Her güzel şiir, çağın kalbine vurulmuş mühürdür. damıtılmış membalardan kristalize edilen özlü kelimelerle, anlamın deryasında lirizmin sevda yüklü gemilerini ustaca yürütmektir. İnsanın poetik arayışı, yaşamsal soluğu, küflü, karanlık hücrelerimize açılan havalandırma delikleridir. Yalnızca koşumsuz atların alaca toynaklarıyla çiğnenmemiş topraklarda filizlenir dağların ıtırlı kokusunu taşıyan o şiir tohumları!
Şiir kalesinin imgesel duvarı sağlam ve özenle döşenmelidir. tuğlalardan herhangi birinin aradan çekilip alınmasıyla duvarın yıkılması nasıl kaçınılmazsa, mısralardan birinin şiirden kaldırılmasıyla öylece bozulmalıdır. Güçlü, yetkin, esaslı bir şiirin altın kuralı budur.
Şair kendini savunmaz, şiiri savunur. kelâmın büyüsünü ustaca kullanmak, imgenin berrak kuyusundan genç kuşaklarca içilebilecek arı, buzul pınarlardan okuruna avuç içi kadar bile olsa sunabilmek gayesiyle çırpınma uğraşıdır söz işçiliği. Harflerin sarraflığıdır belki, yüklü bulutlardan süt sağmaktır!
Şiir; hayal deryasının kuytuluklarında sosyal-siyasal ve ekonomik olayların hırpaladığı kalp kırıklığımıza iyi gelir. Yazılan mısralar ilhamın gizemi ve saf mutluluktan beslenir. Bununla birlikte; acıların, kederlerin, ayrılığın, hasretliğin, zorbalığın, yoksunluğun bedenlerimizde açtığı sağalmaz travmalardan, kırıgınlıklardan, yaralardan izler taşımalıdır ki kalıcılığının atlas ipekten kaftanını giyebilsin şair...
Doğru işleri takdir edebilmenin yanında, Şairin muhalif bir duruşu olmalı. Modern zamanların
şu kaypak ve albenili zemininde; kimselerin kuyruğuna takılmadan, eğilip bükülmeden, el etek öpmeden, kişiliğinden, onurundan ve özgürlüğünden taviz vermeden sorgulamalı, direnmeli, didinmeli, gediğine konulmamış bir taş/söz var ise onu yiğitçe yerine koymalıdır…
Öykünmek, körü körüne bir taklit değil; yerelden ulusala ve ulusaldan evrensele ulaşabilmenin bellekteki ilk kıvılcımıdır. Edebiyatın sonsuz okyanusunda boğulmamak için çırpınan her kalem erbabı bir deniz fenerine rastladığında kulaçlarını o yöne doğru çevirebilir. Kaçınılmaz bir gerçekliktir bu. Aslolan ise o deniz fenerine ulaştığıyla yetinmeyip, gideceği yönü, mesafeyi, yolculuğun olası risklerini hesaplayabilmek ve kendine denenmemiş, özgün, yalın ve rasyonel bir rota çizebilmektir. Ki sonrasında kaleme alacağı her yeni şiirini bir öncekinden daha olgun bir tatla okuyucularına sunabilmek için…
Zorlu bir arayıştır şiir. Ham sözü olgun bir meyva tadına varana dek sabırla işler. Sanata imgesel açıdan estetik değerler katar. Uçarı kelimelerin ardınca koşmak, harflerin karanlık kuyusundan susamış bozkırlara su taşımaktır şiir. Yaşam sorunsalına gerçekçi yanıtlar verebilmenin, haksızlıklardan, zorbalıklardan korkusuzca hesap sorabilmenin, yapılan yanlışlığa yiğitçe karşı durabilmenin, sorgulamanın, ideal bir dünyanın tesisi için yeni yol, yöntem arayışlarının ardına düşme isteğidir…
Gözlerimizi, kulaklarımızı, algılarımızı tersyüz ederek beynin kıvrımlarına “usta” diye dayatılan nice şair müsveddesi var ki, zamanla adları bile hatırlanmaz olmuştur. Çok yazmak bir ölçüde şairin üretkenliğine işaret edebilir. Ancak; söz uzadıkça konuyu/anlamı/lirizmi ve şiirsel temayı sıradanlaştırabilir. “Sözün fazlası molozdur!” kavlince az söz, az şiir, ama öz, yalın mükemmel bir şiirin peşinden koşmalıdır şair. Bu yaklaşımı edebi kısırlık olarak görenler, bozuk bir plak gibi aynı nakaratları allayıp pullayarak piyasaya sürüp üretken olduğunu varsayanlar, dağların, ovaların gür çağıltısı Ahmed Arif şiirinden ders almalılar. Şiirin kendine has kokusunu, hayatın tüm zorluklarına, badirelerine, sürgünlerine, anlamsız yasaklamalarına rağmen yarınlara inançla, inatla ve onurla taşımıştır O. Her şiir soyludur ve insanlık için önemli bir yapı taşıdır. Yazmak işte bu sebeple elzemdir…
Halkın yalın diliyle söz tarlasını harman yerine yığarak, kelimeleri usulca toplayıp buğdayın una çevirmek zordur. Dolambaçlı, çetrefil ve zifiri karanlık bir yolda el yordamıyla yürümeye çalışmak cesaret ister ve bu yiğit şairlere has bir tutumdur. Çünkü o toplumun el feneri, halkının yorgun, umutsuz, öfkeli gözlerindeki yaşamsal ışığıdır…
Kelimeler, dilin kurşunudur! Şiirin, kalbimizin kılcal çeperlerinde yarattığı kelebek etkisini anlamak için müneccim olmak gerekmez. Zaten esaslı bir şiir sığ/yüzeysel bakışlardan soyutlar nitelikli okurunu. Dilsel estetiğin gizil güzelliğine, evrensel hakikatin zorlu, engebeli, dolambaçlı yolculuğuna içtenlikle çağırır. Düşlerimizin ağır kanamalı karanlıklarını dağıtır, seherin serin göz aydınlığına kavuşturabilmek telâşına hep dahil etmek ister bizi...
Yazılanların boşlukta salınan balonlar gibi uçup gitmemesi için, resmi hegemonyanın sistematik bir tarzda ve diktatörlük özentisi uygulamalarıyla tahrip ettiği sayısız genç dimağı yeniden inşa ve imar etmelidir şair. Zira tüm zamanlarda yıkmak en kestirme, en basit yoldur. Yakmakta öyle. Oysa bozulanı onarmak, yakılanı yeşertmek, yıkılanı yeniden onarıp toplumun ortak paydasına sunmaktır aslolan...
İnsana ve insanlığa dair ne varsa kelamın büyülü sancağını oraya dikebilmelidir şair. İçimizdeki yazma eylemi var oldukça kelimeler ölümsüzleşir. Çiçeği, böceği, ağacı, kuşları uzunca ve ağdalı bir dille anlatabilirsiniz fakat anlattığını okutmak, kavratmak, dile yeni anlamlar yükleyip pratiğe dökmek yalnızca has şairlere özgüdür...
Sağlamlık gerçek bir şiirin temel dinamiğidir. Şiir tek başına bir anlam ifade etmeyen yalınkılıç harflerden edebi anlamda kalıcı değerler üretme çabasıdır. Bir sarraf kadar hassas, bir hattat kadar sabırlar kuşanmalıdır şair...
Alpaslan Akdağ
Kayıt Tarihi : 21.2.2012 20:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiir; mermisi dize olan silahıdır şairin. Onu nerede, nasıl ve ne zaman kullanacağını bazen şairin kendisi bile bilmez...
Ben şöyle bir okudum,şiir hakkında özgün farklı betimlemeler gördüm.
Özel bir vakit ayırıp bir gün mutlaka bu sayfaya gelip okuyacağım şiir nedir öğrenmek için...
Tebrikler sevgiyle şiirle kalın!
Kime : deyzaoglu
Tarih : 08.03.2012 01:20 (GMT +2:00)
Bu güzel düşünce ve fikirlere katılıyorum...Güzel ve şahane bakış...paylaşımınıza teşekkür ederim..Ancak müsait olup okuyabildim..tekrar teşekkür ederim...
Her şair bu pencereden yoğurup harmanlasa görün dünyanın ses getirmesini,aşkın belenip sarılmasını....Ham meyvanın olgunlaşması demek bu bakış...lezzeti damakların bayram etmesiyle yaşar...o günler yakınlaştı bu duygular yoğunluğunda adeta...sağolun,varolun efendim...sevgi ve saygılarımla...
Yüreğine sağlık.
Sayğılar.
TÜM YORUMLAR (6)