- Evet istiyorum..
Filmlerde olduğu gibi tıpkı.
Hapy End!
- Hakediyorsun
- Teşekkür ederim.
- Yoo.Gerçekten hak ediyorsun.
- Öyleyse gerçekten teşekkür ederim ben de!
- Mizahını anlamakta güçlük çekiyorum ama.
- Ne dememi bekliyorsun ki?
- Bak, Sen incitilmemesi gereken,
Kırılgan bir çiçeksin.
- Eh, bununla yaşamak zorundasın Sen de.
- Demek istiyorum ki bilebile kırma incitme kendini.
- Pekala elimden geleni yaparım.
- Sevişmek ister misin?
- Evet,hem de çok!
- O halde seviş benimle.
- Ne diyorsun sen! Mümkün mü bu?
- Neden mümkün olmasın?
- Nasıl?
- Bunu bilmiyor musun?
- Hayır bilmiyorum.
- Beni baştan çıkartmayı bilmiyor olamazsın!
- Bilmiyorum!
- Biliyorsun aslında,
Bunun şu elinde tuttuğun kalemle bile
Mümkün olduğunu biliyorsun.
- Yine nereye varacak bu konuşmanın sonu?
- Bunu da gayet iyi biliyorsun.
- Bu aptal palavralarına karnım tok artık.
Gerçeğin böyle olmadığını biliyorum, evet.
- Lütfen kestirip atma!
- Of! Tuvalete gitmek istiyorum!
- Pekala ama çabuk dön; ve düşün!
- Buna karışamazsın!
İster düşünürüm ister sıçarım.
Bu iki saatte sürebilir, bir yaşam boyu da,
Beni ilgilendirir.
- Peki, peki, kızma!
Ama yine de kısa sürerse iyi olur ha! ?
Ha, gelirken bir kadeh içki getirir misin lütfen.
Boğazım kurudu.
- Kaba herif!
- Ne? Hiç yakışıyor mu?
- Yakışsın yakışmasın, umurumdaydı sanki.
- Beni zor durumda bırakıyorsun ama.
- Eğer kabalaşırsan ben de kabalaşırım..
O zaman daa…
- Ne olur o zaman?
- …
- Haydi kabalaş bakalım ne kadar kabalaşabiliyorsan?
- Beni kışkırttığına pişman olacak kadar.
- Aman… çok korktum.
- Hey! Hey!
- Ne yapıyorsun? Bırak beni!
- Söylemiştim sana! Özür dile bakalım.
- Tamam…tamam… peki, geri alıyorum söylediğimi…özür dilerim!
- Ha şöyle.
- Devam mı?
- Nasıl istersen?
- Onu aramak istiyorum.
- Ara o zaman.
- Ama doğru olmaz.
- Neden?
- Çok geç oldu.
- Ne fark eder?
- Bu zamansız arayışım bana bir şey kazandırmaz da ondan.
- Gündüzden aklın neredeydi?
- Onu şimdi düşünüyorum. Gündüz aklıma gelmemişti.
- Onu aklına getiren, şu Amerikan filmi oldu değil mi?
- Evet yaa!
- Ne tuhaf değil mi? Adamlar nereden nereye ulaşıyorlar, sen beşten altıya
ulaşamıyorsun.
- Evet, tuhaf. Nasıl böyle kolay anlayabiliyorlar, anlayamıyorum.
- Ne var kolay olmayacak. Bir iki laf, bir kelam hoop kucağımdasın işte!
- Evet, doğru.
- Yahu, haydi gel, biz de bir film çekelim.
- Biz mi?
- Evet.
- Sen ve Ben!
- Neden olmasın?
- Ne tüfek var ne tabanca, böyle film çekilir!
- Olsun, duygumuz yeter!
- Öf! Aman ne duygu.
- Pesimistliğimizle doğranmış bir gecede iki elimiz kanlı,
pervasızca uluyacağız neredeyse, Ay’ a karşı!
- Böğ bööğğğ böööğğ!
- Hah! İşte tam da bu: Böğ!
- Yakaladın duyguyu, kaçırma!
- Bizim de yapacak en azından bir şeyimiz var.
- Mesela! ?
- ‘Sen ve Ben’ şu güzel müziğin eşliğinde dans edebiliriz pekala!
- Dans mı?
- Evet. Dans! Haydi gel!
- Bak buna hayır diyemeyeceğim.
- Harika!
Kayıt Tarihi : 4.7.2009 21:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Habibe Merih Atalay](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/07/04/siir-in-bulusma-noktasi-08.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!