...Şiir Tadında Söyleşi...Mürsel Adıgüzel

Su Gibi Şiir Grubu Şairleri
227

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

...Şiir Tadında Söyleşi...Mürsel Adıgüzel


Su Gibi_Sizi tanıyoruz ama yinede bizlere kısaca yaşam hikâyenizi anlatır mısınız?
Mürsel Adıgüzel_
1946’yılın da Kars’ın- Arpaçay ilçesine bağlı, Koç köyü’nde doğdu. İlk Okulu köyün de, orta öğrenimini, Kazım Karabekir İlk Öğretmen Okulu’nda okudu ve 1967 yılında öğretmen oldu. Aynı yıl görevine başladı. Eskişehir Açık Öğretim Fakültesi’ni de bitirerek, öğrenimini tamamladı. Askerlik hizmetini Denizli’de yapan Adıgüzel, Öğretmenliğini, sırasıyla “İzmir-Van-Bursa-Kars-Balıkesir ve İstanbul”’ gibi yerlerin il ve ilçelerinde yaptı. Uzun yıllar idarecilik yapan Mürsel Adıgüzel, mesleği süresince, baskılara ve antidemokratik uygulamalara rağmen, “ekonomik, demokratik ve sosyal hakları savundu”. Daima halkın saflarında yerini aldı. Birlik ve beraberlik içinde, meslek mücadelesini onurlu bir biçimde sürdürdü. 1995 yılında, bu onurlu görevinden emekli oldu.
Bir dönem İstanbul Çamlıca Gazetesini yayın hayatına kazandıran Adıgüzel, Halen “İstanbul Gazeteciler Derneği”, “Atatürk Düşünce Derneği” üyeliği ve “Anadolu Kültür –Sanat ve Mozaik Derneği” Başkanlığı yanında, “ İstanbul- Ümraniye İlçesi’nden, Cumhuriyet Halk Partisi, İl Genel Meclisi Üyesi olarak, kamu görevini sürdürmektedir. Aynı zamanda,“Serhat Kültür Dergisi’nde” çeşitli makaleler yazmaktadır. Birtakım konularda, araştırma çalışmaları olan Adıgüzel’in, basılı eserlerinden “ŞİİRLERLE BAYRAMLAR” ve “VATAN HARİTASI ”piyesi ile “VARGİT KENDİ YOLUNA” adlı şiir kitapları bulunmaktadır. Dem Vakti Şiirleri Antolojisi bir ve iki, Deli Mavi Sevdalar Antolojisi ve Şairane Antolojisinde çeşitli şiirleri yayınlandı. Aynı zamanda, üçüncü ve dört inci şiir kitapları yayına hazır durumdadır. Evli ve dört çocuk babasıdır.

Su Gibi_Şiir yolculuğunuz nasıl başladı?
Mürsel Adıgüzel_
Öğretmen okulunda okuduğum zamandı, bir gün yolda yürürken birtakım sözler mırıldanmaya başladığımı fark ettim. Sonra bu sözleri defterime not aldım. Zamanla bu iş ilerledi. Sonuçta bu yazdıklarımın üzerinde bir takım çalışmalar yaptım. Yaptığım bu çalışmaları, Edebiyat öğretmenim olan, İsmail Aşıkoğlu’na sundum. Öğretmenim çok güzel bir şiir çalışması yapmışsın dedi. Bana şiirle ilgili bir takım bilgiler aktardı. Bende yazmaya devam ettim. 1980 yılına kadar yazdıklarımın tamamı kitaplarımla birlikte alınıp götürüldü. Ama benim ateşli yüreğim susmadı. Daha da güzellerini yazıp okuyucularımla paylaştım. Ne zaman artık yeter diyeceğimi bilmiyorum.

Su Gibi_Etkilendiğiniz şair ve yazarlar oldu mu? Varsa kimlerdir?
Mürsel Adıgüzel_
Aslına bakarsan olmadım desem doğru olmaz. Çok etkilendiğim ozanlardan, Dadaloğlu, Âşık Şenlik, Köroğlu, Karacaoğlan, Yunus Emre ve en çokta Âşık Mahsuni Şerif olmuştur. Hepsini rahmetle anıyorum.

Su Gibi_Şiir akımları, şiirde biçim, öz konusunda neler söylemek istersiniz?
Mürsel Adıgüzel_
Şiir toplumumuzun genel kültürü ve can evidir. O nedenle, her hususta kültürümüzü ifade eden olmalı. Kısacası manasında anlam bulan, yazılımında öğretici olan ve şarkılarda-türkülerde yüreği coşturan olandır. Bunun adı da, hece ölçüsü kurallarında eksiksiz bir biçimde yazılandır. Çabuk tükenen değil, çağlar boyu dilden dile akıp gelendir. Böyle bir çalışmayı yapan şairde, içinde duyduklarıyla örtüşen, aynı zamanda “Kerem ile Aslı” gibi yanan, kimi zamanda “Ferhat ile Şirin” gibi dağları mesken tutandır. Kimi zaman, “Leyla’sı için dağları delen Mecnun’un,” çektiği çileyi anlatandır. Hatta Yunus Emre’nin çağrısına kulak verirken, haksızlığa boyun eğmeyen, Dadaloğlu’nu ve Köroğlu’nu unutmamak adına, Pir Sultan Abdalın, vatanseverliğine karşın, taşlanarak öldürüldüğünü, unutmayandır. Mahsuni Şerifin bütün haksızlıklara karşı sazında ve sözünde feryadı olandır. İşte benim şiir anlayışım bu.

Su Gibi_Niçin şiir yazıyorsunuz?
Mürsel Adıgüzel_
Yaptığım çalışmalar, yaşadığım toplumun gelişmesi adınadır. Yazdıklarımın insanlarımızın yüreğinde kalıcı olması adınadır. Şair, yazdığı şiirlerle, okurlarıyla bütünleşen olmalı. Şiir, okuyucunun yüreğini titreten ve onu kendi içine alıp çeken ve dillerde destan olarak kalan ve kuşaktan kuşağa ulaşan olmalı diye düşündüğüm için yazıyorum. Bunu başarabilir miyim, onu bilemiyorum?

Su Gibi_Türk Şiiri ve edebiyatının geleceğine ilişkin düşünceleriniz nelerdir?
Mürsel Adıgüzel_
Şahsım olarak endişeliyim. Yazımın yozlaşmaması gerekir. Edebiyatın kendine has bir takım kuralları mevcuttur. Buna dikkat etmezseniz, ipin ucu bir kere katçımı bir daha toplayamaz olursunuz. Bana öyle geliyor ki, ipin ucu kaçmış gibi.

Su Gibi_Şiirin yaşam felsefenize kattığı anlamlar nedir?
Mürsel Adıgüzel_
Yazdıklarımın kendimden ziyade, okuyucularımın yüreğinin bir köşesinde yerini alsın istiyorum. Bu duygu beni çok heyecanlandırmaktadır. Yaşama daha çok sarılmamı ve insanlığı düşünmeme sebep oluyor.

Su Gibi_Şiirde gerçeklik ve soyutluk hakkında düşünceleriniz nedir?
Mürsel Adıgüzel_
Hayatın temel gerçekleri içinde olduğumuzu unutmamamız gerekir. Bu açıdan baktığımda, somut verilerin ön planda olması gerekmektedir. Geçmişten günümüze irdelenmeli ve geleceğe örnek teşkil eden biçimde olması gerekir, diye düşünüyorum.

Su Gibi_İnternetin şiirsel gelişime etkisi var mıdır?
Mürsel Adıgüzel_
İnterneti ciddiye alanlar için, internet bir fırsattır. Şöyle ki: İster şiir, isterse nesir yazılsın, yazanlar karşısında çok büyük bir okuyucunun olduğunu düşünmek gerekir. Böyle düşünüldüğü takdirde, ücret ödemediğin bir öğretmenden çok iyi bir ders almış olursun diye, düşünüyorum.

Su Gibi_Şiirde kelimelerin gücü hakkında düşünceleriniz?
Mürsel Adıgüzel_
Hangi tür çalışma olursa olsun, kelimeler bir biriyle uyumlu olması gerekir. Uyumluluk ifadenin maksada uygunluğunu sağlar. Uyumluluk olmadığı takrirde, hiçbir işe yaramaz.

Su Gibi_Şiirde duygu yoğunluğunu bütününe yansıtmayı nasıl başarabiliriz?
Mürsel Adıgüzel_
Yüreğini sarıp sarmalayan bir duygunun, mutlaka kendine has sebepleri vardır. Bu sebepleri anlaşılır bir biçimde yazmayı başardığın anda, duygunu yazınla ifade etmeği başarsın. Aksi halde uyumsuzluk içinde bir tür ortaya çıkar.

Su Gibi_Şiir kitap satışları neden yazım edebiyatına göre daha düşüktür, sizin yorumunuz nedir?
Mürsel Adıgüzel_
Şunu açıkça ifade edeyim. İstanbul İl Genel Meclisinde yaptığım konuşmanın içeriğinde bu sorunuzun cevabı var. İşte Yaptığım konuşma metni.

Çocuk Kitapları Haftası
Sayın Başkan, Meclisimizin Saygın üyeleri ve çok değerli yöneticileri. Bu haftanın “Çocuk Kitapları Haftası” olması münasebetiyle, düşüncelerimi sizlerle paylaşmak adına, söz almış bulunmaktayım. Sözlerime, saygılarımı sunarak başlamak istiyorum.
Sayın Başkan ve değerli arkadaşlarım. Kitaplarla birlikte, çocuklarımızı özdeştirmek çok önemli bir kavramdır. İnsanın düzenli ve düzeyli yetişmesinde, genel kaynak insan olduğu kadar, kitaplarında büyük önem arz ettiğini bilmeliyiz. Düzenli bir öğrenme olmazsa, bilim ve teknolojinin gelişmesinden bahsetmek beyhude olur. Bu iti barla, çocuklarımız dünyaya gelmeden önce, anne karnındayken sevgi eğitimi almalıdır. Dünyaya geldikten sonrada, aile ve çevre ortamında, okul yaşına kadar, kişilik ve karakter “eğitimini” alarak, gelişmelerini tamamlarlar. Okuyacağı okullarda ise, sınıf yaşına sırasına göre “Eğitilip-Öğretilir” ve meslek sahibi olmaları sağlanır. Bu sıralamaya dikkat edilmediği takdirde, birçok olumsuzluğun kaçınılmaz olacağını hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımız, temel alışkanlıklarını ailesinden, bütün bilgileri kitaplardan öğrenir. Kitaplar, çocuklarımıza bilmediklerini öğretmektedir. Görmedikleri yerleri tanıtmaktadır. Okudukları zaman gözlerine, dinledikleri zamanda kulaklarına hükmeder. Kitaplar her zaman çocukların çok değerli bir arkadaşıdır. Okunduğu sürece onları yalnız bırakmazlar. Bir hususu çok iyi bilmek gerekir ki, kitap okuma alışkanlığı küçük yaşlarda başlamaktadır. Bu alışkanlık yaşam boyu devam eder. Kitaplar her zaman insanın doğruyu, güzeli, iyiyi ve her türlü yararlı düşünceleri öğrenmesine yardım eder. Düşüncelerin sağlıklı bir biçimde gelişmesini sağlar. O nedenle, okunacak kitapların seçimi de büyük önem taşımaktadır. Gelişimi sağlayan kitapların yanında, gelişime zarar veren kitaplarda vardır. Kitap seçimi yapıldığında, mutlaka bu hususa dikkat edilmelidir. Çünkü faydalı kitaplar okuyucusunun bilgi dağarcığını zenginleştirmektedir. Çocuklarımız, gelişip modernleşmeyi, teknolojiyi yararlı bir biçimde kullanmayı kitaplardan öğrenirler. Ancak bir hususu gözden ırak tutmamak gerekir, oda Kendilerine zarar verecek kitaplardan uzak durmayı da öğrenmeliler. Bu tür kitapların var olduğunu, öğretecek olanlar anne, baba ve öğretmenlerdir. O nedenle, çocuklarımızın seviyelerini mutlaka dikkate alarak, okuması gereken kitapları tavsiye etmeliler. Bu itibarla, çocukların okuyacakları kitapların seçiminde, sorumluluk sahibi olmak zorundalar. Aksi halde,”kaş yapım derken, göz çıkarmış olurlar.”
Çocuklarımızın düzenli bir okuma alışkanlığı edinmeleri bakımından ve her türlü zararlı yayınlardan korumak adına, çağdaş dünya yazar ve düşünürlerin mücadelesi sonucunda, 1917 yılında “Dünya Çocuk Kitapları Haftası” kabul edildi. Birçok ülkede uygulandığı gibi, bizde de, Kasım ayının ilk haftası “ Çocuk Kitapları Haftası” olarak, uygulanmasına başlanmıştır.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Cumhuriyetimizin sonsuza kadar devamı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün göstermiş olduğu hedefe varılması, çocuklarımızın daha sağlıklı yetiştirilmesine bağlıdır. O nedenledir ki, çocuklarımızın sağlıklı bir biçimde “eğitilmesi ve öğretilmesi sağlanmalıdır.” Aynı zamanda, okuma hevesleri geliştirmelidir. Bunu elde etmek için de her türlü gayret sarf edilmelidir. Bu verilere ulaşmak istiyorsak, mutlaka annelerin, babaların ve öğretmenlerimizin donanımlı olması gerekir. Yaparak ve yaşayarak ilkesinden hareketle, çocuklarımıza kitap sergisi yapılan yerlere, kütüphanelere ve kırtasiyelere götürerek, yerinde tanıtım yapmalıyız. Hatta kitap seçiminde bile yardımcı olmalıyız. Bir yazarımızın dediği gibi “Dünyada hiçbir dost, insana kitaptan daha yakın değildir.” Kitap okuma alışkanlığı kazanmayanların, yaşamdaki sorunlarını çözmekte, çok büyük sıkıntı çektiklerine inanmaktayım. Bizler dünyamızı nasıl insansız düşünemiyorsak, çocuklarımızı da, kitapsız düşünmemeliyiz.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım. İnsanlar dünyaya gelişinden itibaren, kendilerini tanımlamak ve yaptıklarını anlatmak maksadıyla, çeşitli şekil ve çizgilerle bir anlatım ifade etmeye çalışmışlardır. Bu gayretlerin sonucunda, yazı bulunmuş oldu. Gelişen teknoloji de bu sayede oluştu. Bu sonuç, insanlık dünyasını bu günlere taşıdı. O nedenle, kitap dostu olmanın çok büyük önem taşıdığını unutmamalıyız. Ben kendi hesabıma, kitaplarımın arasında duyduğum rahatlığı, hiçbir yerde duymamaktayım. Bir yolculuğa çıktığımda, mutlaka yanıma bir kitap almaktayım. En azından gideceğim yere kadar, o bana arkadaşlık etmiş oluyor. Bu tür alışkanlıkları, çocuklarımıza da kazandırmalıyız.
Bu itibarla, sözlerime son vermeden beni dinleyen, Sayın Başkanımıza, Sayın Meclisimizin Üyelerine, değerli yöneticilerine ve burada hizmet sunan personele, teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.
Mürsel Adıgüzel
CHP İl Genel Meclisi Üyesi

Su Gibi_Şiirlerde tematik çalışmaya önem veriyor musunuz?
Yoksa konular kendiliğinden mi oluşuyor ve
tematik baktığınızda çalışmalarınıza seçimlerinizdeki yoğunlaşma hangi konulara?
Mürsel Adıgüzel_
O anda yoğunlaşmış olduğum bir çalışmanın manidar ve verici olması bakımından gerekli olan kuralları ihmal etmem. Şiiri dinlendirerek son şeklini verdikten sonra şiir defterime kaydını yaparım.

Su Gibi_Zaman içinde değişime uğrayan dil yapımız için ne düşünüyor sunun?
Mürsel Adıgüzel_
Zaman kavramında dil yapımız değil de, düşünce yapımızda bir takım değişim olabilir. Bu değişim kişilere göre değişik de olabilir. İhtiyaç duyuluyorsa, ikinci yazımlara not düşerek okuyucuya da saygı göstermek adına düzenleme yapılmasında bence sakınca yoktur.

Su Gibi_Şiirde gelmek istediğiniz yer nedir?
Mürsel Adıgüzel_
Yazdıklarını kendime değil, okuyucu yüreğinin bir köşesinde yerini alacak şekilde olmalıdır. Hatta okuyucusu, şiirin kendisi için yazıldığını düşünmeli ve okunuşunda da dinlemelidir. Şairin yazdıkları dilde destan olup, tellerde anlam bulmalıdır. Efsane bir öykünün yaratıcısı, hatta yazarı ve kahramanı diye anılmalıdır. Her kesimin yüreğinde yerini almalıdır. Öyle olmasını isterim.

Su Gibi_Sevdiğiniz bir şiiri bizimle paylaşır mısınız?
Mürsel Adıgüzel_
Bütün şiirlerimin benim yüreğimde farklı yerleri mevcuttur. Ancak bu çalışmanın tamamını bütünleyen bu çalışmamı sizlerle paylaşmak istedim.
Şarkılar

Adını yazdım dile, söylemimde olursan.
Canımı benden alıp, arzularda kalırsan.
Arayıp da kendini, beni bende bulursan.
Buna gayret etmezsen, bul demez ki şarkılar

Canın canda dolaşsın, ellerin yüreğimde.
Adını kazıp durdum, yazılı direğimde.
Sana sandal olurum, olasın küreğimde.
Sevdama sırt dönmedin, kal demez ki şarkılar

Sevdanın varı dünya, aklı kâmil olana.
Akıl başta yok ise, sormak lazım alana.
Bu dünya yanıp biter, birçok tuhaf yalana.
Sende içinde varsın, al demez ki şarkılar

Mürsel Adıgüzel

Sorularınıza teşekkür ediyorum. Umarım yazdıklarım sizi tatmin edecektir. Sevgi ve saygımla

Su Gibi Şiir Grubu Şairleri
Kayıt Tarihi : 10.1.2008 19:41:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Su Gibi Şiir Grubu Şairleri