Su Gibi_Sizi tanıyoruz ama yinede bizlere kısaca yaşam hikayenizi anlatır mısınız?
Ahmet Tahsin_
-05/05/1950 Boğazlıyan doğumluyum. (Dede yurdum, Rize’nin Pazar İlçesidir) İlk ve orta okulu bu ilçede tamamladım. Lise için Ankara'ya geldiğimde sadece kayıtlar için Ticaret liselerinin açık olduğunu ve bu okula da sınavla öğrenci alındığını öğrendim. Ve ne olduğunu dahi anlamadan bu okula öğrenci oldum. Ticaret lisesinin ilk iki yılını Ankara' da, son iki yılını Kayseri' de tamamladım. 1969 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi' ne sınavla kayıt yaptırdım. Birinci ve ikinci sınıfları bu şehirde tamamladım ve 1971 yılında siyasi nedenlerle, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi' ne yatay geçiş yaptım. 1972 yılında, akademi 3. sınıftayken, sınıf arkadaşımla evlendim. O zamanlar, SSK diye anılan kurumda 11 yıl memurluk yaptıktan sonra 1987 de siyasi nedenlerle istifa ettim ve muhasebe bürosu açtım. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olarak 2007 yılı ocak ayında işyerimi meslektaşım olan oğluma bırakarak emekli oldum. Bir de, İzmir' de kadın doğum ihtisasını yapmakta olan kızım var. Av, balık, kampçılık (doğada kamp) halen sportif faaliyetlerim arasındadır. Ayrıca Ankara kalesinde küçük bir marangoz atölyem var ve burada antika eşya tamirciliğini hobi olarak sürdürmekteyim.
Su Gibi_Şiir yolculuğunuz nasıl başladı?
Ahmet Tahsin_
Herkeste olduğu gibi şiirle ilk defa gençlik kimyasının bol olduğu zamanlarda komşu kızının pencereden bana bakması ile başladım sanıyorum. Yani on yedi veya on sekiz yaşlarında. Bu döneme ait epeyce şiirim bulunmaktadır. Bir ara bunları sayfamda yayınlamayı düşünüyorum. Üniversite yıllarında dünya görüşümle birlikte, şiir anlayışım da değişti. O yıllarda bol bol okuduğumuz Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Hasan Hüseyin, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Atilla İlhan gibi şairlerin yazdıklarından etkilenerek özentili şiirler yazarak; bu yazdıklarımızı hiçbir yerde yayınlatamayarak, küçük bir iki derginin dışında ne bir dergi ne de bir yayınevi bulamayarak, geçen yıl Antoloji ile tanıştım. Bu güzel tanışma güzel insanları da birlikte getirdi ve sizleri tanıdım. Parasını kendim verdiğim SEVDA BOZLAKLARI adlı bir şiir kitabım var. Bunu e-kitap olarak sayfamda bulabilirsiniz. Şu anda da yine parasını kendim vererek çıkartacağım iki kitap üzerinde çalışmaktayım ve sanırım ocak ayına yetişecek.
Su Gibi_Etkilendiğiniz şair ve yazarlar oldu mu? varsa kimlerdir?
Ahmet Tahsin_
Bu konuyu biraz yukarıda açmamla birlikte benim etkilendiğim şair ve yazarlar daha çok halk şairleridir. Başta Karacaoğlan, Köroğlu, Dadaloğlu, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Öküz Dede, Ruhsati, Aşık Veysel, Mahzuni Şerif gibi pek çok halk şairinden etkilendim. Şiir başlangıcım hece olmasına rağmen sonradan serbest yazmayı tercih ettim.
Su Gibi_Şiir akımları, şiirde biçim, öz konusunda neler söylemek istersiniz?
Ahmet Tahsin_
Şiirde biçim olmaz diye düşünürüm. Şiir her yazma biçimi ile yazılabilir.Şiiri biçimle tarif etmek bence şiiri kalıba sokmaya zorlamaktır. Öz konusuna gelince, elbette ki şiirin sunduğu veya önerdiği bir yaşama biçimi olmalıdır ve okuyucu bundan bir anlam çıkararak; sevgisine, duygularına, dünya görüşüne, yaşama biçimine yeni bir anlam katmalıdır, yön vermelidir. O güne kadar farkında olmadığı güzelliklerin ve hüzünlerin farklı anlatım biçimine şahit olmalıdır. Yani şiirde öz, olmazsa olmazlarımdandır.
Su Gibi_Niçin şiir yazıyorsunuz?
Ahmet Tahsin_
Bu güzel bir soru. Niçin şiir yazılır. Başkalarının farkına varmadığı farkındalıkların bardaktan taşmasıdır şiir bence. Bir bohça içindeki çeyizin bohçanın aralığından görülmesidir. Çok sık bir kayın ormanında, güneş ışığının küçük bir yaprak aralığından sızarak size ulaşmasıdır ve sizin de bu ışığa sırtınızı dayamanızdır. Bu yazılmasa nasıl kayıt altına alınabilir ki. Şiir her zaman olmayan an'ların kayıt altına alınmasıdır. Sanırım bunun için yazıyorum.
Su Gibi_Türk Şiiri ve edebiyatının geleceğine ilişkin düşünceleriniz nelerdir?
Ahmet Tahsin_
Bir ulusu yok edebilecek şeylerden en tehlikelisi kültür yozlaşmasıdır. Emperyalist kültürler, sanayi kazanımlarıyla kültürümüz üzerinde baskı yaratmaktadır. Üzülerek diyorum ki; ülkemiz gibi dilimiz de direnemiyor. Önümüzdeki elli yılda, dünya bir meclisten idare etmeye başlandığında, uluslar ancak kültürleriyle var olabileceklerdir. Bu sebeple, bu gün kültür adına ne yapabiliyorsak, şiir, edebiyat, halk oyunları (bakın Folklor demiyorum, çünkü İngiliz dilidir.) sinema, tiyatro, şiir, kitap, bakır işlemesi, ağaç işlemesi, özgün giysilerimiz gibi değerlere sarılmak gerekmektedir. Türk şiiri ve Edebiyatı'nın ülke boyutuna bir şey demek istemiyorum, herkes biliyor.
Su Gibi_Şiirin yaşam felsefenize kattığı anlamlar nedir
Ahmet Tahsin_
Burada bana sağladığı tek anlam, kişisel tatminin ötesinde, çok okumak gibi bir zorunluluğu da beraberinde getirmesinden dolayı okumaya yöneltmesidir. Bu yönelimin de paylaşmaya dönüşmesidir ki; en keyifli kısmı da budur.
Su Gibi_Şiirde gerçeklik ve soyutluk hakkında düşünceleriniz nedir?
Ahmet Tahsin_
Şiir yazmak bir esrikliktir bence. Burada ne gerçeklikten ne de soyutluktan söz edilebilir. İki terim arasında süratle gidip geldiği gibi, tek başına bir tanesini de içerebilir. Yukarıda öz ve biçim için dediğim gibi şiirin tek bir kalıbı olamaz. Kalıbı olamadığı gibi tek bir içeriği de olamaz. Ancak şiiri tasnif etmekten çok yazarı tasnif edersek daha doğru bir iş yapmış oluruz. Daha doğrusu şiirde gerçeklik veya soyutluk diye yapılan tasnifin içine evrensellik de eklenirse, şiire biçilen ömür, evrenin ömrü içinde düşünülebilir. Önemli olan, şiirin doğduğu günden itibaren yaşadığı hayattır. Toplumu için yararlı bir birey, yazarı için hayırlı bir evlat olmalıdır şiir. Soyut, somut, esmer, sarışın, uzun veya kısa gibi takılan sıfatın önemi yoktur bence. Şiire tasnif yapmak şairlerin işi değildir. Alimlerin (akademisyenlerin) işidir.
Su Gibi_İnternet’in şiirsel gelişime etkisi var mıdır?
Ahmet Tahsin_
Bu kısımda şunu itiraf etmek gerekir ki; her şeyin medyalaştığı ve parasal anlamlar kazandığı bir ortamda, benim gibi adı sanı duyulmamış ve duyulma imkanları da yok edilmiş, şiir yazan kişilerin, internet ortamında hem yazdıkları ve hem de okudukları şiirlerden, kendi yolunu daha iyi belirlemesi mümkündür. Birde kişisel dostluklar ve şiir dostlukları da oluşmaktadır ki, şiirin gelişimine katkısı inkar edilemez.
Su Gibi_Şiirde kelimelerin gücü hakkında düşünceleriniz?
Ahmet Tahsin_
Şairin malzemesi, şiirin de ham maddesi sözcüklerdir. Alışıla gelmiş cümle dizilişlerinin içinde bulunan kelimelerin şiirsel anlamı yoktur. Şiirsel anlam, sözcüklerin alışılmışın dışında başka bir şekilde kullanılmasıdır ki; kullanan şairin şiir dilini oluşturur. Aynı ana dilini kullanmalarına karşın, her şairin anlatım dili farklıdır. İşte bu anlatım dili içinde kelimeleri kullanırken kendi dilini oluşturması, sözcüklerin gücünden ve bu gücün şair tarafından tespit edilerek kullanmasından kaynaklanmaktadır.
Su Gibi_Şiirde duygu yoğunluğunu bütününe yansıtmayı nasıl başarabiliriz?
Ahmet Tahsin_
Bu da güzel bir soru. Okuduğumuz şiirlerin pek çoğunda bütünlük bozulmakta, ne şiirin başında, ne de sonunda şairin ne anlatmak istediği anlaşılamamakta, duygu karmaşası içinde şiir bitmektedir. Nasıl ki her serbest şiirde bir hece, her hece şiirinin içinde de bir serbest şiir yatarsa; şiirde de düzyazılardaki kurallar bulunmalıdır. Şiirde de giriş, gelişme ve sonuç bölümleri olmalıdır. Şiir bir anlık esin neticesinde yazılsa dahi, birkaç ay nadasa bırakılmalı, yeniden okunup değerlendirilmeli. Kokusu, lezzeti ve sesi kontrol edilmelidir. Eğer şiirin teması bilimsel bir konuyu içeriyorsa, o konu hakkında araştırma yapmadan, şiir asılmamalıdır. Şiir bir duyguyu içeriyorsa, çelişkilerin ayırımına varılmalı, duygunun anlatımında çelişki varsa giderilmelidir. O duyguyu anlatan tam sözcük bulunamamışsa şiire bir süre zaman tanınmalıdır. Duygunun tam anlamını içeren sözcük konusunda bir örnek vermek gerekirse, pek çok şiirde, sevgi, aşk ve sevda kelimeleri aynı anlamda kullanılmaktadır. Oysa; sevgi bir şeye (insan, eşya, doğa, hayvan) duyulan gereksinimdir. Aşk ise yer yüzünde ne ki var, ona duyulan hayranlıktır. Sevda ise bir yoldur, erektir. Sevda, sevgiliye duyulan hasretin giderilmesinde bir yol olabileceği gibi, bir düşüncenin ve idealin gerçekleşmesine duyulan özlemdir aynı zamanda. Bu, üzerinde tartışılmaya açık bir konudur ama benim düşüncem böyledir.
Su Gibi_Şiir kitap satışları neden yazım edebiyatına göre daha düşüktür, sizin yorumunuz nedir?
Ahmet Tahsin_
Sistemle barışık (veya siteme duyarsız) bir halk, şaire gereksinim duymaz. Şiir, sadece ülkemizde değil, diğer batı ülkelerinde de örneğin; Almanya'da da okunmamaktadır. Çünkü insanların sistemle sorunları yoktur. Almanya’daki şairler de Filistin şiirleri yazmaktadırlar. 1965-1985 yılları aralığında ülkemizde de şiir kitapları en çok satılan ve okunan kitaplardı. Yazım edebiyatının çok satmasında etken, okuyucunun kahramanın yerine geçme gibi bir olgusu vardır ki; sistemle çelişmeyen toplumların fantezisini tamamlar. Şiir bir nehir gibidir. Kıvamında bir şiir her zaman mecrasını bulur ve yatağını genişlete genişlete akar. Okuyucusu da o şiiri arar bulur ve bedelini öder.
Su Gibi_Şiirlerde tematik çalışmaya önem veriyor musunuz? Yoksa konular kendiliğinden mi oluşuyor ve tematik baktığınızda çalışmalarınıza seçimlerinizdeki yoğunlaşma hangi konulara?
Ahmet Tahsin_
Şiir yazarken tema konusunda bir ön hazırlığım olmamaktadır. Genelde sevda –kavga içerikli şiirler yazdığım için şiirlerimde zaten genel bir tema mevcuttur. Buradan hareketle yaşam çelişkileri, genel doğrulardaki bozulmalar, duygusal çürümüşlük, ve olması gerekenin yerinde bulunmaması, en önemlisi de, benim birilerine söz söyleme ihtiyacım. Dağarcıktan ihtiyacı olana biraz biraz dağıtma eğilimim. Bunu kayıt altına alırken de, günlük dilden farklı bir dil kullanmış olmam.. Ben her ne kadar kendime dışarıdan bakamıyorsam da, takdiri sizlere bırakarak, tema konusunda söyleyeceklerim bunlardır.
Su Gibi_Zaman içinde değişime uğrayan dil yapımız için ne düşünüyorsunuz?
Ahmet Tahsin_
“Uphill'de, Incity'de, My World'de oturuyor, Crowne Plaza, Inter Plaza, Big Tower, Midi Tower, Convention Center, İnformation Center'da çalışıyor; paramızı Fortis'e Eyç Es Bi Si (HSBC) 'ye yatırmayıp, Türk bankalarına yatırdığımızda daaxes, word, maximum card larınızla çekip, alışverişinizi Carrefour, Capitol, Discount % SA'da yapıyorsanız, çocuğunuz college'ye gidiyor, university'yi bitiriyorsa, Digicom'danambilight teknolojili high definition flat tivi'nizi alıp Digitürk'a abone oluyor, Show, flash, Star, tivi'leri Sinema Turk, Sky Turk, Haber Turk, Kanal Turk; CNN Türk, Cine 5 televizyonlarını izliyorsanız elci (LG) telefonunuza Türkcell hattı yüklüyor, dostlarınıza es em es (SMS) çekiyorsanız; yüzünüzü feyz sistım'la (face system) traş ediyor, kıçınızı ultra komport'la siliyorsanız, ağzınızdaki Trident fresh' tükürmeden söyleyin bana, siz hala kirlenenin yalnızca dil olduğunu mu iddia edeceksiniz'
FEYZA HEPÇİLİNGİRLER
Feyza Hanım'ın bir dergideki yazısından almış olduğum bu alıntı yeteri kadar açık sanırım.
Su Gibi_Şiirde gelmek istediğiniz yer nedir?
Ahmet Tahsin_
Ne demeli; yazmaya devam. Şiirlerimde bir evrensellik varsa, kendi mecrasını yaratacaktır.
Su Gibi_Sevdiğiniz bir şiiri bizimle paylaşır mısınız? ....
Ahmet Tahsin_
Lise yıllarında Nazım Hikmet’in şiirlerinden sonra ezberleyebildiğim, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir şiiri var, bunu sizlerle paylaşabilirim.
KENDİM YARATSAYDIM
Kendi çamurumu kendim katsaydım
Kendimi kendim yaratsaydım
Evvela eldiven gibi tersine çevirip içimi,
Günahlarımı ayıklardım.
Ağrılarımı yakalayıp bellerinden
Şüphelerimi tutup ellerinden denize atardım
Bir beygir olur insanoğlunun asfaltına işer
Sevgilimi gördüğüm yerde kişner
Sevmediklerime basardım çifteyi
Kendimi kendim yaratsaydım
Uçan bulutları durdururdum
Onlarla içimin en güzel yerinde
Beyaz bir mabet kurdururdum
Ne deliler gibi güler
Ne serviler gibi ağlardım
Ve günlerden bir gün kapının eşiğine
Nar taneleri gibi serip kanımı
Ve kendi ellerimle kopartıp canımı
Pencereyin demirine bağlardım.
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
Bu uzun konuşmayı, sabırla okuyan grubumuz şairlerine dostluk ve sevgimi sunuyorum.
Su Gibi Şiir Grubu ŞairleriKayıt Tarihi : 13.1.2008 21:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sayın Ahmet Tahsin; antoloji.com kültür ve sanat portalında önce sanal ortamda tanıdığım, bilahare yüzyüze görüşme imkanı bulduğum; birbirinden ilginç ve özgün şiirleri, dizeleriyle engin bir kültür birikimi vesanat duyarlılğına sahip dğerli ve saygın bir kalemdir.Sanat ve şiir yolunda nice güzelliklere imza taması dileğiyle, saygılar sunuyorum ve bu söyleşiyi okumamıza vesile olan Su Gibi Şiir Grubu'na ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
öncelikle söyleşi için çok teşekkürler...emeğinizi, düşüncelerinizi ve edebiyatı saygınca önemsediğinizi okumaktan memnun oldum...şiire hayat duruşunuzu geçirmişsiniz...bilgi birikimleriniz inanın karşılığını bulacaktır, okuyn arkadaşlarımız tarafından ki bn çok faydanadım, belirtmek isterim...
ve Ahmet Bey'in ifadesiyle şiir
'Başkalarının farkına varmadığı farkındalıkların bardaktan taşmasıdır şiir'
saygıyla, sevgiler...
daim başarılar getirsin günleriniz...
TÜM YORUMLAR (3)