Şiir ne demek?
Şiir ‘şiar’ kelimesinden gelir.
Zirve demektir.(etimolojik kökü)
Sözün zirvesi demektir.
Bir sözü en güzel kim söyler?
En güzel o konuyu kim biliyorsa o söyler.
Bilginin dereceleri nedir?
Bir hastalığı duyarsın
İlmel yakın olur-duyarak bilme
Hastalanan birini görürsün
Aynel yakın olur-görerek bilme
Sen o hastalığa yakalanırsan
Hakkel yakın olur-yaşayarak bilme
Ama sen o hastalığın tedavisini geliştirecek düzeyde olursan-Hikmetleriyle bilme
Hekim olursun
İşte bu sebeptende bazı dillerde
Şairlere de Hekim denir.
Mahkemede kanunları bilenlere Hakim denir
Spordaki Hakem de bu anlamdadır.
Yani hikmet sahibi olanlardır.
Bir konuyu hikmetleriyle bilenlerdir, Hekimlerdir.
Aslında sözün en güzelini söylemek evrensel değerlerin ve kavramların bilinmesiyle olur.
Peki hakiki kavramları en güzel biçimde kim biliyor?
Var oluşun gerçek ve katışıksız kavramsal değerlerini kim biliyor?
Yazarlar vardır mesela roman yazarlar;
Aslında bir başlık vardır o başlığı yüzlerce sayfada anlatırlar,
Bunlar aslında otistik bir yapıdadır,
Basit bir konuyu çok dolambaçlı anlatırlar.
Bir de şairler vardır;
Bir romanda anlatılacak olayı bir şiire sığdırırlar.
Bir de büyük düşünürler vardır;
Bir kitap olacak şeyi bir tek cümlede özetlerler.
Bir de peygamberler vardır;
Bir ömür boyunca yaşayıp da idrakine varabileceğimiz konuyu iki üç kelimede anlatırlar.
Bir de Allah sözü vardır;
Üç kelimede insan hayatının gerçeğini ve Kainatın kanunlarını ifade eder.
Demek ki sözün en doğrusunu kavramların en katışıksızını Allah söyler.
Çünki Allahın bilgisi Mutlak yakindir-Yaratır bilir Bilir yaratır
Şu halde bir şair kavramları doğru ve yerinde ifade etmek için kılavuz olarak her zaman Allah sözünü tercih etmelidir
Başa dönecek olursak Şiir aslında kelimelerin ilmek ilmek işlenerek
Hakiki manada değeri olan bir kavramın olgunun ya da bilginin ortaya konmasıdır..Sadece kafiyeler uysun heceler dengeli olsun bir de güzel espri yakalar adına da şiir derim dersek doğru bir iş yapmış olmayız
Elimizde bulunan bir tığ ya da şiş ile çok güzel motifler yapabiliriz
Bu motiflerin bir araya gelişinden ortaya çıkan bütünün mutlaka bir işlevi olmalıdr Bere mi olur Kazak mı Ya da başka bir şey ama mutlaka bir işlevi olmalıdır ki ona sanatsal bir değer kazandırsın
işte şiir de böyle olmalı içinde bütünlüğünde en azından insani değerler açısından bir kavramı Ortaya zımmen de olsa koymalıdır
Şiir nedir dersek
Şiir şuurdur
02.11.12 Aykıri-Cahit Telkök
Cahit TelkökKayıt Tarihi : 4.11.2012 11:51:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bana şiir yazma konusunda soru soran arkadaşlala yaptığım söyleşilerden derlemedir lugatlarda: Şi'ar: İz, belirti,işaret,nişan, ayırt edici iyi adet, üstünlük veren işaret, insanın gömleği, ölüm. olarak geçer ancak kelimenin Etimolojik kökü dağ zirvesidir en tepe noktasıdır orası insanın yolda giderken yönünü tayin etmeğe yarayan şaşırtmayan iz,belirti işaret,yön tayin etmeğe yarayan emare oluşundan dolayı bu kelime bu anlamları kazanmıştır....insanın başı da en tepe noktası olduğundan bu kelime aynı zamanda Sami dillerinde saç anlamına da gelir..
Hatta aşk konusunda da. Yalnız ufak bir nüans var.Nasıl ki bütün kavramlar değiştirilmişse, Sizinde İfade ettiğiniz gibi kavramlar gölgrsinde Bir çok haltları masumlaştırmak gibi Aşk kavramının gölgesin de de Zinayı masumlaştırmak gibi bir halt karıştırılmış. Böylece de Aşk Cinsel ihtiyaç yolu gibi gösterilmiş. Halbu ki o ihtiyacı hayvanlarda yapıyor. Bilmiyorum belki ben aciz kardeşiniz Divan edebiyat akımını; hele de Fuzuliyi, Şeyh Galibi, Mevlanayı çok okuduğum için aşkı onların anladığı gibi anlamış olabilirim.
Gelelim İlahi aşk deyimine: Sizin Hoş görmediğiniz hali anlıyorum.Aşkı putlaştıranlar, aşıkı putlaştıranlar, Maşuku putlaştıranlar çok olmuş. Dün olmuş, Ömer Hayyam gibi. Buıgünde Var görüyoruz yarında olacaktır. Ama gerçekte Aşk bir araç olduğuna göre bu aracı yaratan'ın rızasına erişmek için kullanmakta bir sakınca olmasa gerek diye düşünüyorum.
Rahmetli Abim Müfti idi. Onun verdiği eğitimle Birşeyler bilsem bile Kuran-i kerimdeki ayetler üzerinden Örnekler vermekten kaçınırım. Çün ki Her ayetin meali o ayeti tam anlamamıza yetmez.O ayeti hakkıyla anlayabilmemiz için, Sebebi nüzülünü bilmek gerekir.Başka ayetlerin tefsirleri de gerekir.
Ama Allah.C.C. sizden razı olsun Yusuf Suresini Örnek vermişsiniz. İşte benim de fikrimin temeli ora.Sonu ne oluyor. Züleyha öyle bir hale geliyor ki; artık Yusu'u İstemiyor. Ben bulacağımı buldum Diyor. Allah Sevgisi olarak, Allahı sevmek, Peygamberi sevmek, Allah sever, Allah sevmez olarak geçen o kadar çok ayet var ki... İşte İlahi aşktan kastımız Allah sevgisidir.Fecir suresinin Son ayetinin ifadesi yerini, bulana kadar ki Allah Sevgisi.
Rabbini hakkıyla tanımayan insanlar elbetter herşeyi her mefhumu şirk ve put haline getirirler. Bunu görüyor malesef yaşıyoruz da.
Belki başınızı ağrıttım Hakkınızı helal edin. Sizden farklı düşünmediğimi biliyorum. Gördüm ki rahatsız olduğunuz şeyler beni de fazlasıyla rahatsız ediyor.İki Ayet-i Celile varki; Müslüman Bunlara hakkıyla riayet etse asla şaşırmaz.
1-Allah'ın ipine topluca sarılın tefrikaya düşmeyin.
2- Ben size sizin şah damarınızdan daha yakınım.
Peki Allahın ipine Yani Kuran-i Kerime Topluca sarılsa da tefrikaya düşmeseydi Müslüman durumumuz böyle mi olurdu.
Bize şah damarımızdan daha yakın olan Rabbimizle bizim aramıza bazı şeyleri sokmaya kalmasaydık. Ne şirk ve ne de put olurdu.
Yazınızdan istifade ettim Sağ olun var olun Değerli kardeşim. Hakkınızı da helal edin ve duanızda ben aciz kardeşinizi de de unutmayın. Rabbime emanet olunuz.
Selam, sevgi ve hurmetlerimle.
Şiar: (şa'r.c) Kıllar.
Şi'ar: İz, belirti,işaret,nişan, ayırt edici iyi adet, üstünlük veren işaret, insanın gömleği, ölüm.
Şiir: Güzel tertib-i manzume. Tahayyül ve tasavvurları ve bazı hakikatları hoşa gidecek şekilde ifade eden ölçülü söz.Man: Muhayyelattan terekküp eden kıyas.
Evet kıymetli, kardeşim; Şiar, Şi'ar ve Şiirin kısaca tarifi bu tarzdadır! Bera-i malumat!
Not: Şuara (Şairler) suresini okumayan Kur'an'ın ve Hz. Peygamber (sav) in şiir ve şairler hakkında söylediklerini bilmiyen ve de; Resul-ü kibriya'nın meşhur şairlerini ve onların terennümatlarından bi-haber olan müslüman bir şair bu sahada gaflara gark olmaya mahkum olup helaket fermanını kendi eliyle imzalar vesselam!
Hayırlı çalışmalar.
TÜM YORUMLAR (9)