Uzun şiir okumaktan yorulanlar hemen gitti. İnat mı..Merak mı..Neden buradasın!
.
yaşlıydı/
kimse kesmesin saçlarını
sen iyi adam
sen bilgi kaçkını
şarap şişelerinin sayıcısı
kırmızıyı tartan
göğe sürtüp boyayan
hiç adın olmadı ya
olmadı demekte dokunmaz sana
öğrenmek/
olmadı
kaç kiriş kırdın
kaç kolon
kaç kitabı saydın kelime kelime
steinbeck okumuşsun
asimov
sagan
ve bir yerinden tutup
aytmatov
öyle ya
romantiktir yazanlar
delidir çoğu
tanıyanlar anlar
medeniyet tutanağı/
koca diploma cepte
çerçeve belanın ta kendisi de
şimdi çöpte
öğrendiği şeylerde
rehinsin
aç ölen çocuğun nefesinde
yol sorma/
başla bir yerinden
küs kumruları sev
top oynarken diz kanatmaları
tren yolculuklarında camları
bağrına uyarsa kadınları
alınlarını
kalçalarını
üretken ağızlarını
çocuk saysın bozulmayanı
nerede yolların artanı
deli derviş ekmek satar hayata /
yunus okusam bir gün
dergahlara düşüp
az ekmek
çok işle
kendini bilmek
sonra
ve sonra sosyalizmi düşünmek
düşün ortasını dağları germek
meskenin dağlar mı hala
yalnızlık çarpmaz mı
bahçende kiraz ağaçlarına
kadınlar ısırsın parmaklarımızı/
olmadı
bitmeyen kitap satıldı
arzı endam eden dilber ellerinde
sen gül de
o ağlasın
bilmesin durduğu yeri
parmakları saysın ikimizi
sev bizi
hep sev
en uca, oraya kaçarlar/
olmadı
bu namussuz kanla
yıkadılar elini
liman da gitti
gemiler içip bitirdi
sen şimdi
şarap şimdi
kadın şimdi
bitmemiş kitap şimdi
şimdilerini balıklar yedi
hep saydığın ya
bir gemi
iki istanbul
üç kadın
biraz yazı
on kelime
yirmi beş şiir
ellerin etmiyor
illa deniz ve vapur /
sonra o yolcularda
vapurun en arkasında
ismini bilmediğin sırada
senden
çayı da sakladılar ya
gidecek yerin kalmadı
bir ondan başka
cilve sevgiliye/
beni özledin mi değişi
kulağına düştü mü
mavi saten elbise
siyah saçlar
doygun bakışlar
kaşlarının arasına sıkıştılar
memende çocuğum sar
el değer /
ah elim
ölsen nerden bileceğim
olmadı
senin öykünle kitap
senin öykünle aşk çalınmadı
sıra zincirler kaldırımlarda
koşsan nafile
koşmasan yorulmaz
çeker gider kırlangıçlar
akşam olur umursamazlar
olmadı/
olmadı
onu anlatacaktın bize
doğmadı
duldasında sıkıştırdık seni
koparsak etlerini
hayat etmez mi
bedel/
ederi az gülüş
düşü üşümüş
üşüdüğü düşmüş
sürmüş
sürüştürmüş
ince bel
geniş kalça
çocuk olsa
iz kalacak sayfada
haydi bas geri
ölüm daha gitmedi
çakır keyif son/
bitti hikaye olmadı
gelirsen
bir rakı
biraz peynir
unutma
helva almayı
akşama kadar
uzatacağız sabahı
şiir kapıda kalmış
paspası bulmalı
olmadı buradaydı
09 04 2005
.
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 17.8.2005 19:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Zafer Zengin Etnika](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/08/17/siir-kapida-kalmis.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!