya hiçbir şey başlamamış....

Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın,
Ölüme erken, seviye geç
Yine gecikmişim bağışla sevgilim
Seviye on kala ölüme beş...

Aziz NESİN

Sağır kör ve dilsiz
Kumu bitmiş bir deniz hikayesi

Kırık dökük hayatlar tüketilir
Karşımda süzülen soylu konaklarda
Silkelenir balkonlardan
Akşamdan kalma eğreti anılar
Görmezden gelirim
İlk kuytuda tekmelenir üstüme
Güneş yorgunu aşklar
Siler tenime elinin kirini
Sinsi hesaplarla hoyrat kulaçlar
Bilmezden gelirim
Vurgun yedikçe gölgesiz kalan kuşlar
Sarar dört bir yanımı karanlık çırpınışlar
Deli deniz der ahkam keser ancak hakkımda
Sofra artığı soluklu çiğ kahkahalar
Duymazdan gelirim

Ben;
Sağır kör ve dilsiz kumu bitmiş bir denizim
Unutma şemsiyesine bırakıp kimsesizliklerini
Vursa da kendini mendireklere
Kenar köşelerde eskimiş bedenler,
Saklı yüzleriyle benden âlâ oynar üç maymun' u
Kıyılarımda tepinen derbederler
Gün batımına alkış tutmaya görsün yakamozlar
Bir çırpıda çoğalır iskele üstü pembe düşleri
Sözüm ona böylece tamamlanır
Aslında hep yarım kalmaya mahkum hikayeleri
Ben;
Sağır kör ve dilsiz
Kumu bitmiş bir denizim
Dayanmaz içim olan bitene
Dalga dalga çekilip üstlerinden
Alıp başımı giderim…

Nazlıhan HASKÖYLÜ

Su Gibi Şiir Grubu Şairleri
Kayıt Tarihi : 25.12.2007 20:46:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Merâl Özcan
    Merâl Özcan

    Merhaba Nazlıhan Hanım...
    samimi anlatımlarla attığınız adımla, düşüncelerinizi açarak projemize destek verdiğiniz için teşekür ederiz...

    'şiirin taşıdığı öz’ ü, iz bırakacak sözcüklerle anlatabilmektir…' Nazlıhan Hasköylü'nün tanımıyla...ki şiirlerini okurken bu anlamla buluşuyorsunuz...

    daha nice değer çalışmalarınızı okumak dileğimle... sevgiler, saygıyla... :)

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Su Gibi Şiir Grubu Şairleri