Adresime bir şiir kitabı gönderilmiş,şairi tarafından. Saygısızlık olmasın diye ismini vermiyorum.
Çünkü kitap baştan sona fiyasko.
Aman Allah’ım! . Adam hiç şiir tarlasından geçmemiş ve uzaktan yakından şiirle de tanışmamış. Sanata hakaret,böyle olur ancak. Diş çürüğüne dolgu cinsinden,bir maddeye rastlayamadım. Deyim yerindeyse herif,aklına estiği gibi çala kalem bir şeyler karalamış ve adını; “şiir” koymuş.
Yazık! . Çok yazık,üzüldüm hakikaten.
Böylelerini anlamakta zorlanıyorum.Niye masraf ederler ve niye birden teras kata çıkmaya çalışırlar ki! . İnsan,biraz kitap/külliyat mütâlaa eder,biraz kültür/sanat etkinliklerine katılır ve biraz da kamuoyu yoklaması yapar. Şâyet eseri rağbet görüyorsa veya eser; kendini ispatlıyorsa,ondan sonra kitaplaşır,okunur.
Bir kere şiirde ritim olmalı,derinlik olmalı,anlam/yüklem olmalı ve duygu ile yoğrulmalı. Öyle “Dam başında saksağan.Vur beline kazmayı” umursamazlığı ve komikliği içerisinde kaleme sarılmak,sanata saygısızlığın dik âlâsıdır.
Bakıyorum da memleketimizde,her üç kişiden ikisi mutlaka şair. Hayatında bir dörtlük yazan da,yazmaya çalışanda aynı kulvarda. Sahipsiz araziye er davrananın “gecekondu” çevirmesine benzer karakterde,erken kalkan şiir kitabı bastırıyor.
Neredeyse,moda bir ifade.
“2.kitabım çıkmak üzere…” Veya, “kitap bastırmam için yoğun talep var.” Al işte! . “Kel başa şimşir tarak” diye buna derler. Sanki “Sultan-ı şuara” nın eserleri, “yok” satılıyor da,arz/talep dengesinde güçlük çekiyor. Halbuki,alaya alındığının farkında bile değil. Oysa,beyni iyice törpülenen ve zoraki dinleme lütfunda bulunan kişinin “istihza” babından; “kitap bastırmayı düşünmüyor musunuz? ” sorusuna,ucuz şairin cevabı hazır:
-“Birkaç yayınevinden teklif var da,kabul etmedim.Düşünüyorum henüz! .”
Aman geç kalma (!) üstad! . Şu eserlerinizden bir an önce “müstefid” olalım bâri. Bizi daha fazla bekletmeyin lütfen! .
“İronik” ifadelerimden,gerçek mânâda şiir yazan arkadaşlarımın bana güceneceklerini sanmıyorum. “Karikatürize” ye çalıştığım “tip”leri bilmeleri gerek. Niye bu konuya takıldığımı da çok görmesinler. Başımda öyle belalılar var ki,karşılaşmamak için kaldırım değiştiriyorum. Adam,bir tomar buruşuk kağıtları iç cebinden çıkartıp,önsöz ile başlıyor okumaya. “Şu şiiri dün falan partiye yazdım.”, “Şu şiirimi falan partinin mitinginde haykırdılar.”, “Şu şiirim,o gün falanca gazetede yayınlandı.”, “ Şu,şu,şu...”
Ölümün körü be! .
Gayrı canınızdan bıkarak,içinizden; “Hay Allah yazmaz olaydınız” demek,geliyor. Maşallah,sayıları az-uz değil ki, “istisna” deyip geçesin. Diyorum ya, “her üç kişiden ikisi mutlaka şair” heriflerin.
Geçen Cuma namazı çıkışında,yine biri önümü çevirdi. Ne dese beğenirsiniz? ! .
-“Eskiden günde bir şiir yazardım. Şimdi o kadar yazamıyorum! ” şeklinde,içleniyor.Düşünün
ayda,rakamla (30) şiir. Bunu diyen üstelik öğretmen emeklisi,edebiyatçı..
Mümkün mü,yevmiyelik şiir yazmak! .
Ha yazılır belki ama,ben ona şiir demeye dilim varmaz ancak, “aşure çorbası” der,geçerim.
Tâbir caizse biz de şairiz,lâkin dört ayda dört şiir yazabilsem; öpüp başıma koyacağım. Üstelik katıldığım hiç bir yarışmadan,eli boş dönmediğim halde; yırtıp attığım şiirlerimin sayısı bir klasör dosyasını aşmıştır. Ulu/orta şair geçinmekten de hoşlanmıyorum. Kolay kolay arzu duyulmayan hiçbir yerde şiir okumadım ve bu hususta,bahis dahi açmadım. Nedeni,şiire olan saygımdandır. Yani şiir benim yanımda; ucuz işporta malı değil,bilakis paha biçilmez bir “servet” tir.
Yine bir yıl öncesinde yaptığımız etkinlikte; işporta şairi birine,bir şiir okumasını salık verdikte,cana minnet bilip altı şiiri birden okudu. Hatta yediyi,sekizi devirecekti ki,mikrofonu elinden zor alabildik.
Yıllarca şahsıma da sormuşlardır klasik soruyu; “kitap bastırmayacak mısınız? ” tarzında. Hâlende soruyorlar.
El-cevap: “Hayır! Kurbağalar kısır kalır,diye korkuyorum ve o işi meraklısına tevdî ediyorum.” Yalnız tek farkla ki şiirlerimi,yazdığım andan itibaren; ilk fırsatta kendime yakın bulduğum edebiyat dergilerinde değerlendiriyorum. O kadar.
Şiirin S.O.S verdiği bir dönemde,senden “istimdat” diliyorum ey “şairler sultanı…”
Duyuyor musun? !
Kayıt Tarihi : 18.11.2006 20:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Üstteki makaleme,bu güzel şiirleriyle yorum ekleyen can dostumun şiirini buraya almakla bahtiyarlık duyuyorum. (a.s.d) Kahraman Maraşın Kahraman Evladını dualarımla ve bir şiirimle selamlıyorum... Bizim Memleket Ova oba deniz köy bucak bucak, Miski amber kokar bizim memleket. Çiğneme toprağı! Şehit yağacak, Ötelere bakar bizim memleket. Sarıkamış duman gözlerimde yaş, Zeybek efe gakkoş yanında dadaş, Karlara karıştı doksan bin gardaş, Kanı karla yıkar bizim memleket. Edirne’den Karsa serhat görünür, Trabzon Erzincan Fırat görünür, Leyla, Şirin, Kamber, Ferhat görünür, Mecnunları yakar bizim memleket. Kütahya, Bilecik, Söğüt, Simav’ı, Yemyeşil şuh beden deniz masmavi, Urfa ikliminde dinler semavi, Günahları yıkar bizim memleket. Al yazma yemeni oya peçeler, Koyunlar kuzular karakeçiler, Kilimler halılar yünden keçeler, Beşibirlik takar bizim memleket. Anteplim Gazidir Maraş kahraman, Kırkpınar şahlanır renk renk pehlivan, Ruhum büyülenir her an her zaman, Zirvelerden akar bizim memleket. Tüllenir tarihim yedi kuşaktan, Tunceli Trabzon Konya uşaktan, Kosova Bosna’da aynı beşikten, Hepsi teker teker bizim memleket. Türk Kürt Laz Çerkez’le tek yumruğuz biz, Zümrütten sevdamız davamız eşsiz, Kökümüz aynıdır aynı nefesiz, Her çileyi çeker bizim memleket. Fışkırır tarihim mevzu çok uzun, Doğu batı güney kuzeyde bizim, Dalgalan sevdalım aşkla sonsuzun Üç kıtaya çıkar bizim memleket. Söğütte kök saldı sonsuz türküsü, Osmanlı tarihi şanlı öyküsü, Tarih tekerrürde tekrar herkesi, Ulu çınar diker bizim memleket. Soğanlı dağları karla örtülü, İçimi yakıyor beyaz kâkülü, Karlara gizlidir sevdamın tülü, Beyaz sevda eker bizim memleket. Tüllendi bayrağım doldu gözlerim, Övülmüş bu millet O’nu özlerim, Hakikat Micingirt benim sözlerim, Rengârenk gül kokar bizim memleket. Ömer Ekinci Micingirt
Bizim Memleket
Ova oba deniz köy bucak bucak,
Miski amber kokar bizim memleket.
Çiğneme toprağı! Şehit yağacak,
Ötelere bakar bizim memleket.
Sarıkamış duman gözlerimde yaş,
Zeybek efe gakkoş yanında dadaş,
Karlara karıştı doksan bin gardaş,
Kanı karla yıkar bizim memleket.
Edirne’den Karsa serhat görünür,
Trabzon Erzincan Fırat görünür,
Leyla, Şirin, Kamber, Ferhat görünür,
Mecnunları yakar bizim memleket.
Kütahya, Bilecik, Söğüt, Simav’ı,
Yemyeşil şuh beden deniz masmavi,
Urfa ikliminde dinler semavi,
Günahları yıkar bizim memleket.
Al yazma yemeni oya peçeler,
Koyunlar kuzular karakeçiler,
Kilimler halılar yünden keçeler,
Beşibirlik takar bizim memleket.
Anteplim Gazidir Maraş kahraman,
Kırkpınar şahlanır renk renk pehlivan,
Ruhum büyülenir her an her zaman,
Zirvelerden akar bizim memleket.
Tüllenir tarihim yedi kuşaktan,
Tunceli Trabzon Konya uşaktan,
Kosova Bosna’da aynı beşikten,
Hepsi teker teker bizim memleket.
Türk Kürt Laz Çerkez’le tek yumruğuz biz,
Zümrütten sevdamız davamız eşsiz,
Kökümüz aynıdır aynı nefesiz,
Her çileyi çeker bizim memleket.
Fışkırır tarihim mevzu çok uzun,
Doğu batı güney kuzeyde bizim,
Dalgalan sevdalım aşkla sonsuzun
Üç kıtaya çıkar bizim memleket.
Söğütte kök saldı sonsuz türküsü,
Osmanlı tarihi şanlı öyküsü,
Tarih tekerrürde tekrar herkesi,
Ulu çınar diker bizim memleket.
Soğanlı dağları karla örtülü,
İçimi yakıyor beyaz kâkülü,
Karlara gizlidir sevdamın tülü,
Beyaz sevda eker bizim memleket.
Tüllendi bayrağım doldu gözlerim,
Övülmüş bu millet O’nu özlerim,
Hakikat Micingirt benim sözlerim,
Rengârenk gül kokar bizim memleket.
Ömer Ekinci Micingirt
Milletin bu şiire akımı neanlayamadım. Bir sürü internet sitesi tıklım tıklım şiir adına yazılan nanelerle dolu... Hani salağın birini dalga geçmek için TVlere çıkardılar 'nane nane' diye böğürüp durdu. O kendini sanatçı sandı, çocuklar da ona özendi.. İnternet şairlerinin çoğu da nane nane çikita muz diye böğüren adamın şarkıcılığı kadar. Hadi o yaptığı şaklabanlıktan para alıyor. Şiirde para yok. Üstelik lkitap bastırim desen üstüne verecen....
Bilmem şiire bu akım neden......
Sevgili üstat...
Katıldığınız hiçbir yarışmadan eli boş dönmemişsiniz. Tebrik ediyorum. Ben katıldığım ilk ve tek yarışmadan( İstanbul Konulu Şiir Yarışmasından) eli boş döndüm :)
Başarınız daim olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. -Tekirdağ.
TÜM YORUMLAR (8)