Akşamlara dağılır çocuklar
Bir saklambaç oyununun, hangi çıkmaz sokaklarında
Başlayan kar gibi gecede, sessizlik özgürlüğü ararken
Çiçekler sabaha boyanır
Sabahın ilk saatleri
Güneş gözlerini açmış çiçekleniyor başlayan güne
İşe gidiyor güneşi unutan akşamlaşmış insanlar
Giysileri solmuş yürekleri yağmur dolu
Duvar saati
Sabahın ilk ışıklarıyla
Duvardan atlayıp
Kaçtı
Suskun kentin
Ütüsüz caddelerinde
Gözleri görmekten körleşen bir kadın
Yaşı, bir ağacın yapraklarından çok,
Gölgesi paçasına yapışmış
Loş şarkılar söylüyor
Beyaz şemsiyesini açıp
Gözlerinde taşıdığı keman solosuyla
Bir Turgut Uyar ezgisi sundu
''İsterse otuzbeşbin keman olsun
Artık nasıl anlatabilir bu yalnızlığı''
Acelesiz bir hayat
Kullanılmamış yalnızlık
Kader sözünün r harfi vardı şiirde
Ve sen
Bir romanın 137. sayfasında kalınca
Tamamlandı şiir
Çok sokaklı
Ceketinin iç cebinde
Uyuyan bir adam
Ağzında keman efekti
Aşk anlaşamamaktır
Anlaşamamak aşktır şarkısını söylüyor
Kırmızı bir mendil
Kırmızı bir yara bandı
Kırmızı bir akşam yemeği
İzmir'de
Konak alanındayım
Gökyüzünde pırıl pırıl güvercinler
Kol saatimde telaşsız bir keyif
Kafeteryalarda aranıyor seviler
Kendi kendine dövünen şarkıların ezgilerinde
Oysa çok yakınlarda pençeler fidanları koparıyor
Yalnızlığın çıt sesi adlı gardasın
Elinde taşınmaktan usanmış bavulun
Gidiyorsun
Başka bir aşka naklini yaptırdın çünkü
Yaşlılığın ağlarına sarınmış
Kaldırımda
Kaderiyle satranç oynuyordu
Geçerken
Elini açtı
''Evlat!
Bir dize! ''
Göğsünde
Kartona yazılmış
''Berduşum
Umut yok
Elli Kuruş''
Yerde para bulursan
Bana
Elmasız kalmış bir balerinin telaşını
Marketlerde satışı az yoğurtların sessizliğini
Avladığı kuşun yasını tutan bir kartalın arşivini
Getir
Yitirilmiş sinemaların
Eski sokalarında saklıdır çocukluğumuz
Selda Hanım çıkmıyor artık sokağa
Dadaizmin şiir penceresinde
Duru bir çocuk
Eksik şarkılı çocukların
Hüznünü bilen
Bir martı gibi
Süzüldü şiir masaya
Gözlerinin penceresinde Reyhan
Ekranda Rocky filmi
Elinde bir kadeh rakı
Tabağında Jaws filminin müziği
Saklambaç aşklarda yaşlandı umutlarımız
Düşlerimiz sinemalarda bırakıldı
Ne kovboylardık,bisikletsiz
Yakası açık bir yalnızlıktı oyunlarımız
Hepimiz ağaçlarda birer çeteydik
Perdeden çıkıp hayatımıza karışmış bütün kahramanlar
Kuş bakışlı makinist
Okumadığı kitaplardan etkilenen gazozcu
Oradaydı
Yönetmen Semih Çelenk Abi
Sahneye çıkardı bizi
Dekor yoktu
Metrelerce yoktu
Ağaç vardı yalnızca
Dallarından "ah" lar dökülen
Madam Bovary çaresizce gülümsedi
- Çok ülkede çok şiirde yaşadım
Her yeni şiirde kurtulduğumu sandım
Ama
Her kurtuluşum yeni bir kurtuluşu aradı
Biten şeylerin gölgesini atıyor poşetine
Mazisini atıp kuş çıkarıyor;
Hayat ve iş arkadaşı
Bir orman
Dallarında bir piyano
Tuşlarında sözcükler
Kuş bekliyor
Yan dalda
Cesare Pavese
Kuş bekliyor
Köşede Kafka
Aynanın sırında yarattığı karaizm
''Hiçbir şey, yalnız görüntü, başka hiçbir şey,
tam bir unutuş.'' dizesini yudumluyor
Ömrünün son gençlik günlerinde
Şiir dinleyen avare bir kediyle
Ayakkabısını değiştirip
Gökyüzüne koşuyordu
Badanalı duvarlarda
Onlar
Hiç seyahat etmeyen kulaklarıyla
Sanki hayatın nöbetçi eczanesiydiler
Ölseler yalnızlıkları bile duymazdı
Kırışmış mazimizi ütülemek
Boşunadır
Geçmişin çizgisi ütü tutmaz
Sevgilinin yüzünde başka aşklar özlenmiştir
Uykusu gelmiş dünyanın saatlerinde
Gelmeyecek sevgiliyi beklemek
Harika bir buluşmadır
-Gelmediler, gelmeyecekler
-Haklısın,dedi ayna
Tüm zamanlar ve yaşananlar buharlaştı
Hüzünler, sevinçler, yüzler silindi
Ama hepsi bende, içimde
Senin gerçeğini biliyorum
-Fotoğraf olmayan halim yaşıyor mudur acaba?
-Çok yaşlandı ve seni unuttu
Yüzyıllardır hep böyle oluyor, gördüm
Birileri hayatımıza giriyor ve gidiyor
Dilek tahtasında patron
Yaşam tahtasında tavşan
Patron ağzıyla niyet çekiyor
''Neler geldi başıma neler''
Tavşan havuç yiyor.
Acısı beyniyle tokalaştığında
Yere çöktü
Rüzgarın havaya uçurduğu
Son saman çöpünü gördü.
Savaş sonrasında...
Kuş avlamayı bıraktı
Günlük tuttu
Kuşların kanatlarında getirdiği pastayı yedi
Fareyle şakalaşıp
Kelebeklerin dansına katıldı
Ve
Çaya karıştığında
Şekerin sevinç çığlıkları
Ve giderken gölgem
Elli altı lira borç verdi bana
Çok sevindim
Tarihler puslanıp geçti
İnsanlar, aşklar, aşksızlıklar
Çığlıklar geçti
Yalnızlıkla
Pıhtılaşan beyninin koridorlarında
Şatonun dışında dolaşan karıncaların sesleri.
Başkasız bir hayattı hiç günleri
Karanlık yağarken hiç hayatına
İlk kez hiç düşünmediği
Düşündüğü şeylere
Acılaşıp gülümsedi
Ey çekirge
Artık trenlerin de kaçtığı
Tuzaklarla dolu bu dünyada
Kafada kafasızlık yapma
'' Gitmemiz gerekiyor '' dedi abi şair
'' Anlıyorum '' dedi Beyaz Balina
Hesabı birlikte ödeyip
Çocukların hüzünlü bakışlarıyla
Mantolu vapura binmek üzere yola çıktılar
Uzaklarda
Bir tekerlekli sandalye, abisiz
Artık
Ne taşımak üstünde kimseyi
Ne su içmek istiyor
Çorapları hiç eskimeyen
ey sonsuzluğa tünemiş Hayat!
Nasılsın?
Hiç
Çay molası vermeyen
Flüt sesli hayat
Sonsuzluğa akıyor
Ve
Neydi hiç bilinmeyen
Neydi hiç bilinen
Rabarba rabarba rabarba
Kayıt Tarihi : 9.11.2016 08:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!