Gönderen: aryaaa/nurten-aktaş
Alan: (grup üzerinden) Ey Nazende
Tarih: 20.11.2007 21:47:00
Konu: Yn: [su-gibi] ŞİİR TADINDA SÖYLEŞİ...BAYRAM KAYA
-
güzel dost
aydın ve dinamik bir eğitimci, bir öğretmen olduğunuzu
her cümlenizde daha bir hissettim. doğru bilirlemelerinizden
kendi adıma ders çıkardım. bu bir yararlanımdı. gönülden
tesekürler.
yazınız edebiyat dergilerinizdeki saygın sanatçıların söyleleşilerinden
dilektik olarak fazlasını sunuyordu.
bu açıdan kendi sayfanızda yayınlayın da, herkez yararlansın derim.
öğretmen çocuğu olmanın onuruyla:
sizi ve sanatınız tanıdığıma çok memmunum.
Kimden: lacimor...Merâl Özcan (Bayan, 38) Kime: Ey Nazende Tarih: 20.11.2007 20:40 (GMT +2:00
Konu
: [su-gibi] Yn: ŞİİR TADINDA SÖYLEŞİ...BAYRAM KAYA
Merhaba Bayram Bey...öncelikle söyleşinizi okumaktan memnun olduğumu söylemek isterim...tanımak bir ayrıcalıktı...
hayata duruşunuzdaki katılımcı düşünce birliğinizden doğan, anlama noktası... hayata değen geniş yelpazenizi ortaya koyuyor...ve bu düşünce birleşimiyle ortaya seçkin şiirsel çalışmalarınız çıkmış...okurken zorluyor bazı şiirleriniz ama düşünce sistemini harekete geçirmesi, araştırmacı yönlerin ortaya çıkmasına sebep oluyor ki bu bir kazanımdır...
tebriklerim düşünür şaire...ve eserlerine...
selamlarımla...
ŞİİR TADINDA SÖYLEŞİ...BAYRAM KAYA
Su Gibi_Sizi tanıyoruz ama yinede bizlere kısaca yaşam hikâyenizi anlatır mısınız?
Bayram Kaya_
Nüfus kaydıma göre 1950 yılında Kırşehir ili Mucur ilçesine bağlı, bir köyde doğmuşum. İlköğrenimimi Ankara ili Kızılcahamam ilçesinde tamamladım. İlkokul sonu sınavları kazanarak, 6 yıllık Ankara Hasanoğlan Atatürk ilk Öğretmen Okulunu 1971 yılında bitirdim. Daha sonra 2 yıllık Açık öğretim Fakültesi Eğitim ön lisans programını tamamladım. Evli ve üç çocuk sahibiyim. Halen Mucur ilçesinde ikamet ediyorum. 1998 yılında emekli oldum. Şiir çalışmalarına 1992 den itibaren başladım denebilir. Bir ara 1996’dan itibaren yayınsızlık nedeni ile ara verdim. İnternetin özgül olanaklığı ile hem yayına, hem de yeniden yazmaya başladım. Şimdiki yazmalarım üşüşmeden ziyade tasarlamadır. Şüphesiz yinede bilinçaltı sahneye çıkıyor.
Su Gibi_Şiir yolculuğunuz nasıl başladı?
Bayram Kaya_
Garip bir anda, önceden beri, çok düşünmelerim vardı. Bir ifraz gibi akış hissetim, gazete üzerine not aldım. Hiç unutmam. Kızım Kırşehir Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesinde okuyordu. Kışın, gün kısalığı ve bazen çocuğun eğitim çalışması sarkması ile geç eve dönüş yapardı. Alıp eve birlikte dönmek için ben onu beklerdim. Böyle bir günde aniden “”Karmaşa “” isimli çalışma ağzımdan döküldü. Cebimdeki gazete üzerine not aldım. Bu tür hal aralıklı bir yıl kadar sürdü. Yer zaman yoktu, Ders esnasında oluşan düşünmeyi, okey oynarken aniden, aklıma üşüşen düşünmeyi, ya da duyguyu, karakteristik olarak not alıp, sonra biçimledim. Bazen bu yoğunluğun, yazı olarak, çalışırken de sürdüğü olurdu. Hiç bir çalışmayı özel düzeltmeye gitmedim. Bir kez denedim, çalışmanın ruh hali kaydı. Bende vazgeçtim. Çalışmalar olanca hamlıkla sunuldu.
Su Gibi_Etkilendiğiniz şair ve yazarlar oldu mu? Varsa kimlerdir?
Bayram Kaya_
Şüphesiz ki çok beğendiğim şair ve yazarlar var. Ama bire bir etkilendiğim kimse yok.
Dostoyevski bunların başında gelir. Yerli yazarlardan Yaşar Kemal, Fakir Baykurt, Orhan Kemal, Aziz Nesin. Ben daha çok düşün bazlı ve bilim içerikli okudum. Bilimsel yayınlarda, Tübitak yayınları okumayı tercih ettim. Felsefe ve bilim tarihi çok ilgimi çekmiştir. Filozoflarda Heraklit, Aristo, Hegeli derinlikli bulurum.
Şiir alanında hiç ayrımım yok. Öyle özel okuma araştırmam yok. Hangi duyguyu yoğun yaşıyorsam ve kimin şiiri o duyguyu işleyip ifadeliyorsa onu okur ve severim, yani eklektik davranırım. Okul yıllarımdan tanıdığım kadarla: Fuzili, Hayyam, Nazım, Necip Fazıl, Mehmet Akif... sıralayabilirim. Şairde ayrım, hemen hemen imkânsız bence.
Su Gibi_Şiir akımları, şiirde biçim, öz konusunda neler söylemek istersiniz?
Bayram Kaya_
Asalında şiir benim özellikle ilgi alanım değil. Şiir yazdığımı, hiçbir zaman söylemem. Şiir forumlu yazıyorum. Fikri çatışmalarımı en öz ve düşündürmeli şiir formunda anlatabilirim diye düşünüp, bu yolu tercih ettim. Şiir anlatımı ve akılsal kalıcılığı, olan bir metod ve yöntem benim için. Bunlardan yararlanıp bir kulvar deniyorum
Şiir, toplumsal temelli ve toplumsal gerçekçilikle ilgili de olmalı bence. Duygu ufku açarsa da düşünme yol tutturur. Duygu ve düşünme birlikteliği, şiiri daha bir anlamlandırır. Bilimsel düşünüşlü, refereli, toplumsal dinamiği, iç içe açımlayacak evirtik boyutlu farklı açınımlı tanı ve yüklemler de, şiirde amaçlanmalı. Bu da bir düzeyin nicelenmesi demek olur. Kişi toplumsal sorumluluğunun farkına varır, özel amaçlı çalışma ile genel amaçlı oluş belirginleşmesi ortaya çıkar.
Şiirde biçim öz herkesin kendini ifade edebileceği bir keyfiyet ve zenginlik olarak görüyorum. Hiç birini diğerine yeğlemem. Müşteri tarzına göre seçer. Yeter ki okur, o çalışma ile çelişkilensin.
Şiirde öz ve forum zenginliği, sürüp gidecek bir yönsemedir. Bazı çalışmaları belli forumlara sokmanın olanaksızlığı ortada. Sonra bunların tartışmasını (dayatılmasını) bile doğru bulmam. Şu söyle olmalı demek, gelişmeci mantığa sınır çeken, buyurucu ve ısmarlatıcı yapıdır. İradi beğenilerin içinde elbette, o tür teRcihler de olur, olmalı da. Ama tutumlarımızı, genellik tümellik, arz ettirir, olmamalıyız. Özün, denk düşerliğine uygun, biçim alışlar, yenilenişler, bence en iyi çalışmalardır.
Su Gibi_Niçin şiir yazıyorsunuz?
Bayram Kaya_
Şiir benim için amaç değil, çünkü iddialı olamam, Bir duruş, bir ortaya konuş, bir seriliş aktivitesidir, Bazı durumlarda. Ama bu akışında kendi kuralları sizi biçimliyor. Zımnı sürükleyiş ve biçim alış olarak şiir, mutlaka devam eden bir amaçlılıkla sizi beliriyor da olabilir çalışmalarınızda.
Şiirin kendine özgüllüğü; özdemeler oluşu, kısa ya da uzun tutulurluğu, kafiye okutturma ve akılda tutulur yapılışı, ezber yapılır olması, duygu taşırması, hikâye belirtilirliği, hele hele; uzun yazıya göre, daha bir okunur oluşu, Okuyana göre, anlam kılınırlığı gibi, nice olanaklar, sizin, mesaj iletmenizi cazip kılıyordu.
Bu sayılan nedenlerle, en azda olsa, kitleye ulaşmak, düşüncenizin, kısmi bile olsa, kişilerle paylaşılması, psi doyumu için de, kendinizi çoğaltmak olarak gördüğümden, şiir (çalışma) yazıyorum. Zaten şiir, yazmak içinde yazılmaz, En önemli takılma düzey sorunu çakışması yaşanır bence. Yazılsa dahi, en azından uzun soluklu olmaz ve kendinizi tekrara düşersiniz.
Su Gibi_Türk Şiiri ve edebiyatının geleceğine ilişkin düşünceleriniz nelerdir?
Bayram Kaya_
Türk şiiri ve edebiyatının geleceği mutlaka sürecin diyalektiği ile biçimlenecek. Ne şimdikinden çok ayrı, ne de şimdikinin tam benzeri olmayacağı açık.
İnsanlarımız yaşayacak durumda olurlarsa, tarih yaratır, yaşam tarzı, yaşam biçimi yaratır ve buna uygun edebiyat sanatını geliştirir. Süreçten umutsuz ve karamsar olmak, akıl ve bilimle bağdaşmaz. Çünkü toplumumuz bir şekilde iyi yaşama olanağını var edip yaşayışını sanatlaştıracaktır. Yarın ki gelişme sizin bu günkü sanat koyuşunuzla da ilintili. Çünkü yarının edebiyat alanındaki geleceği, sizin yaratınızdan temelle, aşılacaktır. Bu da, bir kez daha; düzeysel sorumluluğumuzun payı, burada da kendini ele vermekte.
Mazisi devasa örnekler içeren toplumun, yarınlardaki yazınsal var oluşu da devasa olacaktır. Bu nedenle mazimizdeki güçlü ve umutlu referans geleceğimizin umutlu, hem de, çok umutlu, olacağı sevinçlenmesini vermektedir.
Su Gibi_Şiirin yaşam felsefenize kattığı anlamlar nedir
Bayram Kaya_
Ortamında söyleyeceğinizi bir çırpıda söyleyebilme hüneridir. Karşınızdaki muhatap, bir parçada olsun, karşılığını şiirsel dökemiyorsa bu sizi, etrafa iki şekilde kabul ettirir.
Şiirin yaşama, gerçekçi, hayalci ve önemsemezce baktırır oluşu, yaşama; daha bir anlamlı doğrultuda, işterlik kazandırmada. Görev adamı yaptığı gibi, sizi imrenilecek düzeyde duygu adamı da yapar. Şiir bilgilenme sürecinde okumaya sizi yönelten bir çaba olarak ta yaşam felsefenizde bir metottur. Bazen yorulmadan okuyup, zihinsel anlamalara varacağınız keyfiyettir. Çevrelerin, yaşantılarını, düşünüşlerinin kodlarını, size ana hatları ile konturlar.
Şiir, kişilerin ifadelenmesinde özel ve genel söylem, sıloğanına dönüşme işlevi taşıyabilir.
Su Gibi_Şiirde gerçeklik ve soyutluk hakkında düşünceleriniz nedir?
Bayram Kaya_
Ben pek çok alanlarda olduğu gibi, şiirde de gerçekçilik ve soyutluğun bağıntılılığını düşünüyorum. Bu iki kavramın karşıtlanmasına değil, bir birini var kılmasına, bir birini, gerektirir olmasına, inanırım. Gerçek olmadan soyutu olmayacağı gibi, soyutu olmadan da, gerçekçiliği olmaz. Nasıl portakal olmadan portakalı düşünemezseniz, soyutlama gücü ve bilirliği, olmadan da nesneleri portakal, ya da değil diye ayıramazsınız. Veya portakal aroması oluşturamazsınız. Gerçekçilik ve soyutluk bir birinin gelişkinliğidir ki edebiyatı hem gelişkin kılar, hem edebiyata kalıcılık sağlar. Temel gerçekçilik ve üzerinde yürünmesi soyutluktur.
Su Gibi_İnternetin şiirsel gelişime etkisi var mıdır?
Bayram Kaya_
Tek şartla bir PC niz varsa. Ya da bir süreliğine edinirseniz. İnternet, sizi kitlelere kolay ve seçmeci, ulaştırırlığıdır. Ama bir kirlenme zaafının da taşınırlığı unutulmamalı. Bu yüzden, seçme işi, çok daha ön planda. İnternet yayıncılığı hemen tüketilmenizi gerektirdiğinden, düzey olarak kendinizi zamanla yarıştırmağa zorlar, bu da en iyi yandır. Okumak, günü takip etmek, zorunda kalırsınız. Bu da işin sorumluluk ve ikinci bir atılımcı dinamik yanıdır. Tepkiler ve iletişim anındadır bu da internetin dayatması ve sizi çığlamasıdır. Yani internet sizi çağcıl ve güncel olmaya zorlar, yetilerinizi en üst kullanmaya zorlanırsınız. Değilse olmayan yetileri ortaya çıkarır değildir.
Su Gibi_Şiirde kelimelerin gücü hakkında düşünceleriniz?
Bayram Kaya_
Kelimelerin anlatım gücünü, çalışmalarda belirtebilmek, elbette sairin dağarcığı ile ilgili, konuyu özümsemesi ile ilgili yetidir. Şair ve yazarlığınızın kriteridir de. Sizi diğerlerinden ayıran yanın belirginleştiği aşikârlıktır. Bu konunuza vukufiyeti gösterir. Şair aslında çok yönlü bir yetenek, birazda filozofik olmak gibi, bir misyonu olma, ile alakalı bir soru bu. Bence şair çalışmasının şumulünü kucaklıyor bu soru. İşte buralarda, insan belki de şairim demeye cesaret edemeyeceği bir başarı zorlaması beliriyor. Zaten terimsel ifade yapamayan başarılı şairler özlü ifade ile o terimi çağrıştırır cümleler kurar. Ben kendi adıma, genelde kelime gücü denen terimli, Ya da anlatımı özleştiren cümle, içerikli şiirleri severim.
Su Gibi_Şiirde duygu yoğunluğunu bütününe yansıtmayı nasıl başarabiliriz?
Bayram Kaya_
Bu, şiire nasıl paldır küldür girmeyiz, demeyle, eşdeyişli bir soru. Düşünmesi planlı çalışmalarda gözetilir bir hassasiyet. Aklıma geliveren iki türü söyleyim. Birincisi şiire yoğun yüklenmiş duygu Ya da anlatımla girmemek gerekir. Çünkü ilk verilen duyguyu, akabi seyir edişte aşamazsınız. Bu bütüne yayılacak duyguyu bozar. Diyecekleriniz cılız kalır ve ilgi dağılması yapar. İkincisi şiire dozu, gittikçe artan, konunun özünü tüm bentlere difüze ederek sürdürülen çalışma ile olur. Bu çalışmada da, bitiş cümlesi, işlev yüklenmiş gibi olur. Bu tür çalışmalarda da, son bente kadar, cılız gezinmeler de olabilir. Eğer siz çalışmanızda, şiir yazımınızda, böyle bir kaygı gözetiyorsanız. Oysa çalışmanın bütünlüğünde aynı anlam ve bütünlüğe, iç içe, geçmiş duygu coşmaları ve frekans kaymaları vermişseniz bu anlatım, muallakta kalır. Aslında bu soru, şiire tekçi mantıkla bakmanın, ürünüdür. Elbette şiirde duygu vardır, duygu tedrici olarak bütüne yayılır. Ama her halükarda şiir öyle yazılır değildir. Bu birazda anlamaya vardıran şiirlere okuru alıştırma ile ilgilidir.
Su Gibi_Şiir kitap satışları neden yazım edebiyatına göre daha düşüktür, sizin yorumunuz nedir?
Bayram Kaya_
“”Şair coşması”” genel deyimini olduran olgu ne ise, okunmamadaki, şiire aldırış edilmemezlikteki, temel soğukluk denebilir. Zaten yukarıdan beri kelimelerin gücündeki yorumlarda burada çok etkindir. Dozu abartılara kaçan, ifadelerin kanıksanmasıda, bu okuma düşüklüğünde amildir. Bir de yazımda söz birliği etmişçesine konu birliği ve aynılığı, işleyiş sığlığı. Sonuçta bıktırıcılık, psikolojik usanması da, bu konunun oluşmasına giden yoldur. Okurun hep aynı duyguyu paylaştığı hesabının, düz mantık, tutmazlık yanılgısıdır. Kendini üretememek yukarıda belirtildiği gibi güncel ve çağdaş, bilimsel düşünüşlü olamamak bunların sadece bir kaçıdır.
Su Gibi_Şiirlerde tematik çalışmaya önem veriyor musunuz?
Yoksa konular kendiliğinden mi oluşuyor ve
tematik baktığınızda çalışmalarınıza seçimlerinizdeki yoğunlaşma hangi konulara?
Bayram Kaya_
Tematik çalışmalarım var. Bu çalışmalarda yeni ileri sürüşler çıkarmakta mümkün. Olaylara çift karakter bakmaya çalışmak, şiirdeki duygu ve anlama akışları kırılması yapar. Yer yer bir şey demek yerine sezimsel açılımlar verildi. Birçok çalışma ya bilimsel bir anlatıma referedir, Ya da bu referanstan çıkarma ile yeni bakış düşünmesidir. Çalışmalarımda eytişimsel, evrimci, zıtların birliği ve karşıtlığı ve bağıntılılık ve de kotıklik mantığına göre oluşturma gayreti ile çalışıldı. Kendiliğinden oluşan çalışmalarda var. Zaten Hiçbir çalışmanız bir türden olamaz, olmamalıda bence. Her belirleyiş aynı paradigma ile formelleştirilemez, farklı biçimde ifadelere baş vurursunuz, bu, sizi yaratıcılığa sürükleye bilir, bunları göğüslemek gerek.
Su Gibi_Zaman içinde değişime uğrayan dil yapımız için ne düşünüyorsunuz?
Bayram Kaya_
Yaşamın değişmesi, bilgilerin değişmesi, teknolojinin değişmesi yeni anlama ve anlamlar getiriyor. Dil ulusların hafızalarıdır. Dil de buna uygun gelişmeli. Dili gelişmeyen ulusların, hafızası da sorunludur. Ve yabancı terminoloji kullanmak zorunda kalır. Bu çelişme görülmeyince de dilde özleşme gibi garip tartışmaya girilir ve öz unutulur. Aslında bilim ve teknoloji üretemeyen toplumların dili de gelişmez. Dili geliştirelim demeylede dil gelişmez Maalesef.
Günümüzde aşkı bilinenlerin aksine, farklı anlatımları var, Bu dilin değil de anlatımın zenginleşmesi. Dilde zenginleşme, ana dilde, ananın kullandığı dilde olur. Anaların kullandığı dile bakarak, zenginlik envanterimizi çıkarmak pek ala olası.
Su Gibi_Şiirde gelmek istediğiniz yer nedir?
Bayram Kaya_
Böyle bir hedef olamaz bence. Siz süreçle olgunlaşırsınız, sonrada siz süreci olgunlaştırırsınız. Bu siz olgunlaştıkça sürer, yani kütleniz oluşan enerjiyi atmak zorunda kalır. Bu sürüşte, hedef belirleme demek, enerji yüklenememek ve enerji atamamak demektir. Çalışırken konu amacınız olur, bu da, yeni amaçları destekleyen bir sürüşlüktür. Şiirde gelinmesi gereken yer, nere ki ben oraya geleyim?
Kısa vadeli, günlük yaşarlık olarak, para kazanma, gibi hedef kasıtsa, bunu hiç düşünmedim. Bir kişi dahi beni okur, anlar olursa, bu benim mutluluğum. Hedef bu kadar dar ve basit bir ufacık adımdır. Ben ancak adım atmayı bildim, gerisi sürecin akışın belirleyeceği ömürlü oluşumdur. Süreç beni, ben süreci bu akışta belirleyeceğiz...
Su Gibi_Sevdiğiniz bir şiiri bizimle paylaşır mısınız? ....
Son Durak...
Sen! Duygunun yorgun şovalyesi…
Hüznünü rüzgarın göbeğine at
Ayışığını getir düşler ülkesinden
Gecenin sessizliğinde sesimi dinle
Yüreğindeki beyaz gülüşü
İndir şiirin damarlarına…
Sen! Aşkın hasrete yenik yüzü...
Umudunu aşkın koynunda büyüt
Göğsümde uyurken özlemin,
Sonbaharın sarı yalnızlığında bul beni
Şiirindeki yaşam sevincini
Gönder beyaz gülüşün ağıdına…
Suskunun mavi ıslaklığındayım
Sana koşmaların son durağındayım…
05.11.2007
Mehtap Altan
Bayram KayaKayıt Tarihi : 24.11.2007 11:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
iten edimleri bilmek isterdim. kendimizden çıkarız yola
bir devriş gibi, önümüze açılansa evrensel öz!
öyle sanıyorum ki can
burada çok azımız bunun cevabını verebilir yetkinlikte...
TÜM YORUMLAR (2)